17.bölüm

48 7 1
                                    

   Eve dönerken başını jimin'in  omuzuna yaslayıp o ana kadar yaşadıklarını düşünmeye başlarsın.. Olanlara inanamıyorsundur...jimin'le ayrılmanın eşiğine gelmişken aşkınız için ikinci bir fırsat doğmuştur...üstelik jimin sana

- evlenelim... demiştir...

  Ama acaba o anki heyecanla mı yoksa gerçekten istediği için mi böyle demiştir bunu düşünmeden edemiyorsundur...

Başını jimin'in omuzundan kaldırıp yüzüne bakarsın....

jimin

- ne oldu aşkım neden başını kaldırdın?..

- Şey...düşünüyorum da...shi chan sorununu atlattık...bir sıkıntımız da kalmadı...acaba ben artık evime mi geçsem?..sana yeterince yük oldum zaten....

Jiminin yüzü düşer..

- sen şimdi neden böyle söyledin ki...benimle yaşamaktan memnun değil misin yoksa?...

- Yoo hayır...memnun olmamak değil...hatta kore'deki en güzel günlerimi seninle geçirdim diyebilirim..ama ne bileyim... sana yük olmak ya da seni rahatsız etmek istemem...

- yük mü... rahatsız etmek mi...y/n... sen ne diyorsun...ben seninle uyuyamayacağım sana dokunamayacağım sana sarılamayacağım diye sabaha kadar ağladım...sen bunu görmezden gelip beni rahatsız ettiğini mi düşünüyorsun?..

- Yaa hayır öyle değil...bundan önce türkiye'ye döneceğim belliydi...sende sadece 15 gün kalacaktım...ama artık buralı sayılırım...o yüzden....yani...

- merve.. ne demek istediğini anlayamıyorum....daha 10 dk önce sana evlenmek istediğimi söyledim...sensiz nefes alamadığımı söyledim....yokluğuna dayanamadığımı söyledim.sense bana neler diyorsun...

jimin'in evlilikte ciddi olduğunu duyunca gülümseyip başını tekrar jimin'in omuzuna dayarsın...gülümsemen jimin'in gözünden kaçmamıştır...

- bir dakika....acaba sen beni denemiş olabilir misin?..

- Bilmem....olabilir miyim acaba?....

- yaaaaa demek öyle y/n-ssi...bunun cezasını çok ağır ödeyeceksin...bunu yaptığına pişman edeceğim seni...

Başını kaydırıp jimin'e baktığında sana bakıp pis pis sırıttığını görürsün...

- neden öyle bakıyorsun bana?...

- eve ulaştığımızda anlarsın...

Az sonra eve varmışsınızdır...jimin arabayı garaja çeker ve park eder etmez hızla kapıyı açar..

Sen de kahkaha atarak kapıyı açarsın ve jimin sana doğru hızla yürürken arabadan inip kaçarsın.. Jimin de kahkaha atıp ve seni kovalarken bir yandan da sesleniyordur...

- hiç boşuna kaçmaya uğraşmayın y/n-ssi..elimden kurtulamayacaksınız...

Kahkahalarınız havada uçuşuyordur...sen eve doğru koşarken bir yandan da ne yapacağını düşünüyorsundur..kapıyı açıp içeri girmeye kalksan jimin seni kapıyı açamadan yakalayacaktır... durmadan arka bahçeye yönelirsin.. Jimin de peşinden geliyordur...

  - y/n...boşuna uğraşma istersen.. nereye kaçabilirsin ki...

Arka bahçede gidecek yerin kalmayınca havuza doğru koşmaya başlarsın...havuzun etrafında koşarken ayağı takılır ve havuza düşersin...aslında biraz da bilerek atlamışsındır havuza..

Jimin de beklemeden havuza atlar ve seni yakalar...diğer eliyle saçlarını geriye atıp düzeltir..hala kahkaha atmaya devam ediyorsunuzdur...sonra birbirinizin gözlerinin içine bakarken kahkahalarınız diner.. gülümsemeye başlarsınız...

Jimin kaşının birini kaldırır..

- şimdiiiii.... tekrar soruyorum...sen beni mi denedin y/n?..

gülümseyerek cevap verirsin..

- Olabilir...

- olamaz canım...benim aşkımı denemeyecektin....şimdi ben sana ne yapmalıyım???....bir düşünelim bakalımm?...

Jimin sana yaklaşıp seni kollarının arasına alır...

Bu durumdan gayet memnunsundur ama o anda aklında başka bir şey vardır...
- jimin şu bana yapmak istediğin şey var ya...hani benim de sana karşı koyamadığım....işte onu sonra yapmayı düşünsen olur mu?...menemen yapmam gerek...kahvaltıya misafirimiz var...

Jimin sana göz kırpar...

- jin hyung gelene kadar bizim işimiz çoktan bitmiş olur...

Jimin'in bakışları değişmiş tutkulu bir hal almıştır... bu bakışları iyi biliyorsundur...ne istediği gayet açıktır...jimin neredeyse fısıldayacak kadar sesini kısarak devam eder...

- menemeni de sonra beraber yaparız olmaz mı???...

deyip dudaklarına eğilir ve öpmeye başlar...

Seni kendine doğru çeker ve sıkı sıkı sarılır...

Jimin öyle ateşlidir ki karşı koyacak gücün kalmamıştır...havuzda olmanıza rağmen jimin'in vücudu sıcacıktır..ve seni öyle güzel öpüyordur ki...

Jimin elini senin saçlarına daldırıp başını kendine doğru çeker...

Öpüşmeye devam edip bir adım daha ileri gitmeye hazırlanırken

- woooooowww!...

- wwwuuuuuuuu!

- woaaaahhhhh.... sesleri eşliğinde alkış sesleri duyunca irkilirsiniz...

Gözlerinizi açıp baktığınızda grubun arka bahçenin girişinde dikilip size arkaları dönük olacak şekilde durarak alkışlayıp tezahürat yaptıklarını görürsünüz...

Jin jimin'e gelirken grubun devamını da aramıştır ve senin kalışın şerefine menemen yapacağın müjdesini verip hepsini davet etmiştir....

O kadar utanırsın ki jimin'i iterken fısıldarsın..

- al işte rezil olduk..duramadın iki saat..

Jimin de utanmıştır ama sonuçta yakalanmışsınızdır ve yapacak bir şey yoktur...sırıtarak üyelere bakarken tek yaptığı saçlarını karıştırmaktır..

Sizin bu halinize alkış çalmayan hatta en ciddi duran tek üye jin'dir...elinde bir poşet ekmek vardır...ve meraklı gözlerle sana  bakar..

- y/n?...menemen hazır mı??...

Dik dik jimin'e bakarsın..öyle utanmışsındır ki yüzün alev alev yanıyordur..O şekilde yakalanmak bir yana kahvaltıya dair hiç bir şey hazır değildir..

REAL LOVE by Thedarkside84Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin