burnuma çok güzel bir koku geliyordu çikolata kokusu. en sevdiğim kokuydu ama bu çikolata kokusu bir başkaydı birisine aitti peki ya kimdi bu kokunun sahibi. yavaşça gözlerimi aralarken bir yandan da karşımdakinin suratını inceliyordum. gözlerimin tamamı açılınca yataktan aniden kalkmam ve yoonginin yerle öpüşmesi bir oldu.
-Ah lali ne diye aniden kalkarsın!
gözüm ister istemez üstüne gitmişti. üzeri çıplaktı ve kaslıydı. yoongi bakışlarımdan anlamış olucakki sırıtıp üstünü giydi.
-Ne-neden!'
-Ne neden?
-Yani neden yanım-yanımda yattın!'
bunları bağırarak ve utanarak söylüyordum o ise gülümsüyordu.
-Koltukta belim ağrıdı sana güzel mobilyalar alacağım.
-Gerek yo-
-Var.
-Pekala o zaman yarın malzemeler alırız hem değişiklik olur hemde eğlenceli.
biraz düşündü ve ayağa kalkıp konuşmaya başladı.
-Bu gün de başlayabiliriz bence.
-Peki o zaman ütümü giyinip malzemeleri almaya gidelim.
başıyla onayladıktan sonra üzerimi değiştirdim ve yoongiyle sokağa çıktım. ilk defa kalabalık bir sokağa çıkıyordum heyecanlıydım ve ne yaptığımın farkında değildim yoongi ise elimize bakıyordu. arada sırıtıp bana bakıyordu bende merak edip elimize baktım. gözlerim pörtledi ve hemen elimi kendime çektim el ele tutuşuyorduk!
-Geldik.
hızlıca içeriye girdik boyalar aldık ve oradan çıktık. hızlıca eve geldik *ev dediğim hani şu terk edilmiş tren var ya işte ondan üç tane düşünün içleri de çok büyük.*
-Şimdi eşyaları çıkartalım yarın işe başlarız ve şu diğer trenlerin kapısını açarız.
başımla onayladım ve kendimizi yatağa bıraktık. istemessizce başımı yoonginin göğsüne yasladım ayağımıda yoonginin üzerine attım o da bana sarıldı.
biliyorum kısa oldu ama affedin bebeqler
