1.BÖLÜM

144 5 2
                                    

 Saat sabah 01.32. Telefonun şarjı %9. Paketteki sigara sayısı 4. Çakmağın gazının bitme olasılığı %99. Mekanım Ankara'nın baştan sona gözüktüğü bir yer. Yanımda ki Efsun. Ve aldatılmış ben. Camel paketinin kapağını açıp bir sigara daha çektim ve dudağıma götürdüm. Pakette 3 sigara kaldı. Camel kullanmazdım genelde bana tadı hep daha bir iğrenç gelmiştir ama ucuzladı. Para da bol değil, her zaman Malboro olmuyor. 10 lirayı yerde bulmuyorum. Bitmek üzere olan çakmağı çaktım ama kıvılcımdan başka bir şey çıkmadı. Ağzımdaki sigranın ucuna çakmağı götürüp bir kez daha çaktım. Yanan çakmak sigaranın ucunu yakmaya başlarken içime doğru çektim ve sigarayı ağzımdan işaret parmağım ve orta parmağım arasına götürdüm. İçime doğru nefes aldım ve gecenin karanlığına karışıp giden duman bıraktım dudaklarımdan. Aldatılmış olmak ciddi anlamda sinirlerime dokunsada, acı yoktu içimde. Sıkıntı, kırgınlık, hayak kırıklığı vardı özellikle, ama acı yoktu. Sanki üstümden büyük bir yük kalkmış gibiydi. Bitmişti sonuçta ve zaten haftalardır ayrılmak istiyordum. Yüzümü düşen uzun siyah saçlarımın kahkülünden sigarayı ağzıma götüremiyordum ve elimle saçımı kulağımın arkasına götürdüm.

 Bitmişti, beni kaybetmişti, ve hiç umrumda değildi. Sadece içimde bir yerlerde pişmanlık yaşıyordum. O benim ilk sevgilimdi, böyle bir adam hemde. Daha önce kimse ile çıkmamış olmam ezikliğimden falan değildi, Sevmediğim kimse ile çıkmazdım. Emre'yi sevmiştim ama sadece sevmiştim. Hatta şu an canımın yanmadığını var sayarsak sevdiğimi sanmıştım. Pişmanlığım ilk sevgilimi böyle bir heriften yana seçmemdi. Geceyi ve sigaramı zevkli hale getiren tam dibimde oturan Efsun'un müzikti. Güzeldi. 

 Düşüncelerimin arasına bir telefon melodisi balıklama dalış yaptı. Benim telefonumun sesiydi. Hangi akla mantık telefon zil sesini cırcır böceği sesi yapmıştım bilmiyordum ama şu an oturduğumuz yere o ses çok yakışmıştı ve sırf bu yüzden açmayacaktım telefonu. Kimse ile de konuşmak istemiyordum zaten. Arayanın annem olduğunu biliyordum. Açsam diyeceği laflar tahmin edilebilir türdendi. 

"Nerdesin sen ?"

"Bu saatte ne işin var senin sokaklarda?"

"Çabuk eve geliyorsun."

"Görüşeceğiz senle."

"HADİ, ACELE ET !"

 Belli başlı cümleler işte. O kadar çok aramıştı ki Efsun rahatsız olmaya başlamıştı sesten. Benim umrumda bile değildi. Efsun arkamdan yanımdaki telefona uzandı ve eline aldı. Açmasını istemiyordum.

"Açma o telefonu."

"Annen arıyor."

"Biliyorum."

"Meraklanmışlardır."

"Boşver."

"Bari arayıp bizde kalacağını falan söylesek?"

"İyi söyle, ama telefonu açar açmaz duyacağın o cırlak sesten tiksinmeye hazır ol."

"Saçmalamayı kes artık?"

"Telefonu açmıyacak mıydın sen?"

Efsun üfleyerek telefonun cevapla kısmını kaydırdı ve telefonu kulağına götürür götürmez aynen benim dediğim gibi bir sesle karşılaşınca, telefonu kulağının biraz uzağına doğru götürüp gözlerini kıstı. Öyle bir bağırmıştı ki sesi yankı yapmıştı.

"Alo. ... Gül teyze çok özür dileriz ama bak dinle bi ... Gül teyze bizimkiler evde yok bizde Rihem'le bize gitmiştik kanepe de uyudu kaldı bu gece bizde kalsa olur mu? ... Hıhı evet iş gezisine gittiler ... Ben annemle konuştum canım tabi ki izin verdi ... Tamam benim canım Gül teyzem ... Çok teşekkür ederiz çok seviyorum sizi ... Peki ... Sabah uyanınca arar Rihem sizi ... Tamam tamam ... Erdem amcaya selamlar ... İyi geceler."

Telefonu iç geçirerek bana uzattı.

"Ne güzel yalakalık yaptın öyle"

"Ne yapsaydım ? Rihem bu kadar sorumsuzluk fazla değil mi sence de ?"

Ciddi bir soruya yöneltilmiştim ve böyle zamanlar da cevap vermezdim. Cevap vermiyeceğimi anlayınca kızgın ama buruk bir sesle;

"Bittiyse şu zıkkımın eve gidelim artık"

"Bitti." dedim elimde artık süngerine kadar çekilmiş olan sigarayı yere bastırıp söndürürken. 

***

Bu hikayeyi şuana kadar yazdığım bütün hikayelerden farklı tutacağım  çünkü gerçekten ilk defa bir hikaye için bu kadar ciddi düşünüyorum. Yani kurgusu, olaylar falan her şey çok farklı olacak. Ve eğer bu hikayemede hakaret alırsam umursamayacağım bile her şeye rağmen devam etmeyi düşünüyorum. Tek istediğim yorumlarınız ve oylarınız. Bir tuşa basmak, iki üç eleştiri yapıp yorum yapmak neden zorunuza gidiyor anlamıyorum? Okuyorsunuz, tamam ama emeğin karşılığını alamıyorum. Lütfen. :)

CAM KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin