" yapacağım son şey olsa bile "

9.3K 1.2K 786
                                    



Güvenebilir miydim?

Çoktan ona güvenemeyeceğimi düşünmeye başlamıştım bile. Tuhaf davranıyordu. Psikopat psikopat hareketleri vardı ve parmağını bile oynatsa korkuyordum. Nefes alış verişi bile bana tehdit gibi hissettiriyordu.

"Benden korkmayı kes." Kapalı gözleriyle konuşmaya başladığında hafifçe sıçradım.

Herkes kafalarını dizlerine gömmüş, uyuyorlar veya uyuyor taklidi yapıyorlardı. Bense gözlerim kapalıyken kendimi güvende hissetmediğim için etrafı izlemeye karar vermiştim. Ta ki Yoongi psikopat altıncı hissiyle onu izlediğimi ve korktuğumu anlayana kadar.

"K-korkmuyorum ne alakası var?" Fısıldayarak konuşmamla dudakları iki yana kıvrılmıştı. Gözleri hala kapalıyken parmaklarını yere vuruyordu hafifçe.

Dizlerimi kendime daha çok yaklaştırıp gözlerimi Yoongi'den çektim. Diğerlerine baktığımda hiç birinin milim bile oynamadığını gördüm. Hepsi uyuyor gibi gözüküyordu aslında fakat emin olamıyordum.

"Kalbin yerinden çıkacakmış gibi atıyor." Bir anda kulağıma fısıldanmasıyla şaşkın bir nida çıkaracakken kemikli ellerin dudaklarımı örtmesiyle sesim boğuk çıkmıştı.

"Sakin ol, benim. Diğerlerini uyandıracaksın." Elini yavaşça ağzımdan çeken Yoongi'ye çevirdim gözlerimi. Omuzlarımız değecek şekilde yan yana oturuyorduk fakat rahatsız olduğu belliydi çünkü ayak bileğindeki zincir onu geriye çekiyordu. Tek bacağı sağ tarafa doğru açılmışken hafifçe omzuma doğru eğilmişti.

"Sakinim." Fısıldayarak konuşmamla omuzlarını sallayarak sessizce güldü.

"Sen gerçekten burada ne yapıyorsun?" Başını omzuma yaslayıp hafifçe yukarı kaldırdı. Dudaklarına yayılmış olan gülümsemeyle bana bakarken masum görünüyordu.

Alt dudağımı sarkıtıp ona baktım. "Bilmiyorum. G-gerçekten bilmiyorum." Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım ve derin bir nefes aldım. Buraya kapanalı sadece bir kaç gün olmuştu ve ben çoktan bıkmıştım.

"B-bana...Cinayeti anlatır mısın?" Yavaşça konuşmamla Yoongi başını omzumdan kaldırmıştı. Kaşlarını kaldırmış bir şekilde bana bakıyordu. "Ne yani sen cinayeti bilmiyor musun? Tanrım sen cidden burada ne arıyorsun..." Başını hafifçe iki yana salladı Yoongi.

Alt dudağını dişleyip bana baktığında yutkundum. "Bak...Bence sana anlatmam pek de iyi olmaz. Yani sen— bilmiyorum şu an psikolojini daha kötü hale getirebilir Jimin." Başını eğip saçlarını karıştırdığında kaşlarım hafifçe çatıldı.

"Kaldıramaz mıyım sanıyorsun?"

"Öyle demedim...Sadece şu an bilmene gerek yok." Gözlerini gözlerime sabitledi. Haklı olduğunu biliyordum sadece bu kadar ezilmek istemiyordum fakat yapabileceğim bir şey yoktu.

Başımı yavaşça aşağı yukarı sallayıp metal duvara yasladım.

"Azıcık yaklaşsana ya, yanında duracağım diye zincir bileğimi kesti." Yoongi dudaklarını büzüp konuştuğunda dudaklarım istemsizce iki yana kıvrılmıştı.

Kendi tarafına doğru biraz kaydıktan sonra bende ona yaklaştım. Duvara bağlı zincirlerimizin tam ortasında, omuz omuza oturuyorduk şimdi.

"Yarın olmasını istemiyorum." Fısıldayıp ellerimle oynamaya başladım. Bakışlarım ellerimdeyken, görüş alanıma giren elleriyle kalp atışlarım tekrardan hızlandı. Ellerimi örten elleri neredeyse hoş hissettirmişti. Ama sadece neredeyse.

"Endişelenme. Kötü bir şey olmayacak." Baş parmağıyla avuç içimi okşarken konuştu. Anında rahatlama hissi vücudumu kaplarken aklım bana bu kadar çabuk rahatlamamam gerektiğini, tetikte kalmam gerektiğini söylüyordu.

Fakat aklımı dinleyen kimdi ki?

"Nasıl bu kadar e-eminsin?" Gözlerimi ellerimizden ayırmadan konuştuğumda omuzlarını silktiğini hissettim.

"Sorgulama ve sadece bana güven."

Tabii ben de ona güvenmeyi isterdim fakat beni bu denli korkutuyorken güvenmek biraz zordu. Aslına bakarsanız ona karşı olan korkum sadece ona özel falan değildi. Ben herkesten korkardım. Aptalın tekiydim çünkü.

"Yarın ne olacak peki?" Yerimde rahatsızca kıpırdanmamla ellerini çekti. "Bunu bilemem..." Yavaşça mırıldandı ve burnunu çekti. Ona güvenmemi istiyorsa bazı şeyleri bilmesi gerekmez miydi?

"Y-yani kimse teslim olmadı...Ve o-o dedi k-ki kimse t-eslim o-ol-olmaz-sa bi-biz—" Tekrardan dudaklarımı örten eller ile susmak zorunda kalmıştım. Göğsüm hızlı nefes alış verişlerim nedeniyle hızla inip kalkıyordu ve göz bebeklerim titriyordu korku ve panikten.

"Şş...Sakin ol." Dudaklarımdaki elini çekip boynuma doladı ve başımı göğsüne bastırdı. Alt dudağımı kanatırcasına dişlerken kalp atışlarımın yavaşlamasını ummaktan başka bir şey yapamıyordum.

Çok korkuyordum. Ciddi anlamda hemde. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki bu nefes alış verişimi zorlaştırıyordu ve ölecekmişim gibi hissettiriyordu.

"Hayattan bu kadar korkmamalısın Jiminie." Burnunu saçlarıma bastırıp konuştu. Yaşlar biriken gözlerimi sıkıca kapatıp elimi sırtına götürüp tişörtünü sıktım.

Hayattan korkmuyordum ben. İnsanlardan korkuyordum sadece. Bunlar farklı şeylerdi. Hayat çok güzeldi, ama insanlar bunu bok ediyordu ve ben bu yüzden onlardan korkuyordum.

Sanki her biri bana zarar verecekmiş gibi hissediyordum ama bunun üstesinden gelmeye de çalışıyordum. Hayatı en iyi şekilde yaşamak istiyordum ve bunun için her ne kadar bir işe yaramasa da çabalıyordum işte.

"Ah tanrım...Seni buradan çıkaracağım." Sağ elini saçlarıma geçirip yavaşça dolandırmaya başlayınca yavaşça geri çekildim ve yüzüne baktım. "B-bunu nasıl yapacaksın?" Burnumu çekip konuştuğumda derin bir nefes almıştı.

"Sikeyim bilmiyorum ama seni buradan çıkaracağım, güven bana. Yapacağım son şey olsa bile yapacağım."

yungi, jimin'in masumluğundan falan fistandan etkilendi ve buralarda kirlenmemesi gerektiğini düşündüğü için bir anda ona karşı bi koruma iç güdüsü oluşturdu kendi çapında

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yungi, jimin'in masumluğundan falan fistandan etkilendi ve buralarda kirlenmemesi gerektiğini düşündüğü için bir anda ona karşı bi koruma iç güdüsü oluşturdu kendi çapında

CULPRIT. ⠀⠀[ YOONMIN ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin