•4•

104 35 7
                                    

Omzumdan tutup beni dönderdi. Sonra yüzüme baktı.
"Çok gü-güzelsin yani bana sordun ya ona cevap vermek amacıyla söyledim" "ben sana hiç soru sormadım ki?"
"Neden yalan söylüyorsun sen her önüne gelen kişiye mi bunu sorarsın" "ne sordum ki ben?" "nasıl da bilmemezliğe vuruyo baksanıza" "sana ilk ve son deyişim seninle arkadaş olmak istemiyorum sürekli arkadaş olalım diye karşıma çıkıyorsun beni kendine etkilemeyemi çalışıyorsun"" ha-hayır nereden çıkardın bunu" "bana cinsel temaslarda bulunuyorsun" "ne benmi?" "evet sen" "şey sadece.."" lütfen sus sadece burdan git"
Deyip omzumdaki ellerini itikledim. Kabine girip eski kıyafetlerimi giyindim.
Hemen avm den poşetlerimi alıp gittim. Taksiye binip hemen oradan uzaklaştım.

Eve geldiğimde direkt odama girdim. Çok sinirlenmiştim.
Şimdi hem aşık hemde sinirli bir Hye Sun'um ben.

Kıyafetlerimi yerleştirirken annem bana seslendi.
"Hye Sun" "efendim anne " "kızım birazdan arkadaşım ve oğlu gelecek düzgün giyin ve oğluyla iyi geçinmeye çalış çünkü o benim en yakın arkadaşım eğer oğluyla zıtlaşırsan 1 hafta boyunca hiç dışarı çıkamazsın evden okula okuldan eve eğer 5 dakika da eve varmazsan cezan ikiye katlanır"
"Offf anne tamam" "anneye of denmez"" tamam anneciğim"
Aish çıldıracağım verdiği cezaya bak. Neyse Kot şortumu giyip üstüne beyaz üstünde 'no boy friend no problem' erkek arkadaşın yok sorun yok yazan tişörtümü giydim.
Aşağıya indim iner inmez kapı çaldı. "Ben bakarım" diye bağırdım. Açar açmaz eğilip hoşgeldiniz dedim kafamı kaldırınca gülen yüzüm bir anda asıldı.
Çünkü bu, bu tae ve annesi.
Allahım ne olur rüya olsun. Bir kere gözümü açıp kapadım.
Hala aynılar içeriye geçtiler ben rastgele koltuğa oturdum.
Yanıma da tae oturdu. "Aishh" deyip kalktım.
Mutfağa annemin yanına gittim.
"Annecim ben odama gidiyorum"
"Neden" "çok sıkıldım" "şimdiden mi yürü git misafirlerin yanına tek bırakma sana o söylediğim cezayı veririm akıllı ol"
Dedi ben dediği şeyi hatırlayınca hemen yanlarına gittim.

Tae nin annesi bana bakıp gülümsedi.
"Tae yle aynı sınıfta olduğunuzu duydum"
"Evet biz aynı sınıftayız" "o zaman sırada yanyana oturun"
"Neden"" çalışkan olduğunuda duydum oğluşum neden yanında oturmasın ki?" dedi oradan annem elindeki tepsiyle girirken "benim kızım çok çalışkandır " dedi "anne gerek yok yerimden şikayetçi değilim" dedi tae, annesi ensesine bir tane geçirip "annen öyle istiyor hem fena olmaz o benim en çok sevdiğim arkadaşımın kızı" tae ensesini tutup "tamam anne sen nasıl istiyorsan" dedi sonra dudağını büzdü.

Bense dudaklarımı birbirine bastırmış gülmemek için kendimi zorluyordum.
Annem benim bu halimi görünce "kızım sen tae yi odana götür benim annesiyle özel konuşacaklarım var" dedi
"İyi olur oğlum hadi gidin" dedi ahh şuan da sinir krizi geçiriyorum.
Ben odama doğru oflayarak gidiyordum. Tae nin sırıtışını hissedebiliyorum..

"Bunlar hepsi tesadüf mü?" dedim hemen odaya girer girmez.
"Bilmem tatlı tesadüf olabilir mi?"
"Hayır olamaz " dedim yatağıma oturup oda yanıma gelip oturdu. "Sen " dedim biraz ona yaklaşarak "evet ben" dedi yüzünü yüzüme çevirip biraz yaklaştı.
"Sen" dedim sesim kısılmıştı.
Çünkü yüzlerimiz birbirine çok yaklaşmıştı.
"Evet ben" dedi tekrar onun da sesi kısıktı.
"Belamısın?" "bilmem ki?" "nasıl bilmezsin " "bence bilmeme gerek yok" "bencede yok" dedim sonradan ne dediğinin farkına vardım. "Neden yok" "çünkü ben senin tatlı belanım"
" hayır değilsin" "evet öyleyim" dedi.
Yüzünü daha çok yaklaştırdığında rahatsız olup kalktım.

