🔹 Bölüm 0.2 🔹

37 7 0
                                    

"Peki ya korkularım geleceğimse? "

Yeliz suratıma bakarak kafasını aşağı yukarı sallayıp "Evet evet seni gördüm." dedi. Kafamı hafifçe sağa doğru eğip kaşlarımı çattım. Yeliz biraz duraksayıp anlatmaya başladı. "Biz..biz karanlık bir yerdeydik. Orman gibi bir yerdeydik. Ve bir şeyden kaçıyorduk. Bukadar hatırlıyorum." dedi. Kafamda bu konuda bir şeyler oluşmamıştı. Yeliz ortak izlediğimiz filmler yüzümden beni bu şekilde görmüş olabilirdi. Kafama bugün bu rüya mevzusunu takmamaya karar verdim. Öğle yemeği zamanı geldiğindeyse Rana'yla kantine indik. Biz kantine indiğimizde o ve arkadaşları da ordaydı. Kendimi o kadar çok kasmıştım ki o arkadaşlarıyla kantinden çıkarken kafamı bile çeviremedim. O gün okul bittiğinde Rana'yla beraber eve yürüyerek gitmeye karar vermiştik. İkimizinde evi okula fazla uzak sayılmazdı. Yolda ilerlerken etrafta başka kimse olmadığını ve arkamızda siyah giyimli bir adam olduğunu fark ettik. Rana'ya arkamızdaki bu adamın bizi takip edebiliyor olduğunu söylediğimde "Saçmalama" dedi ama benle birlikte birden tam ters istikamete yürümekten de geri durmadı. Adamsa kafasını bile kaldırmadan aynı istikamette yürümeye devam etti. Rana bana gördün mü der gibi baktı. Ve tekrar yolumuza döndük. Galiba iyice pimpirikli oluyordum. Rana bu cuma gecesi bizde kalacağı için yol üstündeki marketten cips içecek gibi şeyler aldık ve yolumuza devam ettik. Eve geldiğimizde annemle biraz sohbet edip yemek yedik ve odama geçtik. Odada oturup sohbet ederken camdan tık diye bir ses gelmesiyle ikimiz de kafamızı o tarafa çevirdik tam biz bakarken cama bir taş parçası çarptı ve yine aynı ses çıktı. Hemen cama yaklaştım ve bahçenin camımın gördüğü tek ağaçlı kısmına bakmaya başladım. Kimse gözükmüyordu. Hayır hayır. Birini görmüştüm. Kaşlarımı çatıp dikkatle ağaca doğru baktığımı fark eden Rana "Selin bir şey mi gördün?" Az önce ağacın arkasında birini gördüğümden emin olmak için gözlerimi ordan ayırmazken kafamı yavaşca aşağı yukarı salladım. Biri tekrar kafasını ağacın arkasından çıkarttığında bu sefer onu yakalamıştım. Hemen camı açtım ve "Çık ordan Buğlem salağı gördüm seni." diye bağırdım. Rana ağacın arkasından çıkan Buğlem'i görünce kafasını eğip iki yana salladı ve derin bir nefes aldı. Buğlem zıplaya zıplaya camın önüne gelip "N'oldu korktunuz mu?" dedi. Bende tüm çığırtkanlığımla "Korktuk tabiiki gerizekalı! Çabuk yukarı gel." Buğlem koşarak gözden kaybolurken bende camı kapattım ve Rana'yla beraber kapıya doğru yürümeye başladık. O anda zil çaldı ve annem benden önce gidip kapıyı açtı. "Aaa Buğlemcim sen de mi gelicektin?" deyince Buğlem bağcığını açtığı ayakkabılarını çıkarıp "Yok Emel Teyzecim aslında benim haberim bile yoktu ama bunlar instaya foto atınca gördüm hemen geldim." dedi. Onu da içeri alıp odama geçtik ve kalan son öd parçamızla korku filmi açtık. Birkaç dakika sonra annem gelip "Ben anneannene geçiyorum Selin. Uslu kızlar olun." dedi ve gitti. Hah evde tekte kalmıştık. Allahım sen koru biziiii. Korka korka filmi izlerken birden bire elektriklerin gitmesiyle hepimiz çığlık attık. Herkes hemen telefonlarına sarılmıştı. Rana telefonuyla odada ışık yaparken kendi telefonumu elime alıp saate baktım. 23.00. Telefonumu kapattım. Bu sırada Buğlem cama doğru yavaşca yaklaştı ve perdeyi açıp dışarı bakmaya başladı. Yağmur yağıyordu ve her yer zifiri karanlıktı. Birden bire şimşek çakınca hepimiz boş bulunup çığlık atmıştık. Buğlem geriye doğru sendeleyip popo üstü yere düşünce Rana "İyi misin Buğlem?" diye sordu. Buğlem gözlerinden korku akarken anlamsız sesler eşliğinde titreyen parmağıyla camı gösteriyordu. Tam kalkıp camdan bakacağım sırada kapıdan tıkırtılar geldi ve kapı çalmaya başladı. Rana kekeleyerek "Açmayalım" demişti. Buğlem'de kafasını sallayarak onu onaylamıştı. Kafamı karanlıkta bir Buğlem'e bir Rana'ya çevirdim. O sırada kapı bir daha çaldı ve bir kadın sesi bağırdı "Emeeelciimm orda mısınııız? Seliiğn! Kııız. Sesime gelin kız kapıyı bulamıyorsanız." dedi ve en büyüğünden bir koca karı kahkahası attı. Bu kapıda korkunç korkunç gülen ve neredeyse bizi korkudan öldürecek olan şahıs: Feridegül Teyze. Hayatımın büyük bölümünü bu kadınla geçirdiğim için bu kahkahaya alışmıştım. Gözlerimi devirip kızların anlayabilmesi için kısaca "Feridegül Teyze" dedim. Buğlem hala kafasını iki yana sallayarak camı gösteriyordu. Anlayışla omzunu sıkıp "Şimdi gelicem sorunu çözücez." dedim. Rana, Buğlem'i sakinleştirmeye çalışırken "Çabuk geri gel Selin ve sonra hemen uyuyalım lütfen." dedi. Tek hayalim. Odamdan çıktım ve yavaşca dış kapıya doğru gittim. Derin bir nefes alıp titrek bir sesle "Feridegül Teyze?" hemen cevap gelmişti. "Kız açsana şu kapıyı!" Kapının kilitlerini çevirip kapıyı yavaşca açtım. Feridegül Teyze mor önü düğmeli geceliğiyle kocaman gövdesini kapatmış altına kocasının terliklerini giymiş üstünede el örgüsü beyaz biz şal atmış kapıda dikiliyordu. Pörtlettiği gözleriyle "Sizde fazla mum var mıydı kız? " Bense çatlayan sesimle "Yok...sanmıyorum yani... Evet evet yok. " Feridegül Teyze yine korkunç bir kahakaha atıp "Kız sen evde teksin diye korktun mu? Bize gel istersen." dedi. Hemen atılıp "Yok yok arkadaşlarım burda. Korku filmi izliyordukta. Ondan. " dedim hızlı hızlı. Burun kıvırıp "İyi peki. İyi geceler o zaman" dedi ve gitti. Onun gitmesiyle kapıyı kapattım ve kafamı yaslayıp derin bir nefes aldım. Artık biraz daha sakindim. Kafamı kapıdan çektim ve odama ilerlemeye başladım. Odama girdiğimde Buğlem ve Rana camdan dışarı bakıyorlardı. Titriyor mu onlar? "Buğlem, Rana ne oluyor?"
🚫🚫🚫🚫🚫🚫🚫

🔹Selam herkese!
Yazım yanlışları ve bölüm kısalıkları için özür dileriz. İlerleyen bölümler biraz daha uzayacak.
Sevgiyle!
Zusuçipemi ekibi

RÜYALAR SİLSİLESİ   \\\ASKIDA\\\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin