.
.
."Tamam çocuklar düğünden önce Çinde olacağım."
"Yah! Hepiniz aynı anda bağırmayın anlamıyorum.Beni bir daha rahatsız ederseniz inip gelmeyi iptal edeceğim."
Baekhyun kapattığı telefonla trenin paslı kapısından içeri geçerek kendi vagonunu aramaya başladı. Neden tren tercih ettiğini bilmiyordu. Uçakla bir günden az bir sürede Avusturalyadan Çine gidebilirdi ama nedense bunu istememişti. Belkide sıradan hayatına macera istediği içindi ama bir şeyler onu bu eski trene çekmişti bunu inkar edemezdi.
Nihayet kendi vagonunu bulup oturduğunda içindeki heyecanı ilk kez trene bindiğine yoruyordu. Saatini kontrol ettikten sonra trenin on dakika sonra kalkacağını fark etmesiyle evden daha geç çıkmadığı için kendini bir sürü çikolatayla ödüllendirecekti.
Çünkü kendini bildi bileli dakik bir insan olmaktan en uzak kişiydi.Eşyalarını üst bölmeye yerleştirdiğinde yerine iyice yayılıp uzun sürecek yolculuğunun tadına varmak için trenin demir rayları aşındırmasını bekledi. Bunun için bile şuan içi kıpır kıpırdı.
Cam kenarına yerleştirdiği küçük çiçeğine bakarken onu iki gün önce alırken çiçekçi yaşlı adamın söyledikleri zihninin arka fonunda yankılanmıştı"Gardenya çok fazla sevgiyi temsil eder. Bunun hikâyesi ise sevgi bağlarının en güçlüsü. Bir yandan da bir birini hiç anlamayan ve anlamak istemeyen kişilerin hikâyesini anlatır. Çok büyük sevgi ve arada çok büyük anlaşmazlıkların hikâyesinide temsil eder. Çiçek alırken anlamlarına dikkat et küçük adam. "
"Benim güzel Gardenyam umarım oraya varana kadar solmazsın tek taraflı sevgimden.Şimdilik seni hediye edebileceğim biri yok."diyerek bitkinin beyaz taç yaprağını okşarken düdük çalmış, dışardaki fazla kalabalık olmayan topluluk yakınlarına el sallayıp
"güle güle ,iyi yolcuklar"diye bağırırken raylardan yükselen sesle tren hareket etmişti.
"Evet işte başlıyor" diye mırıldanmasıyla karşısında aniden oturan adamla pencereden bakışlarını alıp nefes nefes kalmış kişiye baktı.
İlk izlenim önemli derler ama Baekhyun şuan çok farklı şeyler için de kaybolmuştu.
Adam gülümser bir ifadeyle elini uzatıp "Sanırım yolculuk boyunca birlikte olacağız.Ben Park Chanyeol." dediğinde Baekhyun duygularından arınıp aynı ifadeyle gülümseyerek ;
"Bende Byun Baek, yani Baekhyun memnun oldum."demesiyle Chanyeolun gülümsemesinin daha da genişlemesiyle Baekhyun bu durumdan hoşlanmayarak elini hızla kendine çekmişti.Chanyeol konuşmasına devam ederek kafasını yavaş hareket eden trenin camında duran Gardenya'ya çevirdi.
Baekhyun bir kaç dakikadır tanıdığı adamın anlattıklarından tek bir şey dahi anlamadığı için sadece başıyla onaylayarak daha sonra onun gibi geride kalan evleri izlemeye koyuldu. Sonuçta uzun bir süre boyunca yan yana kalacaklardı elbet onu anlayacağı bir nokta olurdu.
.
.
.
Tren şehirden uzaklaşmış yolcular sessizleştiğinde Baekhyun karşındaki yüze bakıp duruyordu.
"Tuhaf "diye düşündü.
Burnunu yakan koku kalbini de yakıyordu.Neden birden böyle hissettiğini bilmiyordu ama biraz uyusam iyi olacak diye uykusuzluğa yormayı tercih etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Sonra Ben [Chanbaek ]
Fanfic"Çölüme yağmur olmak varken neden içime yangın olmayı seçtin Gardenyam ? " "Gözyaşlarında ölen, düşüncelerinle intihar eden beni ölümünle korkutamazsın Baekhyun. "