O gün, bugündü! İnanamıyorum! Justin'le yemeğe çıkacağız!
Alışveriş yapmam lazımdı. Çünkü gardırobumda güzel bir şey bulamadım.
(2 saat sonra)
Çok güzel bir elbise almıştım. Dizlerimin birazcık üstünde bitiyordu, ve kırmızının en güzel tonlarından birinin rengindeydi.
Not: Elbise şu:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben niye birini güzelce giydiremiyorum? Bende hiç stil yok ya. Olsun, elbise güzel.
Aynada kendime baktım. Çok güzel olmuştum. Tüm hazırlıklarım bitince tam çıkıyordum ki Taylor aradı.
"Selena? Nerdesin?"
"Geliyorum."
"Acele et, herkes geldi. Sadece Justin dışında."
Justin niye gelmemişti acaba?
"Tamam, Taylor. Geliyorum!"
Evdem çıktım. Önümde çok güzel bir spor araba duruyordu.
Ve, sürücüsü Justin'di!
Yok artık, diye düşündüm. Ama tam önümdeydi işte, bir düş değildi.
Beni görünce gülümsedi ve "Tesadüfe bak," dedi.
Olduğum yerde kalakalmıştım. Justin'e boş gözlerle bakıyordum.
"Şey... Sen iyi misin?"
"E..evet."
"Beraber gidelim mi?"
Kendimi arabada buldum. Aman Tanrı'm! Kendim mi binmiştim?
Ben ne olduğunu anlayamadan varmıştık bile.
Kızlar bizi aynı arabada görünce şaşırdı.
Masaya oturduğumuzda Kylie garip garip bana bakıyor, Demi ise kaş göz işareti yaparak "N'oluyoruz?" gibisinden bakıyordum. Hiç tepki vermedim.
Çok güzel bir akşam yemeği yedik. Justin ara sıra bana bakıyor, ben ona bakınca da gözlerini kaçırıyor, çatalıyla oynuyordu.
Ama o güzel düş sona erdi. Ve herkes vedalaşarak gitti. Tek ben, Taylor ve Justin kalmıştık.
Justin bizi eve bırakmayı teklif edince Taylor ona uzaylı görmüş gibi baktı ve "Gerek yok, teşekkürler." dedi. Ve Taylor'un arabasıyla gittik.
"Sel..."
"Evet?"
"Ondan hoşlanıyor musun?"
"Kimden?"
"Anlamamazlıktan gelme. O sana bir ara gülümsedi, ve sen de domates gibi oldun."
Birden ağlamaya başladım.
Taylor beni teselli etti ve gözyaşlarımı sildi.
"Bilmiyorum, çok karmakarışık duygular içindeyim."
Uzun süre oturduk ve Taylor bana, "Eğer o da sana bir şeyler hissediyorsa aranızda bir şeyler olma olasılığı var, ama o çok çapkın biri, seni seviyorsa eğer ama bak, gerçekten seviyorsa her şeyi akışına bırak." gibi bir şeyler dedi.
Ama ben onu dinlemiyordum. Tek yaptığım şey O'nu düşünmekti.
Bundan sonra başlıklara metin yazacağım. İlk bölümlerin başlığını da değiştireceğim.
