•1•

189 38 7
                                    

Her zamanki gibi alarmı beklemeden kendim kalkmıştım.
Ben Hye Sun 18 yaşındayım. Annemle ve kız kardeşimle yaşıyorum. Babam yurt dışında çalışıyordu.
O yüzden 1 yıldır onu görmüyoruz bize her ay parasından gönderiyordu. Biz hiç açta açıkta kalmamıştık babam sayesinde annem hep babamı över ve şöyle derdi.
"Babanız ingiltere de bir şirketin patronu o yüzden buraya gelemez ama bildiğime göre orada çok çalışıyormuş o çalışkan azimli bir eştir onunla gurur duyuyorum" derdi.
Kız kardeşimde daha on yaşında.

Okula gelirsek daha yeni başlıyorduk yeni sınıf yeni arkadaşlar ediniyorum. Çok mutlumuyum? Bilmiyorum.
Neyse okul formalarımı giyip gözlüğü taktım çok çirkinim be!!

Okula yürüyerek gidiyordum hem zayıflamış olurum değil mi?

Bekle beni okul ben geliyorum!!!
Okula girdiğimde herkes sıra olmuştu. 
Ben farkedilmemek için arka sıralara girmiştim ama yinede okulun içinde ağzına sakız gibi adımı alıp çiğneyen kızlar gelmişti.
"Ne var ne istiyorsunuz" diye çıkıştım.
"Tabikide seni istiyorum tatlım"
Başka bir kız "şunun tipinde tatlılık mı var? Dombili de sen şuna kim bilir kaç kilosundur" deyip beni baştan aşağı süzdü.
O ojeli tırnaklarıyla uğraşıyordu.
"Uff saadete gelin" "biz aynı sınıftayız ya bize matematik yazılısında kopya vereceksin eğer vermezsennn.." bastırarak söyledi "ee vermezsem" "onuda bize kopya vermediğin zaman göreceksin hele bir verme o zaman görürsün."
Bir anda kaşlarımı kaldırıp "görücez" dedim kafamı sallayarak.
Sınıfa girdiğimde daha doğru girecektim ki birinin koluna çarptım. Elindeki kahve kolunu yakarken çocuk çığlık atmaya başladı.
Ben onun kızarmış kolunu açıp üfleyerek özür diledim.

Ayyh o uyuz kızlar geldi. Çocuğun etrafını sarıp bana kötü bakışlar attılar.
"İyimisin tae" deyip elimi onun kolundan ayırdı.
"Dikkat et tae bu kız senin kolunu ısırıp yiyebilir dombili o çünkü herşeyi yer beni bile yer lütfen dikkat et" dedi
Ve onun kolunu tutup sınıfa girdi.
Ben arkalarından bakarken gözümden yaşlar süzüldü.
Yanımdan geçen biri yanıma gelip "üzülme dombili kız yemek ye geçer " diyerk kahkaha attı.
Onun yanındakiler de gülüşmeye katılmıştı.
Sırama gidip oturdum. Ama sıramı kapmışlar "oorası benim yerim dombili başka yere geç yada yerde otur sen bilirsin"
diyerek yine dalga geçti.
Ben bu insanlara ne yaptımda bana bu kadar kötü davranıyorlar. Sadece inek öğrenciydim bir de dombili!!!!

Yeter canıma tak etti. Ben Hye Sun' sam bunun altından kalkacağım.
Eve gittiğimde kendimi direkt odaya attım.
Odamda ne kadar cips çikolata içecek abur cubur varsa poşete koyup dışarıya çıktım.
Elimdeki poşetle garip bir görünüm sergilesem de ilk gördüğüm parka gittim ve çocuklara dağıttım öyle mutlu oldular ki anlatamam.
Eve gittiğimde kulaklığı telefonuma takıp müzik açtım.
Ve pis odamı heryerde kirli çamaşırlarım çöpler kağıtlar daha bir çok eşyayı poşete koyup kapını önüne attım.
Sonunda odam temizlenmişti bir oh çekip kendimi yatağa attım
Sonra annem elinde tepsiyle "yorulmuşsundur kızım ne o bugün ne oldu da odanı temizledin"deyip tepsiyi gösterdi.
İçinde meyve suyu ve kurabiyeler vardı.
Ne kadar ağzım sulansada kendimi tutacağım ve tüm okula Hye Sun'un kim olduğunu göstereceğim evet bunu yapacağım.
"Anne ben artık bir şey yemiycem rejimdeyim yani artık diyet yapıyorum zayıfliycam" dedim
"İyi yaparsın kızım sana kolay gelsin" diyerek odadan çıktı.
Bende bugün işlediğimiz dersleri tekrar ettim.
Saat 10 du dersten kalktığımda hemen yatağıma uzanıp kendimi uykunun kollarına verdim.

Sabah bu sefer alarmın sesiyle uyandım.
Dün çok yorulmuştum çünkü. Hemen formalarımı giyindim bugün kendimde bir değişiklikler yapacağım.
Eteğimi bir tık yukarı kaldırdım.
Çok şükür ayağımda tüy yoktu. Ama bacaklarım birazcık kalındı. Neyse eteğimi öyle bıraktım.
Sıra gözlükte onu çıkartıp saçımı düzelttim.
Etrafı bulanık görsemde boşver lens takarım.
Ayakkabımı giyinip çantamı alıp evden çıktım.

Dünün yorgunluğu üstümdeydi. En iyisi bugün otobüse bineyim. Durağa gidip bekledim.
Sonunda gelmişti. Otobüs çok kalabalıktı.
Yavaş yavaş azalırken ben daş gibi çocuğun önünde durmuştum. Gözlüklerim yok ama salak değilim.

Otobüsü kullanan abi bir anda frene basınca ben o çocuğun üzerine oturdum. Daha doğrusu düştüm.
İki omzunu ellerimle tutmuştum ve onun gözlerine bakıyordum.
Sanırım ben bu çocuğa aşık oldum.
Evet kalbini yıllarca aşktan yoksun biri olarak kapatmış olarak yaşayan Hye Sun şimdi birine aşıktı.
İnanamıyorum bu üzerine kahve döktüğüm çocuk inanamıyorum.
"Aishh eziliyorum sanırım acaba üstümden kalkarmısın?"
dedi bu kalın ses çok ama çok güzelll.

Hemen üstünden kalktım.
"Iı.... Şey....Özür dilerim abi frene basınca dengemi kaybettim."
Dedim kafasını sallayıp önüne döndü.
Ben hala ona bakıyordum. Neden? Aşık oldum çünkü.

Otobüs durunca ilk o indi bende arkasından gidiyordum.
Birden arkasına dönünce ödüm kopmuştu.
"Aishh beni takip etmeyi bırakacak mısın?"

"Ş-şey bende bu okulda okuyorum "
"Ah ne tesadüf" dedi "dur bir dakika sen dünkü sakar kızsın hatırladım."
Gerçekten şu okulun çatı katına çıkıp intihar etmek istiyorum.
Neden aşık olduğum çocuk bile beni tersliyor.
Aishh dayanamıyorum artık ölmek istiyorum.
Bir dakika bir dakika az önce ben ne dedim ben Hye Sun olamam ben değilim.
Nerde hırslı azimli Hye sun
Ben burdayım az önce söylediklerimin hepsini sarpa sarıp geri alıyorum. Ben istediğimi yapıp şu çocuğu hatta okuldaki tüm erkekleri benimle çıkmaları için yalvartmasam bende
Hye Sun değilim!!!!

Sınıfa girdim her zamanki gibi çok sıkıcı geçti.ah birde o çocukla aynı sınıftayız. Bugün hocalara kendimizi tanıtırken onun ismini öğrendim.
Adı tae Kim taehyung. Aishh birde şu dalga geçmeleri yokmu.
Spor dersine girdiği zaman o giydiği şortunu söylemiyorum bile grup oluşturup basketboll oynayacaklar. Takım oluşturdular
Ee kızlara da izleyip tezahurat vermek düşüyor.

Herkes tae diye bağırırken sadece izliyordum.
En sonunda kazanan onlar oldu.
Vücudu terli bir şekilde bizim tarafa geliyordu.
Ah tanrım benim yanıma geliyor ona elimdeki su şişesini uzattım. Ama almadı.
Yanındaki kız ona uzatınca onun elindeki şişeye bakakaldı.
Ben ne yaptım ki içine zehir katacak kadar zalim değilim ki ben, ben aşığım.
Neyse hızla oturduğum yerden kalkıp giyinme odasına koştum.
Suyu içmezse bende çöpe atarım. Çöp kutusuna basket attım ve o sesi duydum.
"Neden çöpe attın ben içecektim onu" dedi bu ses ona aitti tae nindi. Ona cevap vermeden bakmıştım.
Gözleri çok güzeldi. Güzelde onlar benim olmadıktan sonra....

Daha üstümü giyinmeden çıktım ve sınıfa gidip kafamı sıraya gömdüm. Sen görürsün tae ben çok değişeceğim..

Zil çalınca

First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin