" elini geri çekmemişti "

8.5K 1K 1.2K
                                    






Tırnaklarımı kemiriyordum. Korku ve heyecan hissi bedenimi sararken dizlerim titriyordu. Altımız da ayağa kalkmış, içeri girecek kişiyi bekliyorduk. İyi hazırlanmıştık, plan işe yarayacak gibi gözüküyordu. İlk defa korkudan bayılacak gibi hissetmiyordum, dizlerim titremiyordu. Ayakta ve sağlamdım.

"Geride dura—"

"Hayır." Sesini kesmiştim Yoongi'nin. Geride falan durmak istemiyordum. Bu sefer başka biri olmak istiyordum, cesur olmak istiyordum. Korkup kaçmak istemiyordum. Bir şeyleri becermek istiyordum.

Yoongi nefesini verip gözlerini hücrenin kapısına çevirmişti cevabımla. 

Beklemeye devam etmiştik.

Dakikalar geçmişti ve biz hala aynı pozisyonda bekliyorduk. Biri gelecekti, bunu biliyor ve hissediyordum fakat zamanını kestiremiyordum. Bütün gece ayakta kalmak zorunda bile kalabilirdik fakat uyku şu an için önemli değildi. Önemli olan tek şey buradan kurtulmaktı—

Ayak sesleri duyulmuştu.

"Geliyorlar..." Jeongguk sırıtmıştı. Bir kaç adım ileri atıp kapıya doğru döndü. Herkes bir anda sıçrayıp korku dolu gözlerini kapıya çevirdi. Ayak sesleri tam kapının ardında durmuştu şimdi. Dışarıdaki kişi, içeri geliyordu.

Metal sesleri?

Kapı açılıyordu.

Kapı açılmadan önce Jeongguk saniyelik olarak kararlı gözlerini dolaştırmıştı üzerimizde. Tekrardan kapıya dönmeden önce sırıtmış, gözlerindeki ürkünç parıltıya şahit olmama sebep olmuştu.

Yumruklarımı elimi acıtacak derecede sıkarken aniden gelen stres ve tedirginlik hissini üzerimden atmaya çalışıyordum. Kalbim göğsümden fırlayacakmışçasına atıyordu ve alnıma boncuk boncuk terler birikmişti. Yanıyordum. Sertçe yutkunmaya çalıştığım sırada kapı yüksek bir gıcırtıyla sonuna kadar itilmişti.

"S-siz neden hala ayakta—"

Jeongguk dirseğini gelen adamın yüzüne geçirmişti. Dudaklarım korkuyla aralanırken kendimi bir kaç adım geriye giderken bulmuştum. Yan taraftan Hoseok'ta adamın üzerine atlayıp dizini malum yerlerine sertçe ittirmesiyle adamın acı dolu nidaları yankılanmıştı. Taehyung sertçe yüzüne bir yumruk savurduktan sonra başını hafifçe yana eğip sırıtmıştı.

Orta yaşlı adam yere yığıldığında Jeongguk tekmesini sertçe karnına geçirmişti adamın. Dur durak bilmeden aynı şeyi tekrarlarken dudaklarından tonlarca küfür dökülüyordu. Adam kan öksürmeye başladığında Namjoon olaya karışmıştı.

"Jeongguk! Yeter artık! Öldüreceksin adamı." Kaşlarını çatıp sert bir tonla konuşmasıyla Jeongguk alayla kahkaha atmıştı fakat tekmelemeyi bırakmıştı. "Umrumda mı?!" Kulak zarımı acıtacak şekilde bağırdığında sırtım duvarla bir olmuştu.

"Umrunda olmalı! Katil mi olmak istiyorsun sen ha?!" Namjoon parmağıyla yerdeki adamı gösterirken aynı ses tonuyla bağırmıştı. Jeongguk duraklamıştı şimdi. Hızlı nefesler alıyordu ve dudakları bir şey demek istercesine aralanmış, saniyeler içerisinde vazgeçip birbirine bastırmıştı. "Çıkalım hadi şuradan." Kısık sesle konuşup adamın önünde dizlerinin önüne çekmesiyle gözlerim hiç bir şey yapmamış Yoongi'ye dönmüştü. Öylece rahat bir şekilde sırtını duvara yaslamış, ellerini de pantolonunun ön cebine sıkıştırmıştı.

Aslına bakılırsa, kafamda Jeongguk'un katil olma olasılığı çok yüksekti, hatta bilmediğim o cinayeti işleyen bana göre o bile olabilirdi fakat normal bir konuşmaya bile atlayamazken böyle bir konuya hiç karışamazdım. Zaten buradan çıkıyorduk sonunda, bu olayla alakam bitecekti. İstediğim de buydu zaten.

CULPRIT. ⠀⠀[ YOONMIN ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin