Gökyüzü gibidir deniz..

464 56 122
                                    

Umudun bir rengi olsa mavi olurdu sevgilim, sen ve ben gibi, denizle gökyüzü gibi.

Hani bana beni sevdiğini söylediğin liman var ya, oraya gittim bugün.

Her şey aynıydı kıyıdaki beyaz çizgileri olan kırmızı tekne, hiç durmayan martı çığlıkları, ilerde ki parktan gelen çocuk seslerine kadar, her şeyiyle aynıydı.

Ama sen yoktun.

Her şey aynıydı ama sen yoktun.

O günü hâlâ dün gibi hatırlıyorum, soğuktan yanakların kızarmıştı ama inatla oturduğun banktan kalkmıyordun. Martı  çığlıkları durmuş, çocuk sesleri kesilmişti ama sen hâlâ oturmaya devam etmiştin

Sonra ben de yanına oturmuştum beraber dalgaları izlemiştik. Bir süre sonra, beş dakika ya da bir saat emin değilim. Bana dönmüştün öyle güzel bakmıştın ki ağlamak istemiştim.

Deniz gökyüzüne aşık bence, demiştin mavilerini mavilerime dikip. Neden diye sormuştum. Neden böyle düşünüyorsun?

Bana dedin ki, deniz gökyüzüne büyük bir aşkla bağlı her ne kadar buluşmaları imkansız olmasına rağmen çok büyük bir aşkla, bu öyle bir aşk ki her şeyiyle ona benzetmiş kendini, ondan gökyüzü gibidir deniz. Önce o güzel mavi rengine bürünmüş gökyüzü gibi, sonra da ona göre ayarlamış gelgitlerini ve dalgalarını, üzüntülerini ve sevinçlerini en sonunda benzemiş deniz gökyüzüne, yine de büyük bir mesafe varmış aralarında ama deniz buna da bir çözüm bulmuş, sıcak bir yaz günü karar vermiş ve gökyüzüne göndermiş aşkını. İnsanlar buna yoğuşma diyor ama bana sorarsan ümitsizce imkansız aşkını iletmeye çalışan bir aşık sadece, gerçi ümitsizce dediğime bakma sonunda iletmiş deniz aşkını gökyüzüne, gökyüzü buna çok sevinmiş ve biriktirmeye başlamış denizin aşkını.

Biraz durakladıktan sonra burukça gülümseyerek devam ettin.

Ama fazla gelmiş denizin aşkı gökyüzüne, fakat ne olursa olsun kararlıymış gökyüzü bu aşkın boşa gitmesine izni vermemeye, çorak arazilere ilerlemiş sonra bırakmış denizin aşkını gözyaşları eşliğinde. Denizin aşkının değdiği yerler yeşermiş ve çiçek açmış, o çorak araziler içinde tonlarca canlının yaşadığı ormanlara dönmüş.

Denize dönüp devam ettin bu sefer.

İşte o an anlamış gökyüzü, kendisi de içten içe sevdalıymış o dalgalara, ondan olmuş bu yeşil yuva ve o iki aşığın aşkından doğmuş bütün dünya.

Bir kitabın son satırlarını okurmuşçasına tamamladın cümlelerini, bana döndün yavaşça, öyle usulca sordun ki sorunu..

Ben de sana böyle imkansız bir aşkla bağlıyım işte, peki sen benim gökyüzüm olur musun?

Gözyaşlarım benden bağımsız akarken sarıldım sana ve iki aşığın aşkından doğdu bütün dünya.

Ah be Deniz'im hâlâ alışamadım yokluğuna, öyle usulca gittin ki arkanda yağmur yağdıran bir gökyüzü bırakarak, ama merak etme sevgilim ben de yanına geleceğim, çünkü sensiz çivisini kaybetmiş bir ülkeden farksızım. Hem gökyüzü ne yapar denizi olmadan?

En çok da uğruna aşkımızı verdiğimiz dalgaların seni benden almasına üzülüyorum ama  olsun sevgilim, gökyüzü Atlas'ı öldürmek uğruna kavuşacak denizine.

Gökay'dan Deniz'ine..

Gökyüzü ve Deniz |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin