2. Bölüm | Dolunay

347 33 30
                                    

Marlene, Sihir Tarihi'nin sıkıcılığından mütevellit not tuttuğu defteri kapattı ve başını sıraya gömdü. Bu dersi sadece dinleyerek de yapabilirdi, çünkü dinlemeyi becerebilirse büyük bir şeyi becermiş olacaktı. Ders Ravenclaw'larla ortaktı ve Lily bile neredeyse bayılmış gibi görünürken, Ravenclaw'lardan bir grup hala dinçti. Sessizce başını kaldırdı tekrar, not defterini açıp kalemi sayfalarca öylesine sürtmeye başladı. Midesi çalkalanıyordu adeta, Lily'nin kulağına doğru eğildi yavaşça. "Birazdan bayılacağım." Kızın baygınca gülümsediğini hisseder gibi oldu, aslında hiç de onun suratına bakmıyordu. Bu ara insanların mimiklerini bakmadan da anlayabilme yeteneği edinmişti, komikti ama gerçekti. "Dayanmaya çalış, bitmek üzere."

Aldığı cevapla etrafına bakmaya devam eden Marlene, bütün sınıfı tarasa da Remus, Peter, James ve... Sirius'u görememişti. Çok görmek istediğinden değildi de, yine Black'in aklına ne geldiyse de önce James'in sonra kalan ikilinin kanına girmişti bilmiyordu. Bütün planların onun başının altından çıktığına emindi kız, ya da buna inanmak istiyordu. "Bizimkiler derse girmemiş." dedi Lily'e. Bu sefer suratına bakma ihtiyacı hissetti ve gördüğü ifadeden hiç mi hiç hoşlanmadı. Biraz daha üstelemeye karar verdi, "Remus'un bile girmemesine şaşırmadın mı sen de?" Lily rahatsızca boğazını temizledi, kalemi alıp sıkı sıkıya kavradı ve, "Evet yani.." diye mırıldandı.

"Evet, Lily Evans. Neler olduğunu anlatır mısın yoksa kızıl saçlarını tükenene kadar koparayım mı?"

Tam Lily ağzındaki baklaları çıkarmaya hazırlanırken profesör rahatsızlıkla iki genç kızı uyarınca, bunu fırsat bilerek huzurla sustu kızıl kız. Ama Marlene bunun üstünü asla kapatmayacaktı, bu dönen dolaplar her neyse öğrenecekti elbette. Her yıl belli zamanlarda bu haşarı Gryffindor ekibine bir şeyler oluyordu gerçi, ama ilk defa Lily'nin de bu olaylardan haberdar olduğunu görüyordu kız. O tayfayı kontrol etmek mümkün değildi, evet Sirius ve belki Peter dışarıda kalırsa kalan iki kişiyi de gayet seviyordu Marlene, ama Lily onun için çok özeldi. Bu yüzden her yıl hissettiği bu tuhaflıklara hiçbir zaman müdahil olmak istememişti fakat bu sefer farklıydı. Lily'nin başına bir şey gelmesini istemiyordu, bu yüzden yanlış bir şeyler yapmadan onu durdurmak zorundaydı.

Ders bitiminde, Lily oldukça rahatsız görünüyordu. Marlene'ye kaçamak bakışlar atıyor, anlatmak istiyordu ama sevgilisi ve arkadaşları tarafından çok iyi tembihlenmiş olsa gerekti ki ağzını açamıyordu. Öyle basit bir şey olsa, kimsenin dediğini yapmayacak bir kızdı. Ama belli ki öyle ilginç ve önemli bir olaydı ki, onlara sadık kalması gerektiğine inanmıştı Lily. En yakın arkadaşına her şeyini anlatırdı ama kendisine ait olmayan bir bilgiyi paylaşmakta tereddüt yaşamasını anlıyordu Marlene. Ve normalde de üstüne gitmezdi ama eğer ters bir şeyler olacaksa, öncelikli olarak Lily'in bu olaydan sıyrılmasını sağlamalıydı.

"Marlene..." dedi kız, bahçeye doğru adımlarken. "Bak bu onların onayı olmadan anlatabileceğim bir şey değil. Sadece... Başımı belaya sokmayacağımdan emin ol lütfen. Merlin aşkına... Ben Lily Evans'ım. Kendimi korumayı elbette becerebilirim."

Derin bir iç çekti, Marlene. Evet kız Lily Evans'tı. Ama o da Marlene Mckinnon'dı.

"Kendini koruyabileceğinden eminim Lily. Sadece söz konusu James olunca kendini korumayı düşünür müsün ondan emin değilim." Lily bu cümleyi duyunca yüzünü düşürdü, adeta birinin onun zaafı olduğu gerçeğini kaldıramıyordu ama adı üstünde bu bir gerçekti. Başta havalı ve egoist olduğunu düşündüğü adama kör kütük aşıktı ve onunla ilgili en ufak olayda hassaslaşıyordu. Onun durumunu garipsiyordu aslında Marlene, burnu havada olduğuna tamamen inandığı birine sonradan nasıl aşık olunurdu? Ama buna inanmıyor değildi, çünkü her anına şahit olmuştu Lily'nin. Yaşadığı tüm duygu değişimlerinin en başından beri şahidiydi. Yine de garip geliyordu Marlene'ye... Kendisi asla böyle bir şeyin içine düşmezdi, bundandı belki de.

Losing MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin