Korkudan gözlerimi kapatmış, ellerimi kendimi koruma pozisyonuna almış birkaç saniyedir öyle duruyordum. On saniye daha birşey olmayınca gözlerimi açtım ve karşımdaki Sakamaki'ye baktım.
"Eee, neden ısırmadın?"
Karşımdaki sırıtıyordu hala.
"Çok mu istiyorsun?"
"Yok abi kalsın."Karşımdaki omuz silkerek geri çekilmişti. O sırada şu gözlüklü Sakamaki konuştu. Alim tipli genco.
"Saçmalığa son veriyor musun?"
Kısık seste gelen bir cümle duydum. Şu sarıdan çıktı galiba."Vampir avcısı kokusu alıyorum?"
Toplanmış olan Sakamaki'ler bana ters bakışlar ile bakarken ben durumu nasıl toplarım diye düşünüyordum. Vampir avcısı mı varmış birde? Bunlar beni vampir avcısı mı sandılar acaba? Ben ne halt yiyeceğim bu durumda?! Ve en önemlisi, babam böyle pasta yapmayı nereden öğrendi?!
"Eee benim hakkımda kötü düşünüyorsunuz bu aşikar ama inanın kimsenin canını yakmak istemem ben!"
"İspatla."
Elinde ayıcık olan Sakamaki konuşmuştu bu sefer. Bakışlarını ayıcığa doğrultmuş, cümlesi ise bana yönelmişti.
Şaşkınca ne diyeceğimi bilememiş halde bakıyordum. Sonrasında bana doğrulttu bakışlarını ve cümlesini devam ettirdi.
"Madem öyle olduğunu söylüyorsun Teddy bunu ispatlamanı istiyor."
Sakamaki'ler benden cevap istercesine bakarken ben çaresizce yerde olan fotoğraf makinemi elime alıp gülerek cevapladım.
"Yalnızca gülenleri çekmek beni mutlu ediyor, eheheh!"
Ben 32 diş sırıtırken diğerleri bana ciddi misin bakışları atıyorlardı. Yalnızca birinin kahkaha atması ile şaşkınca gülene baktım. Sapık olan bu!
"Ahahahhahaha! Cadıcık cidden bunları mi gerekçe olarak görüyorsun? Hahaha!"
"Ama doğru... Uff gülmesene ya!"
Kahkaha atmaya devam eden sapığa sinirle baktım. Fena halde sinir bozucu!
"Ben gidiyorum ha!"
Yanaklarımı şişirmiş, küsmüş bir şekilde tam oradan ayrılıyordum ki birinin bana çelme takması ile yere kapaklandım. Lan kim bana çelme taktı?! Kafamı kaldırıp bakmamla ise sırıtan Sakamaki'ler ve bana çelme takmış olan ayıcıklı Sakamaki karşılamıştı beni. Ayıcıklı Sakamaki bana doğru eğilmişken gözlerimi korkuyla kapattım."Kaçmak kolay mı sanıyorsun ha?! Kaçıp kurtulmak hayallerinde ki kadar kolay mı sanki?!"
Korku ile gözlerimi hala açamıyordum ki birinin ayıcıklıyı üzerime doğru itmesi ile şaşkınlıkla açıldı gözlerim. Bir dakika, dudaklarımdaki bu sıcaklık ta ne?! Yoksa...! Hayır!
"Aaaaa!"
Son sürat ayıcıklıyı üzerimden ittim. O da şaşkındı. Pis sapık!"Ben yani şey sen biz Teddy..."
İyice kafa gitti bununda.
"Ooo Kanato ilk dakikadan öpmeler felan.."
Adının Kanato olduğunu öğrendiğim ayıcıklı sinirle ayağa kalktı ve şu kızıla döndü. Demek ki onu o itti!
"Ayato..."
"He gülüm?"
"Bittin oğlum sen!"***
Utancımdan Kanato'ya bakamıyorken o takmayarak oyuncağı ile oynuyordu. Sakamaki'lerin evine gelmiştik. Ne işin var oğlum orda dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, ne işim var benim burda?!
"Abiler benim burda ne işim var acaba?!"
Sabırsızca onlara bakarken bir an kızılın gözlerine denk geldi gözlerim. Gözlerindeki masumiyete şahit oldum sonrasında. Gözleri... Derinlerde ağlıyordu sanki. Bir an kalbimin bozuk ritimli atışlarını hissettim ve bana endişe ile bakan gözleri...
... Beni gerçeğe sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diabolik Lovers: Kalan Son Çiçek
FanficSonbaharda açan çiçekleri tanır mısınız? Çoğu çicek ilkbaharda açtığı için, sonbaharda açanlar yalnızlıklarıyla başbaşa kalırlar... Öteki çiçeklerden farklıdırlar sonbahar çiçekleri. Sürekli yalnızlığa, çaresizliğe ve korkuya uğrarlar. Etrafa baktık...