two

569 59 12
                                    

•615•

Siyah saçlı genç kız, üç gündür bıkmadan gittiği müdür odasından bir red ile daha ayrıldığında umutsuzca koridorda ilerlemeye başladı. İlk günküne kıyasla büyük miktarda hasar gören özgüveni ve hevesi kendi kendine mırıldandığı motivasyon cümleleri sayesinde tamamen yok olmaktan son anda kurtulmuştu. Yapabilirim. Evet, evet yapabilirdi. Nitekim bir klüp açtırmak o kadar da emek isteyen bir iş olmasa gerekti. Fakat hayır, eğer okul müdürünüz bir deliyse; ya da daha açık konuşmak gerekirse zamanında onu deli etmişseniz, işler sandığınız kadar kolay olmayabilirdi. Düşünceleri kutuplaşmıştı; bir tarafı ona denemekten vazgeçmezse müdürü bıktırıp dediğini yaptırabileceğini söylüyor diğer tarafıysa fazla ısrarın ona iyi şeyler getirmeyeceğini, müdürün zaten yeterince tahammül gösterdiğini bu yüzden ona patlayabileceğini savunuyordu. Momo zaten okulu sevmezdi, müdüründen ise hiç haz etmezdi. Ancak şimdi, bu okulda hayatını harcadığı uzun yılların ardından ilk defa sevdiği bir şeyi yapabileceği fikriyle dolmuştu. Kulüp dersleri arasına bu sene eklenmiş olan "görsel sanatlar" seçeneği ile içini karartan bu duvarları, haftada yalnızca bir saat dahi de olsa renklendirebileceğini bilmek onu mutlu etmişti.

Koridorda bu düşünceler ile sınıfına doğru yürürken karşısında, okulun tüm duyurularının asıldığı o panoya bakan kızıl saçlı genci gördüğünde aklında parlayan fikir yüzüne istemsiz bir gülümseme olarak yansımıştı. Hızla panonun önündeki konumunu alıp neşeli olduğuna inandığı bir ses tonuyla çocuğun dikkatini üzerine çekti. "Merhaba!"

Bunu beklemeyen genç, hemen yanından gelen yüksek sesle sıçramıştı. Daha önce birkaç kez karşılaştığı ancak bir kez bile iletişim kurmadığı bu kızın birden yanına gelip selamlamasının altında bir şey aramalı mıydı? "Merhaba," diye yanıtladı, sesi onunkinin aksine sakindi. Momo karşısındaki çocuğun kim olduğunu oldukça iyi biliyordu. Bütün sınav listelerinin en başında yer alan ismi, kendine has kırmızı-beyaz saçlarının güzel yüzüne uyumuyla bütün okula nam salmış yakışıklılığı ve bunca yeteneğin tek bir insanda toplanmış olması bile yeterince adaletsizken, bir de her ay okulda açılan serginin baş köşesinde yer alan şaheser niteliğindeki resimleri, siyah saçlı kızın içinde büyük bir hayranlık beslemesine neden oluyordu. Ancak şu ana kadar onunla konuşmaya hiç yeltenmemişti, belki de gözlerinde gördüğü soğukluk sebebiyle ona uzaktan ufak bir hayranlık beslemenin daha isabetli bir karar olacağını varsaymıştı ama şimdi durum gerçekten önemliydi. Çok uzatmadan lafa atladı.

"Resim klübünün açılması için yardımına ihtiyacım var." Bir şey rica ederken ufak bir çocuk edasıyla yere eğdiği kafasını, karşısındakinden beklediği cevabı alamadığında tekrar kaldırdı. Göz göze geldiği çocuk düşünceli bir şekilde ona bakıyor, ne cevap vereceği konusunda bir tereddüt yaşıyor gibiydi. "Ben bunu nasıl yapabilirim ki?"

"Ben konuşmayı çok denedim ama bilirsin, bu konuda pek ikna edici olduğum söylenemez. Katılım az olduğu için açılmayacağını söylüyorlar. Yani az derken, sadece ben... Ama! Ama sen konuşmayı dener ve klübe katılmayı istersen bir yolunu bul-" Art arda sıraladığı kelimeleri bir anda kesip yine aniden avuç içini alnına vurdu. "Tanrım, ne aptalım. Ben Momo, Momo Yaoyorozu ve sen de Todoroki Shoto'sun. Tanıştığımıza mem-" Bir kıkırtı ile sözü bölündü. "...memnun ol-"
"Neye gülüyorsun sen yahu?"

Soru soran gözlerin ona doğru dönmesiyle Todoroki, kıkırdamayı bırakmaya çalıştı fakat az önce heyecandan ne yapacağını bilmez hâlde konuşan kızın bu şaşkın tavırları kalbini ısıtmıştı ve gülümsemesi kolay kolay yüzünden silinecek gibi değildi. "Ben de tanıştığımıza sevindim," derken hâlâ gülümsüyordu, sorduğu soruyu duymamış gibi yapmayı seçmişti. Genç adamın ses tonu o kadar huzur vericiydi ki Momo, yanaklarını ele geçiren kızarıklığa rağmen kalbinin en ufak bir telaş içinde olmadığını hissetti. Gözlerinde beliren parıltı ve yüzünde istemsizce yerini alan tebessümü ile olayı tekrardan sakince anlatmaya başladı.

Todoroki de aynı sakinlikle onu dinliyor, aslında okullarında bir resim kulübü bulunmasının onu da fazlasıyla mutlu edeceğini yeni yeni fark ediyordu. Çizmek, aklında oluşturduğu hayal dünyasını elinde özgürce hareket ettirebildiği kalemler yardımıyla kağıda aktarmak, onu her zaman rahatlatırdı; Momo'nun ona sunduğu bu güzel teklifi reddetmeyi aklından bile geçirmemişti.

Resim aşklarıyla başlayan konuşma bütün bir öğle arası boyunca sürmüş, bir noktadan sonra ikisine de asıl amaçlarını unutturacak kadar hoş bir hal almıştı. Birbirlerine hayatlarından, şu zamana kadar deneyimledikleri onlarca olaydan bir parça bahşediyor, bu cömert hediyelerin her birinin sonunda birbirleri hakkında bir miktar daha bilgi ediniyorlardı. Kulaklarını dolduran melodik zil sesi, içinde bulundukları akıcı konuşmadan ayılmalarına sebep olmuş ve onlara derse girmeleri gerektiğini hatırlatmıştı. Bunun üzerine ikisi de yarın tekrardan müdürle görüşmek üzere buluşmak için sözleşerek kendi sınıfına gitti.

Günün geri kalanı ne kızıl saçlı genç ne de kömür gözlü kız için olması gerekenden farklı geçmişti. Günlük programlarına kendilerini kaptırmış, bu sıradanlıktan onları bir süreliğine koparan ufak sohbetlerini unutup gitmişlerdi.

Todoroki, günün yorgunluğunu her hücresinde hissederken kendini yumuşak yatağına bıraktı. Her zaman yaptığı gibi okuldan eve geldikten sonra yemeğini yemiş, ödevlerini bitirmiş ve masasının üzerinde gözüne çarpan kitabını okumuştu.

Momo, ıslak saçlarını havluyla kuruladıktan sonra yatağına oturdu. Her zaman yaptığı gibi okuldan eve geldikten sonra yastıklarının arasında debelenmiş, bir iki şey atıştırdıktan sonra beşinci bölümünde bıraktığı dizinin onu kendine çekmesine izin vermişti.

Kızıl saçlı genç gözlerini masasının üzerinden alarak tam tepeye, karşısındaki beyaz tavana çevirdi ve o beyazlıkta daha bugün tanıştığı siyah saçlı kızı görür gibi oldu.

Genç kız derin bir iç çekerek kafasını yastıkla buluşturdu. Işığı kapatmak için yeltendiğinde kırmızı renkteki gece lambasının, beyaza yakın gri kabloyla ne kadar uyum içinde olduğunu fark etti. Bu renkler, aklına sıcak bir gülümsemeyle ona bakan iki çift gözü getirdi.

Todoroki karşısında neden onu görür gibi olduğunu anlamamıştı, ancak anlamlandıramadığı bir başka şey de onun gülümseyen yüzü tavanda belirdiğinde neden içini tanıdık bir hissin sardığı ve kalbinin bu kadar hızlı attığıydı.

Momo, elini göğüsünün sol tarafına bastırdı. Bunca zamandır kimseyle iletişim kurmadığından mıydı hayatına yeni giren bu insanın getirdiği hızlı kalp atışları yoksa bu yalnızca kızıl saçların sahibine özel bir sıcaklık mıydı, karar veremedi.

Kızıl saçlı genç gözlerini tavandan ayırdı ve yatakta sağa döndü, yüzündeki gülümsemenin farkında değildi henüz ve birdenbire ortamı bir sıcaklık basmıştı halbuki mevsimlerden kıştı, bunun da kalbinin hızlı atması kadar garip bir olay olduğunu düşündü.

Momo, bulunduğu ortamın ısısı aniden arttığında debelenerek üzerindeki yorgandan kurtuldu. Kendi kendine havanın sıcaklığı ile ilgili mırıldanırken penceresine çarpan kar tanelerine gözü takıldı.

Todoroki ortamdaki sıcaklığın geçmesi amacıyla camları açmak istedi, hiç içinden gelmese de yatağından kalktı ve pencerenin önüne geldiğinde bir süre sonra etrafı bembeyaz yapmalarını umduğu kar tanelerini gördü.

Siyah saçlı kız, narin taneleri eline alabilmek ve biraz da serinlemek umuduyla yataktan çıkıp penceresini açtı. Elini camdan uzatıp mükemmel şekillerdeki kristallerin teninin sıcaklığında yok oluşunu seyretti.

Pencereyi yavaşça açarken aniden yüzüne çarpan soğuk hava genç adamı birazcık afallatmıştı ancak bu elini camdan dışarıya uzatıp kar tanelerini teninde hissetme isteğine engel olmamıştı.

Momo, bakışları yeri kaplayan hoş beyazlıkta kaybolmuşken, aklında bir tek kırmızı güllerin bu manzaraya ne kadar yakışacağı vardı.

Todoroki gitgide çoğalan bu beyazlığa bakarken, zihninde dolanan tek şey, kömür gözlerin bir insana ne kadar yakışabileceğiydi.

•00.00
gün sonu•

//
önceki bölümdeki cümle bulma şeyine devamm~

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 14, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ikigai // TodomomoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin