Jimin yatağından kalkıp lavaboya adımladı, biraz kafasını toplaması lazımdı şu an en iyi yöntem ise duştu, buz gibi sopsoğuk bir duş.
Dün gece hiç uyuyamamıştı, hayatını gözden geçirmişti. Hayatı gerçekten bok gibiydi, annesi öldükten sonra babası neredeyse hiç üzülmemiş ve hayatına devam etmişti. Evet, yapması gereken hayatına devam etmesiydi ama başka birikeriyle hatta Jimin' in yaşıtlarıyla yatması değildi.
Jimin babasından hiç bir zaman sevgi alan biri olmamıştı ki, hep annesi severdi onu, baba sevgisininin boşluğunu gidermeye çalışırdı yapardı yada yaptığını sanardı.
Annesinin ölüm sebebi ise her işin içinde babasının olduğu gibi bundada babası vardı. Bay Park karanlık işlere bulaşmış sonra ise parasını ödemediği için acısını Bayan Park' tan çıkarmışlardı. O zamandan beri babasından nefret ediyordu. Ona hatasını söylediği zaman, ona nefretini kustuğu zaman yada bazı hatalarında babası onu kemerle döverdi, hala daha da kemerle dövüyordu zaten. Sırtında daha 2 gün öncesinden kalan izler vardı, kemer izleri. Babasından bu yüzden korkardı, çok sertti babası. En küçük hatasında bile döverdi. Ondan nefret ediyordu, hemde fazlasıyla.
Duştan çıktıktan sonra üzerine uzun kollu, beyaz bir bluz giyip altınada siyah, kotunu giydi. Aslında hava sıcaktı ama uzun kollu giymesinin sebebi, babası kemerle sırtına vururken kollarınada vurmasıydı. Sarı saçlarını kurutup fön çekti. Valizini dün akşam hazırladığı için şanslıydı, arka cebine telefonunu koyup eline valizi alıdı ve aşağıya indi. Koltuklardan birine oturup babasının gelmesini bekledi, saat üç olduğundan geleceğini tahmin etmişti. Kapının açılmadıyla ilk önce babası ardındansa Jungkook girdi. Jungkook' un geleceğini tahmin etmemişti, babası gelir, götürür, gider diye düşünmüştü.
Jungkook' un Jimin' i yanına almasının sebebi onu sevmesiydi. Tam 2 yıldır seviyordu jimin' i. Çoğu zaman takip ettirip onun o gün ne yaptığını öğrenirdi ama bu öğrenme olayı evine kadardı. Evine girince tek bir tane bile bilgi öğrenemiyordu.
"Jimin hazırsan Jungkook seni almaya geldi."
Jimin kafa sallayıp valizini aldı eline. Jungkook tabiki de Jimin' e taşıtmayacaktı valizi. Kafasıyla biraz ilerideki şöföre gelmesini işaret etti. Şöför Jimin' in elindeki valizi alıp arabanın bagajına koydu. Jungkook Jimin' in elini tutup Bay Park' a baktı.
"Biz gidiyoruz artık Bay Park."
"O şey senin artık istediğini yapabilirsin."
Bay Park içeriye geçip koltuklardan birine otururken söylendi. Jimin babasının onu sevmediğini bildiği için umursamamaya çalıştı. Jungkook ise sevdiğine O şey diye hitap edilmesine sinirlenmişti.
"Benim olana o şey diye hitap edemezsiniz Bay Park. Ben bundan hiç hoşlanmam, konuşmanıza dikkat edin."
Bay Park şaşırmıştı ama ondan daha çok şaşıran biri vardı oda Jimin. Annesinden sonra ilk kez onu koruyan biri çıkmıştı. Jungkook Jimin' e dönüp gülümsedi.
"Gidelim mi Jimin?"
Kafasını hafifçe salladı Jimin, Jungkook elini bırakmadan hatta daha sıkı tutarak arabaya doğru yürüdü. Arabanın kapısını açıp Jimin' i bindirdi ardından yanına kendisi oturdu. Şöför kapılarını kapatıp direksiyonun başına geçti.Jimin tedirgindi çünkü ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Yanında Jungkook oturmuş ve ona bakıyordu buda düzgün düşünemesini engelliyordu. Jungkook gülümseyip Jimin' e elini uzattı.
"Ben Jeon Jungkook. Daha önce bir kaç kere karşılaşmıştık Jimin ama hatırlamıyorsundur."
Gülümserken konuştu, Jiminde Jungkook' un elini sıktı ve gülümsedi.
"Bende Jimin, Park Jimin. Zaten tanıyorsun ama olsun."
Jimin elini çekip camdan dışarısını izledi eve gidene kadar. Jungkook' sa ilk günden Jimin' i sıkmak istemedi, elbette ona evin kurallarını anlatıcaktı ve biraz korkacağını biliyordu. İlk andan korkutmak istememişti sadece.Jungkook her zaman ve her yerde kaba, gülümsemeyen, samimi biri olmasada bu olay Jimin' in yanında değişiyordu. Tek bir kelimesi bile Jungkook' u gülümsetebiliyordu. Jungkook gülümsemeyi sadece Jimin' in yanında seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDYKİNG • KOOKMİN •
Historia CortaBabası tarafından satılan bir genç ve ona delicesine aşık olan iş adamı. Top • JungKook Bottom • JiMin