16.bölüm

916 35 27
                                    

Ali Eylül'ü hastaneye götürür. Ayağında kırık vardı. Çok kısa bir süre desteksiz yürüyemeyecekdi.

Ali: Özür dilerim.

Eylül: Neden?

Ali: Yani sana çarptım ya...

Eylül: Olsun. Önemli değil.

Ali: Önemli. Benim yüzümden ayağın kırıldı.

Eylül: Sen olmasan bir başkası kırıcaktı zaten.

Ali: Anlamadım.

Eylül: Sana bela mıknatısı olduğumu söylemedim mi?

Ali: Dalga geçme.

Eylül(sırıtarak) : Dalga geçmiyorum. Gayet ciddiyim.

Ali: Gerçekten ayağın çok acıyor mu?

Eylül: Bir az.

Ali: O zaman eve bırakıyorum seni. Itiraz etme. Hem annenle babandan da özür dilerim.

Eylül: Benim annem ve babam yok. Yetimhanede yaşıyorum.

Ali: Öldüler mi?

Eylül: Evet.

Ali: Başın sağolsun!

Eylül: Sağol.

Ali: Seni bırakırım ama yurda.

Eylül: Tamam.

Ali: Kusura bakma. Hatırlattım.

Eylül: Önemli değil. Bazen olur öyle. Sonra geçer.

Ali Eylül'ü yurda bırakır. Kızlar camdan Eylül'ü görürler.

Meral: Eylül değil mi o ya?

Kader: Nerde?

Meral: Bak işte burda. Ayağında sargı var. Kiminle gelmiş bu?

Kader: Hadi gidip bakalım.

Songül: Kader, nolmuş?

Kader: Bilmiyorum ki.

Kızlar Eylül'ün yanına giderler.

Songül: Eylül! İyi misin? Ayağına noldu?

Eylül: İyiyim. Araba çarptı sadece. Önemli bir şey yok.

Ali: Kusura bakmayın! Bilerek çarpmadım arkadaşınıza.

Eylül: Senin bir suçun yok zaten.

Meral: Senin?

Kader Merali dürter.

Kader: Çok teşekkür ederim bu arada. Eylül'ü getirdiğini için.

Ali: Rica ederim. Ben gidiyorum o zaman. Hoşçakalın. Hoşçakal Eylül.

Eylül: Hoşçakal Ali.

Kader: Kızım, bu ne yakınlık? Ne ara?

Eylül: Yok ya. Hastaneye giderken muhabbet olsun diye konuştuk biraz.

Meral: Öyle olsun bakalım.

Cemre koşarak kızların yanına gelir.

Cemre: Kızlar. Aşağıda...

Cemre bayılır.

Kızlar: Cemre!

Meral: Cemre. Cemre uyan! Cemre iyimisin!

Kader: Ben ambulansı arıyorum.

Kader ambulansı arar. 10 dakika sonra ambulans yurda gelir.

Eylül: Arkadaşımıza nolmuş? İyi mi?

Doktor: Nabzı düşüyor. Hemen hastaneye götürmemiz lazım.

Songül: Hadi kızlar bizde gidelim.

Meral: Hepimiz sığmayız ki.

Eylül: Otobüse bineriz işte hadi.

Kızlar hastaneye gelirler.

Songül: Cemre nerde?

Kadın: Cemre? Soyadı?

Meral: Derinoğlu.

Kadın: Bir dakika... 2ci katta sondan ilk oda.

Kader: Hadi kızlar.

Kızlar koşarak Cemrenin odasının önüne gelirler. Doktordan Cemrenin durumunu sorarlar.

Eylül: Cemre nasıl?

Doktor: Buraya geldiğinde çok kötüydü. Nabzı düşmüştü. Ama şimdi iyi. Birazdan uyanır.

Eylül: Neden böyle olmuş?

Doktor: Stresten ve heyecandan ola bilir.

Meral: Gire bilirmiyiz?

Doktor: Evet. Ama çok uzun kalmayın.

Kader: Tamam.

Kızlar Cemrenin yanına giderler.

Kader: Cemre, kardeşim noldu sana böyle?

Cemre gözlerini açar.

Songül: Cemre! İyi misin?

Cemre: Kızlar. Benim size çok önemli bir şey söylemem lazım.

Kader: Söyle canım.

Cemre: Kemal... Kemal hapisten çıkmış.

Eylül (korkuyla bağırır): Ne?! Nasıl ya? Nasıl çıkar! Sen nereden biliyorsun ki?

Cemre: Gördüm. Yurdun önüne gelmişti. "Eylül'e söyle benden kurtulamayacak! Onun kaderi benim!" dedi ve gitti.

Eylül: Napıcam ben? Napıcam?

Meral: Sakin ol Eylül!

Eylül: Nasıl sakin olayım ya? Pislikten kurtulamadım işte.

Birden kapı açılır ve içeri Kemal girer.

Kemal: Merhaba kızlar! Özledin mi beni Eylül? Hihihihihi...

Eylül: Kemal!

Sizce olaylar nasıl gelişecek? Yorumlara bekliyorum. Bu ara bölümler gecikiyor biliyorum. Kusura bakmayın!!!
Hikayemi oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın!!!

474 kelime

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin