"Kafe"

30 3 5
                                    

Medya:gizemlikisi_

İyi okumalaar :)

Alya ve arkadaşlarıyla beraber kampüse yakın bir kafe'ye geldik masaya oturup hepimiz bir içecek sipariş ettikten sonra tanışma faslına geçtik.

"Ben Lara" diye lafa girdi kısa kumral saçları olan kız. Yanında erkek arkadaşı olduğunu düşündüğüm çocuk oturuyordu. Kolunu Lara'nın omzuna atıp "Ben de bu güzelliğin sevdiği bey oluyorum" derken gözlerinin içi parlıyordu. Anladım ki sevgilisini çok seviyordu ama Lara pek mutlu değilmiş gibiydi. "Ben de Sima" dedim ve içeceğimden bir yudum aldım. "Siz önceden tanışıyor musunuz?" diye soru yöneltti Lara, tam cevap verecekken Alya girdi araya "Evet biz lise 3'ten beri tanışığız ve çok iyi arkadaşlarız." Alya cevap verince gülümsedim bende.

Alya'nın arkadaşlarıyla oturup sohbet ederken gözüme hafif kumral bir çocuk takıldı. Bu derste bana laf atan çocuktu. Yanında kumral uzun saçlı bir kız vardı yılışık bir tipe benziyordu. Sürekli yanağından öpüyordu bir rahat bırakmadı çocuğu. Bir çocuk daha vardı bana laf atan çocuğun karşısında oturuyordu garsona dönüp bir şeyler istedi. Gözleri acayip bir şekilde güzeldi masmaviydi, insanın içini ısıtan bakışları vardı. Gülümsemek ona öylesine yakışıyordu ki tüm gün karşımda gülümsemesini izleyebilirdim. Alya "Hadi kalkalım mı?" dediğinde dikkatimi ona verdim çantamızı alıp hesabı ödedikten sonra kalktık otobüs durağına ilerlemeye başladık. Benim aklımda olan şey sadece onun gözleri ve gülümsemesiydi. Kimseden bu kadar çok etkilenmemiştim. Etkilenmemem gerekiyordu ama düşünmeden de edemiyordum.

Alya düşüncelere dalmış olduğumu anlayarak "Nereye daldın bebeğim" diye lafa girdi. "Bugün kafe'de çok yakışıklı bir çocuk gördüm gözleri masmaviydi, gülümsemek çok yakışıyordu ona acaba bizim okulda mı?" soruma karşılık gülerek cevap veren Alya "Bir ara başka tarafa bakarken onu mu kesiyordun yoksa?"

"Hey öyle demesene sadece hoşuma gitti" dedim utanarak.

"Onlar da bizimle aynı derslikteler diye duydum ama yarın sen de sorabilirsin" dedi uzatarak söylediğine gülüp "Hayır tabii ki sormayacağım sadece beğendim işte" dedim. Otobüsümüz gelmişti otobüse binip Alya'nın evine doğru gitmeye başladık. Alya'nın evinin yakınlarına geldiğimizde inip yürümeye başladık...

Eve girip üstümüzü değiştirdikten sonra televizyon karşısına oturup muhabbet etmeye başladık. Alya tek yaşadığı için rahattı. Ailesi onu sevip sayıyordu. Üniversite için İstanbula gelmişti ailesi İzmir'de yaşıyordu bu hafta sonu ziyarete geleceklerdi. Bende ailesi gelince kendi evime yani babamla olan eve geçeceğim. Babamla yaşamak istemediğim için Alya'da kalıyordum. Her gün başka kadın görmeyi midem kaldırmıyordu. Annem gittiğinden beri babam kendini alkole vermişti. Babaannem küçüklüğümden beri benimleydi. Ben anne olarak hep onu bildim. Babaannem ben 16 yaşımdayken vefat etti 16 yıl bana annelik yaptı onun hakkını asla ödeyemem. Yaklaşık iki senedir kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyordum. Çocuklara bakmayacaksanız ya da zoru görünce bırakacaksanız çocuk yapmayın insanları da zor duruma sokmayın! Öfkem vardı evet öfkem acayip bir şekilde vardı. Hem anneme hem de babama.

