11

19K 347 48
                                    

Bölüm şarkısı: Barış Kocatürk - Derdi Neydi (Cover)

Maçın başlamasına 17 dakika vardı.

Telefonumun ekranını kitleyip kafamı cama çevirdim ve yolları izlemeye devam ettim. İnmem gereken durağa yaklaştığımda düğmeye bastım. Kalbim yerinden çıkmak üzereydi sanırım.

Otobüsten indikten sonra telefonumu açıp Can'ın gönderdiği konuma baktım. 5 dakika yürüme mesafesiydi.

Maçın başlamasına 7 dakika.

Adımlarımı mümkün olduğunca hızlı atmaya çalışıyordum. Bu sefer yanına gidecektim. Bu kadar fazla naz yapmak saçmaydı ki zaten ben böyle bir kız da değildim. Spor salonuna girdiğimde gözlerimi salonda gezdirdim.

Maçın başlamasına 3 dakika.

En önlerden bir yere oturdum ve maçın başlamasını beklerken telefonumu çıkarıp Can'a mesaj attım.

gaye: maçta iyi şanslar kuş

gaye: seni izliyor olucam, ona göre!!!

can: oha cidden geldin mi

gaye: evet ahwjdlajwjs

can: tamam maçtan sonra yanına gelicem

gaye: kazanmadan gelme;;)

can: hee oldu aq O KADAR BEKLEMİŞİZ Bİ DE ŞARTLI MI OLDU

gaye: destek vermeye çalışıyorum be beyinsiz

can: seni sinir etmek harika ama şimdi sahaya çıkıcaz

gaye: hadi koçum sana güveniyorum.

can: çok da güvenme ya

x

Maçı 2 sayıyla kaybettiler ama bu önemli değildi çünkü harika oynamıştı. Maç boyunca çoğu kez göz göze de gelmiştik ama şimdi yanıma gelicekti ve ben bunu kendime hatırlatırken heyecandan titriyordum.

Salonda az kişi kalmıştı. Sanırım buna sevinmem gerekirdi çünkü insanlar etraftayken kendimi ve duygularımı içtenlikle yansıtamadığımı düşünürdüm hep.

Birkaç dakika sonra Can sahada göründü. Bana baktı. Gülümsedim ve el salladım. O da gülümsedi. Merdivenleri hemen çıkıp yanıma ulaştığında dilim tutulmuştu sanki.

"Sana demiştim çok güvenme diye." kafamı evet anlamında salladım. "Ee, ne yapmayı planlıyoruz?" diye sordu. "Bilmem, tamamen sana bağlıyım şuan." söylediğime güldüğünde tek kaşımı kaldırıp sordum, "Niye gülüyosun ya?" tekrar güldü. "Ne biliyim, mesajlarda falan çok aksiydin ve beni tersliyordun ama şuan hiç öyle değilsin. Başına falan bir şey mi düştü acaba ya Allah Allah?" haklıydı. Onu çok terslemiştim. Daha kötüsü de ekmiştim. Bu dediğine gözlerimi devirdim. "Öf be! İnsana bi şans vermiyosun ki biraz insancıl olayım, biraz pozitif olayım, kızmıyım." gülümsedi, "İşte benim konuştuğum kız buydu." Dediğine sadece sırıtmakla yetindim.

Salondan çıktığımızda bir parka gittik. Bira alıp banka oturduk. İkimiz de birbirimize dönüktük ve akşam saati olduğu için kimse yoktu.

"Bana hala neden ekildiğimi anlatmadın." dedi gözlerini kaçırıp. "Arkadaşım intihara kalkıştı ama şuan iyi. Üzgünüm gerçekten ama seni ektiğim için pişman değilim. Yine olsa yine onun yanına giderim çünkü benim için bu hayattaki en önemli insanlardan biri." Gözlerimi kaçırıp biramdan bir yudum aldım. "Pekala, bunun yalan olduğunu falan düşünmüştüm ama gözlerindeki hüzünden anladım." dediğine güldüm. Sorar gibi baktığında ise ciddileşip, "Kova burçları işte, afilli cümleler falan filan." sırıttı. İkimiz de bir şey demedik ve biralarımızı içtik.

Birkaç dakika sonra Can kendi telefonundan bir şeyler yaptı ve ardından şarkı sesi yükseldi. Bu şarkıyı biliyordum ama onun bildiğine şaşırmıştım. Şarkıyı mırıldanmaya başlayınca kalbimin atışını da fark ettim.

"İçtim, içtim dalaştım. Herkesle sarmaş dolaştım. Bıraktım karanlığa karıştım, yalnızlığa da alıştım. Yanımda olsan ne vardı sanki daha gelmedi mi vakti? Düşündüm neydi derdi, derdi neydi, neydi derdi?" İkimiz de şarkıyı söyleyince ona döndüm. O da bana döndüğünde şarkının sonlarına geldiğimizi fark ettim. "Derdin ne?" dedi. "Bilmem, belki derdim sensindir."

o ben değilim + textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin