Ali Eylül'ü hastaneye götürür. Ayağında kırık vardı. Çok kısa bir süre desteksiz yürüyemeyecekdi.
Ali: Özür dilerim.
Eylül: Neden?
Ali: Yani sana çarptım ya...
Eylül: Olsun. Önemli değil.
Ali: Önemli. Benim yüzümden ayağın kırıldı.
Eylül: Sen olmasan bir başkası kırıcaktı zaten.
Ali: Anlamadım.
Eylül: Sana bela mıknatısı olduğumu söylemedim mi?
Ali: Dalga geçme.
Eylül(sırıtarak) : Dalga geçmiyorum. Gayet ciddiyim.
Ali: Gerçekten ayağın çok acıyor mu?
Eylül: Bir az.
Ali: O zaman eve bırakıyorum seni. Itiraz etme. Hem annenle babandan da özür dilerim.
Eylül: Benim annem ve babam yok. Yetimhanede yaşıyorum.
Ali: Öldüler mi?
Eylül: Evet.
Ali: Başın sağolsun!
Eylül: Sağol.
Ali: Seni bırakırım ama yurda.
Eylül: Tamam.
Ali: Kusura bakma. Hatırlattım.
Eylül: Önemli değil. Bazen olur öyle. Sonra geçer.
Ali Eylül'ü yurda bırakır. Kızlar camdan Eylül'ü görürler.
Meral: Eylül değil mi o ya?
Kader: Nerde?
Meral: Bak işte burda. Ayağında sargı var. Kiminle gelmiş bu?
Kader: Hadi gidip bakalım.
Songül: Kader, nolmuş?
Kader: Bilmiyorum ki.
Kızlar Eylül'ün yanına giderler.
Songül: Eylül! İyi misin? Ayağına noldu?
Eylül: İyiyim. Araba çarptı sadece. Önemli bir şey yok.
Ali: Kusura bakmayın! Bilerek çarpmadım arkadaşınıza.
Eylül: Senin bir suçun yok zaten.
Meral: Senin?
Kader Merali dürter.
Kader: Çok teşekkür ederim bu arada. Eylül'ü getirdiğini için.
Ali: Rica ederim. Ben gidiyorum o zaman. Hoşçakalın. Hoşçakal Eylül.
Eylül: Hoşçakal Ali.
Kader: Kızım, bu ne yakınlık? Ne ara?
Eylül: Yok ya. Hastaneye giderken muhabbet olsun diye konuştuk biraz.
Meral: Öyle olsun bakalım.
Cemre koşarak kızların yanına gelir.
Cemre: Kızlar. Aşağıda...
Cemre bayılır.
Kızlar: Cemre!
Meral: Cemre. Cemre uyan! Cemre iyimisin!
Kader: Ben ambulansı arıyorum.
Kader ambulansı arar. 10 dakika sonra ambulans yurda gelir.
Eylül: Arkadaşımıza nolmuş? İyi mi?
Doktor: Nabzı düşüyor. Hemen hastaneye götürmemiz lazım.
Songül: Hadi kızlar bizde gidelim.
Meral: Hepimiz sığmayız ki.
Eylül: Otobüse bineriz işte hadi.
Kızlar hastaneye gelirler.
Songül: Cemre nerde?
Kadın: Cemre? Soyadı?
Meral: Derinoğlu.
Kadın: Bir dakika... 2ci katta sondan ilk oda.
Kader: Hadi kızlar.
Kızlar koşarak Cemrenin odasının önüne gelirler. Doktordan Cemrenin durumunu sorarlar.
Eylül: Cemre nasıl?
Doktor: Buraya geldiğinde çok kötüydü. Nabzı düşmüştü. Ama şimdi iyi. Birazdan uyanır.
Eylül: Neden böyle olmuş?
Doktor: Stresten ve heyecandan ola bilir.
Meral: Gire bilirmiyiz?
Doktor: Evet. Ama çok uzun kalmayın.
Kader: Tamam.
Kızlar Cemrenin yanına giderler.
Kader: Cemre, kardeşim noldu sana böyle?
Cemre gözlerini açar.
Songül: Cemre! İyi misin?
Cemre: Kızlar. Benim size çok önemli bir şey söylemem lazım.
Kader: Söyle canım.
Cemre: Kemal... Kemal hapisten çıkmış.
Eylül (korkuyla bağırır): Ne?! Nasıl ya? Nasıl çıkar! Sen nereden biliyorsun ki?
Cemre: Gördüm. Yurdun önüne gelmişti. "Eylül'e söyle benden kurtulamayacak! Onun kaderi benim!" dedi ve gitti.
Eylül: Napıcam ben? Napıcam?
Meral: Sakin ol Eylül!
Eylül: Nasıl sakin olayım ya? Pislikten kurtulamadım işte.
Birden kapı açılır ve içeri Kemal girer.
Kemal: Merhaba kızlar! Özledin mi beni Eylül? Hihihihihi...
Eylül: Kemal!
Sizce olaylar nasıl gelişecek? Yorumlara bekliyorum. Bu ara bölümler gecikiyor biliyorum. Kusura bakmayın!!!
Hikayemi oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın!!!474 kelime