Şu yaşıma kadar tek merak ettiğim şey beni neden bırakıp gittiğiydi. Çocuk bakmak evet zor ama bunu göze alıp çocuk yapmışsın neden bırakıp gidiyorsun anlamıyorum. Şu an 18 yaşımdayım ve 16 yıldır yok hayatımda. Acaba ölmüş müdür diye sorarım kendime. Hiçbir şeyden haberinin olmaması ne kadar da üzüyormuş insanı. Bu düşünceleri susturamıyordum kafamda susturmak için biraz uyumaya karar verdim...

Ertesi gün öğlen dersimiz olduğu için erken uyanmak derdi de yoktu. 10 gibi uyandım Alya'ya baktım uyuyordu hala kalkıp kahvaltı hazırlamaya karar verdim. "Sucuklu yumurtanın kokusunu takip ederek geldim en sevdiğim şeyi nasıl da biliyor yaa" diyerek gelen Alya'yı görünce gülümsedim ve sofraya oturttum onu. Ben pek aç olmadığım için çok yemedim Alya'nın yemeğini bitirmesini bekledim. Bitirdikten sonra üzerimizi giymeye odaya çıktık Alya'nın evi iki katlıydı kendi evim olmasına rağmen onunla kalmamı oda istiyordu evinde bana ait bir oda bile vardı. Çok seviyordum onu kimse bana sahip çıkmazken o sahip çıkardı. Kavga ettiğimde, üzüldüğümde, ağladığımda ve güldüğümde de her zaman benim yanımdaydı. İyi ki vardı o olmasaydı belki bu kadar toparlayamazdım kendimi ama hafta sonu babamın yanına gideceğim için birazcık tedirgindim. Hiç istemiyordum gitmeyi evde onu görmeyi. Bunları pek takmamaya çalışarak üstümü değiştirdim. Siyah kalem etek ve beyaz bluz giydim. Çok güzel bir kız değildim bazen beğenmiyordum kendimi bazen de çok beğeniyordum ikizler burcu olduğumu söylemiş miydim??

Alya'da hazırlanıp çıktıktan sonra otobüs beklemeye başladık. Otobüs gelince binip kampüse doğru yol aldık. Alya'nın doğum günü yaklaşıyordu 10 Ekime şurda 8 gün falan vardı. Sürpriz bir parti falan vermeyi düşünüyordum ama okulda çok bir tanıdığımın olması lazımdı. Bugünden itibaren daha fazla arkadaş edinip partiye davet etmeliydim. O günün çok güzel geçmesini istiyordum. Alya'yı çok mutlu etmek istiyordum çok beğendiği bir çanta var onu alıcaktım ona onu mutlu etmek beni de mutlu ediyordu. Kampüse geldiğimizi anlayıp inmiştik otobüsten dersliğe doğru ilerlerken Muzaffer beyi pardon(!) hanımı gördük. Dün kafe'de beğendiğim maviş'le hararetli bir şekilde konuşuyordu. Sima kendine gel kızım ne mavişi çocuğu daha tanımıyorsun bile ne bu samimi düşünceler diye kendime kızarken dersliğe geldiğimizi fark ettim.

Boş bulduğum yere oturduğumda kalem ve defter çıkartıp hocanın gelmesini beklerken yanıma dün ki dangalak oturdu. "Dün için özür dilerim kendimi kötü tanıtmak istemem adım Mert" dediğinde şaşırmıştım "Sorun değil ben de Sima" dedim uzattığı elini sıkarken. Kendime kızmıştım ona dangalak dediğim için iyi çocukmuş gelip özür diledi. Sert bir çocuğa benziyordu arada iyi de olabiliyormuş. Bu dersler o kadar sıkıcı geçiyordu ki üniversiteyi böyle hayal etmemiştim ve Mert'le konuşmaya karar verdim. "Nerelisin?" diye sorduğumda "Mersin" dedi kısaca aklıma 'mersin tokadımı yersin' şakası gelmişti nedense. Bazen ilkokul üç falan olabiliyorum. "Sen?" diye eklediğinde Kastamonu diye cevap verdim. Biraz sohbet ettikten sonra zil çalmıştı ve beni arkadaşlarıyla tanıştırmak istediğini söyledi bende heyecanla kabul ettim mavişi tanımak için sabırsızlanmıştım tabii sonradan kendime geldim yani çocuğun belki sevgilisi olabilirdi bu kadar heyecanlanmamam gerekiyordu belki kötü biri çıkabilirdi.

Bölüm sonuu

Vote ve yorumlarını bekliyorum.Seviliyorsunuuz :)

KUPA KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin