Aslında oraya gitmek istediğimden emin değilim ama emin olduğum bir şey varsa o da onunla bir daha tartışmak istememem..İçimde bir boşluk var sanki kimsenin dolduramadığı bir boşluk. Kim gelirse gelsin hiç dolmayan bir boşluk. Ama içimde bir kararsızlık da var. Hatta bu kararsızlık o kadar büyüdü ki Mete'yi sevip sevmediğimi bile bilemiyorum artık. Ama bildiğim bir şey varsa o da ona asla güvenmediğimdir . Hem cuma gecesinden sonra artık ona nasıl güvenebilirim ki.. ONUN YÜZÜNÜ BİLE GÖRMEK İSTEMİYORUM.
Tam da böyle düşünürken nerden çıktı bu okulda sabahlama işi. Aykut eğer bu sınavı da geçemezse sınıfta kalacak ve eğer babası bunu duyarsa okuldan alacakmış.Aykut da herzamanki gibi çalışmadığı için son çare o soruları almak oldu. Tamam belki de çalmak. Olay böyle olunca da Aykut soruları alırken bizim beklememiz lazımdı. Okulun çıkış kapısında kamera olduğu için girerken değil ama çıkarken sorun olur diye geceyi orda geçirmeyi planladık. Allah’tan Aykut da var da Mete ile baş başa kalmayacağız. Aslında Ezgi’ye o kadar ısrar ettim gelmesi için ama o Mete ile baş başa kalırsak sorunlarımızı halledebileceğimizi düşünüyor.
Üstümü giyinirken nedense şaşırdım.Önceden onunla buluşurken ne kadar özenerek,heyecenlanarak hazırlanırdım.artık hiçbir şey gelmiyordu içimden.En sonunda üstüme bir gömlek geçirip çıktım.Yol boyunca kendimi Mete’nin iyi biri olduğuna ve isteyerek yapmadığına inandırmaya çalıştım.
Buluştuğumuzda gelmek istememekle ne kadar haklı olduğumu,yol boyunca kendimi boş yere kandırdığımı düşündüm.Tamam çok üzgün olmasını beklemiyordum ama en azında pişman görülebilirdi.Hiçbir şey olmamış gibi davranması tüm sinirimi altüst etmeye yetti.O da yetmezmiş gibi birde bana moralin mi bozuk senin gibi saçma sapan sorular sorması yok mu?Ama napayım mecbur tüm gece onu çekmek zorundaydım.
Hani bir insanin bir şeyine uyuz olursun da yaptığı her şey gıcık gelir ya bana da aynen öyle oldu işte.O sevimli olmaya çalıştıkça daha da iğrençleşti gözümde.En sonunda söylediği o son sözü patlamama yetti.Neymiş cuma gecesini çok abartmışım,sanki ona iğrenç bir sapık gibi davranıyormuşum.(-ki zaten öyle)Özür dilemesi gereken yerde bir de üste çıkmıyor mu? Artık bu sözden sonrada katlanamazdım.Çantamı aldığım gibi çıktım.Bırak aykut’un kağıtlarını güvenlik kamerasında gece gece görülmeyi bile düsünecek halim yoktu.Sahile doğru yürümeye başladım.Sinirden napacağımı şaşırmıştım.Mete peşimden gelmedi bile.Benim de istediğim tam da buydu zaten.Tek başıma sadece huzur.Artık her şey çok ağır geliyordu bana bedenim bile.Ne kadar durduğumu bilmeden bir süre denize baktım.O kadar güzel görünüyordu ki içindeki tüm o pislikleri kapatıyordu.Sonra bunun haksızlık olduğunu düşündüm.Dış görünüşü iyi olan insanların içi ne kadar pis olsa bile seven gerizekalılar vardı.Ben de onlardan biriyim belki de…Mete ile niye çıkmıştım?Tipi iyi diye değil mi?İçindeki pisliği hiç önemsemedim,tanımaya bile çalışmadım.Ama sadece tipi için değil o DOĞRU ZAMANDA GELEN YANLIŞ İNSANDI!
Tam ilk düzenli ilişkimden ayrılmıştım ilgiye en ihtiyacım olan zamada gelmişti.Sonra düşündüm madem ben dışı iyi içi pislik şeyleri seviyorum denizi de denemeliyim diye düşündüm.o an nasıl bir özgüven geldi bilmiyorum ama ben(yüzme bilmeyen ben) kendimi birden bıraktım sanki uçarmış gibi.sanki bir güç beni dibe doğru çekiyormuş gibi,Sonsuzluk gibi her yerimde hissettim deniz.Onun bir parçası olmak istermiş gibi hiç çırpınmıyordum bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK
Teen Fictionİçimde bir boşluk vardı kimsenin dolduramadığı bir boşluk.Kim gelirse gelsin hiç azalmayan...Artık her şey ağır geliyor bana bedenim bile.