Bizi ölüme götürecek serumlardan kurtulmuştuk.Mutlu ve adrenalin doluyduk.Alper ile kendimii rambo gibi hissediyorduk.O an küçükken oynadığımız Battle Field gelmişti aklımıza,onda hep dayanışma içinde savaşırdık online de.Ve o işgence odasında olan şırıngalardan yanımıza alıp ceplerimize sokuşturmuştuk.Odadan sesizce çıkmıştık.Etraf sessizdi.Kamera falan yoktu.Bu garip değilmiydi.İlerlemeye başladık.Bir asker nöbet tutuyordu.Ne girişi olabilirdi acaba askerin nöbet tuttuğu yer.Asksrin arkasından gizlice yavaş yavaş ilerliyordum.Japon askerinin tam arkasına geldim ve "Silahını derhal bırak yoksa yapacağın tek bir hamle ölümün olur!"dedim.Ve lanet olası holiwood filmlerinde olduğu gibi laf dinlemedi.Hemen şırıngayı şah damarına saplamıştım.Şırıngadaki kanımızın buharlaşmasını sağlayan serumun her saatte sıkılan şırıngalı versiyonuydu bu.Ve binete kadar aşıladım zehiri.Askerin,o sırada telsizini ve silahlarını aldık.Askerde bir M3A1 ve bir Deagle vardı.Ben tabikide Deagle'ı aldım.Bu heriflerin komutanı askerlerine önem veriyormuş heralde.Yüksek tavanlı beyaz renkte kırmızı çizgili duvarlar vardı.Koridor üzerine koridor vardı.Kaybolmuştuk.Sonda aniden Alper'e dur dddim.Bir kamera vardı.Biz görüş alanında değildik ama biraz daha ilerleseydik görüş alanında olucaktık.Alper'e o kameraya ateş etmesini istedim.Nie mi ben değildim ateş eden.Çünkü Deagle M3A1 den daha çok ses çıkarırdı.Ve koridod üzerine koridor olduğu için ses de daha çok yankılanırdı.Alper ateş etti ve tam 12 den kamerayı vurduk.Ama bu bir hatamıydı.Her kameranın nerede olduklarını çok iyi bilirdiler heralde.Ve buraya asker ve tamir ekibi gönderirlerdi.Bizde hemen yolumuza devam ettik.Sonra hoperlörlerden
koridorlarda"Komutan Musamara ölmüştür"diye bir ses yankılandı.Kendimle gurur duymuştum.Uzun zamandır peşinde olduğumuz bu Japon komutanı ben öldürmüştüm.Ama bunu yaparken hiç isminin Musamara olduğuna dikat etmemiştim.Tek hatırladığım isminin Japonca olduğuydu.Ve bir ameliyathane girişi bulmuştuk.Hemen ben tekme atarak kapıyı kırdım ve içeri girdim.Baya bi Japon asker vardı komutanlarının ölümüne üzülüyorlardı.Sanki çok para veriyordu da.Belki öledir.O an hemen bütün askerler silahlarına sarıldılar ve bize ateS etmeye başladılar.Saniyede 10.000 mermi geliyordu bize doğru.Ama nasıl ordan kaçmıştık.Bizi vurmak için o an ölesine de ateş ediyor olabilirlerdi.Bu da kaçmamız için bir avantajdı.Peşimizde yaklaşık 7500 kişilik bir ordu vardı.Ama bu ordunun tamamı ile karşılaşmamışızdır.Hemen geldiğimiz yere kaçtık.Orda bir çıkış vardı niye ordan gitmemiştikki.Boşuna şimdi aksiyon yaşıyorduk.Biz jet pilotuyduk bir piyade değil.Ama bununda üstesinden gelirdik.O yerddn dışarı çıktık ve bir hava alanı vardı.Hemen bir uçağa koştuk.Ve o sırada arkamızdan silah sesleri yükseldi.Bize ateş açmışlardı. izde bid yeri siped alıp onlara nişan aldık.O an bizdeki adrenalin son noktasında korku zirvedeydi.20-47 kadar asker vardı hepsine mermimiz yetmemişti.En fazla 20-25 tanesini indirebilmiştik.Yani öldürebilmiştik.Arkamızdaki hangarın içine girdik.Tam o sırada baya gürültülü jet sesleri gelmeye başladı.Hangardan çıkıp baktık bunlar bizim arkadaşlarımızdı.Hemem hangardaki uçağa koştuk.Ve en azından 2 kişilikti.Hemen içine bindik.Jet sealeri hala duyuluyordu.Ama biz dostlarımızın hızına nasıl ulaşıcaktık.Bu külüstür dandik bir japon uçağıydı.Hemen uçaktan indik.Hangara ateş ediyorlardı.Hangarda cephane bulmuştuk.Ama M3A1 cephanesiydi.Alpere "beni koru yandaki hangara bakıcam."dedim.O beni korurkrn hemen yan hangara geçtim.Orda bir jet vardı.Hemde bizim ülkemizin uçaklarından.Hemen Alper'i çağırdım."Silahını bana at koriyim seni" diye bağırdım.Alper silahı bana yerden fırlattı.Ben silahı elime alır almaz Alpere "koş koş hadi çabuuk"diye bağırdım.Ateş etmeye başlamıştım.Küçüklüğümden beri en sevdiğim silahtı M3A1.Alper bu hangara varınca hemen jete bindik ve Alper "hangar kapıparını patlatarak hangardan çıkalım dikatleri dağılsın" dedi.Bende hemen 2 roket ateşleyerek patlattım hangarın kapıparını.En azından hangar uzundu ve bi hangarın gerilerindeydik.Alper hemen uçağı piste getirdi ve kalkışa geçtik.O sırada bizim ülkemizden olan bir kaç jet Japonların asleri üstünü bombardımanladı.Hemen dost jetlerle iltibata geçtik.Hemen cevap verdiler ve kebdinizi tanıttık.Ve sonra yolumuza devam ettik.Geri dönüyorduk çok
---------------------------
3.5Saat Sonra
---------------------------
Aniden bir patlama sesi yükseldi.Shadow36 nın sol kanadı parçalanmıştı.Shadow36 nın hemen yanındada biz vardık.Shadow36:
-Lanet olsun vuruldum!!
-Aaa yeter ama(Biz)
Hemen ben arkamıza baktım ve bir şey yoktu.O an radarda bir düşman uçağı belirdi.Ve devasa bir şeydi.Üzerimizden geçip önümüe geçri.Arkasındaki devasa kapağı açtı ve bize uçağın içine montalanmış bir uçak salar ile nişan aldılar.
(Yeni bölüm en kısa zamanda gelicek)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Pilotun Anıları
AcciónSavaş esnasında birbirlerine güvenen ve bir tek onların hayatta kaldıklarını düşündükleri bir savaştan çıkan iki pilotun anıları.