Masama oturup laptopumu açtım.
Şifreme girdim ama bir türlü R harfini yazamadım.
En sonunda sinirlenip laptopu yere atacaktımki iki ellerini ellerimin üstüne koyup elimden aldı ve masaya koydu.
"Ne oldu neden bu kadar sinirlendin"" R harfini basamadım bir türlü" dedim ama ben farkında olmadan kaşlarımı çatıp dudağımı büzmüşüm bile.
"Tamam bir de ben basıyim" iki kolunu iki omzumdan geçirdi.
Kafasını sol omzumun üstüne yerleştirdi parmağıyla R tuşuna basıp "hafifçe bastır ve hızlıca çek" dedi o benim yüzüme bakıyordu. Çünkü nefesini yanağımda hissediyordum.
Bense laptopuma bakıyordum.
Laptop tablet telefon saolsun babam kargoyla ingiltereden göndermişti.

"Teşekkür ederim" "bir şey değil" dedi ben çıkmaya çalışınca kolundan dolayı çıkamadım.
"İzin verirsen çıkıcam" dedim kolunu çekip çıkmama izin verdi.
Mutfağa inip su içtim. "Ahh bu çocuk beni kalpten götürmek istiyor oysaki" "kim seni kalpten götürcekmiş" "aishhh sen misin mi cha ödüm koptu"" benim noona ne oldu kalbini kime kaptırdın" "sanane mi cha sen git slime yap"
"Aishh noona sıkıldım yapmaktan" "banane ne yapıyorsan yap velet" "aishh bana velet deme" "benden 8 yaş küçük olduğun için sana istediğimi diyebilirim velet" dedim ve içeriye gittim
Sahi ya tae odamda kaldı.
Hemen odama gittim tae odayı inceliyordu. Hayır açtığı
Çekmecede benim ona eski Hye Sun dan yazdığım aşk mektubu vardı. Ben niye onu atmıyorsam akılsız kafam!!
Çekmeceyi açıp bekledi. Ah tanrım altındaki "tae'ye " yazan kağıda bakıyor hemen yanına koştum.
Ama o kağıdı eline almıştı bile.
Ben eline uzanıp almaya çalıştım. O yatağa taraf gitti bende peşinden gittim. Koluna zıpladım aldım diye sevinirken tae yle beraber yatağa düştük. Ben mektubu belimin arkasında saklıyordum.
Ama bir terslik vardı.
Aralanmış dudağımda bir baskı hissediyordum.
Bu taenin dudağıydı. Çünkü gözleri kapalı ve dudakları aralanmıştı ve o nefesini nefesimde hissediyordum.
Bir elini omzuna koyup itiklemeye çalıştım. O elini belime koyup beni kendine çekti.
Dudağı dilime değerken sadece gözleri kapalıydı. Bende gözlerimi fal taşı gibi açmış yaptıklarını izliyordum.
Sonra bir anda hareketlenen dudaklar karnımın kelebeklerle dolup taşmasını sağladı.
O kelebekler karnımı gıdıklarken o sadece dudağımı emiyordu.
Ona karşılık vermek ve nefesimizin daha çok karışmasını sağlamak o kadar çok isterdim ki onun benim ona aşık olduğumu anlayacak diye ödüm kopuyordu.
Son kuvvetimle onu itikledim.
Dudakları dudaklarımdan ayrılmıştı ama hala üzerimdeydi.
Parmağını dudağıma koyup üstünde yol çizmeye başladı.
Elimle parmağını tutup yüzüne baktım.
"Daha ne kadar bana böyle yaparak beni kendinden nefret ettirteceksin?" "benden nefret mi ediyorsun?" "evet ben ben senden nefret e-ediyorum"* iç ses=hayır ben senden nefret etmiyorum seni seviyorum*deyince
Hızlıca üzerimden kalkıp odadan çıktı.

Sizce diğer bölüm nasıl olmalı merak ediyormusunuz?

Diğer bölüm ü atmak üzere....

Kurban bayramınız kutlu olsun
Bayramızı tüm içtenliğimle kutluyorum ve ben sizi seviyorum.

Duyuru!!!
Arkadaşlar diğer kitabı yaz diyenler oluyor ben onu daha düşünmedim düşününce söz yb atacam sizi seviyorum

First LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin