Yalnızdım.Tamamiyle yalnızdım şimdi. Etrafıma ne kadar bakarsam bakayım, Yoongi yoktu. Sanki yer yarılmıştı da içine girmişti gibiydi. Çok tuhaf ve bir o kadar da korkutucuydu çünkü bu boş koridorda bu kadar çabuk yok olması neredeyse imkansızdı.
Dudaklarımı stresle birbirine bastırıp sakinleşmek adına duvara yasladım sırtımı. Korku ve tedirginlik ile titreyen bedenim yavaşça yere düşerken yanağımda hissettiğim ıslaklık ile ağladığımı fark ettim. Elimin tersini yanağıma dayayıp hemen akan yaşı sildikten sonra alnımı kendime çektiğim dizlerime yaslamıştım. Derin derin nefesler alırken sakinleşmeye çalışıyordum. Kendimi her şeyin iyi olacağına inandırmaya çalışıyordum.
"Sakin ol Jimin...S-sakin ol. Birazdan g-gelecek, sakin olmalıyım...."
Yoongi'nin sözleri gelmişti aklıma.
"For you I could pretend i was happy i could hide away the sorrow." Fısıldıyordum sadece. Dudaklarım titriyordu ve işe yarıyor gibi hissetmiyordum. Kalbim hala yerinden çıkacakmış gibi atıyordu ve hala ölesiye korkuyordum.
"For you I could feign strength numb the pain and be the man you can depend on." Devam etmiştim. Her kelimemle birlikte aklımın biraz daha dağıldığını hissetmemle yutkunmuştum.
"I trusted in a dream a hopeless cause, now i watch the flowers as they wither."
Derin bir nefes almıştım. Daha sakindim. Elimi arkamdaki duvara dayayıp destek alarak zar zor ayağa kalkmıştım. Öylesine ilerlerken adımlarım savsaktı ve aklım boştu. Tamamiyle boştu ve ne yaptığım veyahut ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Evet, spontane hareket ediyordum. Ben, Park Jimin hayatımda ilk defa spontane ilerliyordum ve bunun ne çeşit sonuçlar doğuracağını öğrenmek üzereydim.
"For you I could pretend i was happy i could hide away the sorrow." Adımlarım rastgele bir şekilde koridorda ilerlerken sanki bir anda başka birine dönmüş gibiydim. O korktuğum karanlık, bir anda arkadaşım olmuştu sanki. Kelimelerim yüksek sesle dudaklarımdan dökülürken sesimin çok da kötü olmadığını düşünmüştüm.
Çünkü biliyorsunuz, sesim en önemli sorunumdu o anda.
Koridor tekrar ikiye ayrıldığında duraksadım. "For you I could feign strength numb the pain and be the man you can depend on." Dudaklarım her bir kelimemle kıvrılırken gözlerimi kapattım. Gerçekten delirdiğimi hissediyordum.
Hani insanların başına kötü bir şey gelir ve sonra depresyona girip tamamiyle başka birine dönerler ya? Depresyon evresine girememiştim bile ben, tamamen başka birine dönmem saniyelerimi almıştı. Onun beni bırakmasının saniyelerini alması gibi.
"Oo piti piti karamela sepeti..." Yüzümdeki gülümsemeyle parmağımı bir sağ taraftaki bir sol taraftaki koridora çevirmeye başladım.
"Terazi lastik jimnastik!" Kocaman bir kahkaha patlatmıştım. Öyle çok gülmüştüm ki gözlerimden yaşlar akabileceğini hissediyordum. Ağrıyan karnıma elimi dayayıp nefesimi toparlamaya çalıştım. "Biz size geldik bitlendik." Parmağım bir sağa bir sola oynarken devam ettim.
"Hamama gittik temizlendik!" Neredeyse sona geldiğimi fark etmemle sesim heyecanlı bir hal almıştı. "Pit pit pit! O piti pit!" Parmağımın sol tarafta durmasıyla yutkundum. Gülümsemem hafifçe solarken Yoongi'nin sözleri doldurmuştu aklımı tekrardan.
"Çıkış her zaman sağ taraftadır."
O zaman benim de sağdan gitmem gerekmez miydi? Ama bu oyun bozanlık olurdu. Sol taraf çıkmıştı ve sağa gidersem dönek falan olurdum değil mi? Çıkan yere gitmem lazımdı. Kimse oyun bozanları sevmezdi.
Boş koridoru hafifçe aydınlatan kırmızı ışıkların altında sol tarafa döndüm. Ayak seslerim yankılanırken neredeyse kalp atışlarımın ayak seslerimden daha fazla yankılandığını düşünecektim. Etrafa bakınırken boğazımın kuruduğunu hissetmemle yutkunmaya çalışmıştım fakat kuru bir öksürük çıkmıştı boğazımdan. Bir kaç saniye içerisinde kendimi toparlayabildiğimde kulaklarımı dolduran tanıdık ses ile duraksamıştım.
"Tanrı korkusundan ürperip tüyleri kalkanın ağaçtan yaprak dökülür gibi günahları dökülür" Demişti.
Bedenim şaşkınlıkla titremeye başlarken bacaklarım artık beni ayakta tutamıyordu. Son anda elimi duvara dayamamla dizlerimin üzerine çöküşümü hafifletmiştim. Dudaklarım şok ile aralanmıştı ve aralarından hızlı nefeslerim dökülüyordu. Gözlerimi yere sabitleyip iyice kulak kesildim.
"Peki ya senin?" Demişti. "Senin yaprakların dökülecek mi Yoongi?"
+
Sizce sonda konuşan kişi kimdi??Ay finale yaklaştıkça içim bi şey oluyo böyle ya aslında hiç bitmesini istemiyorum bu hikayenin çünkü gerçekten ÇOKÇOKÇOK sevdiğim bir hikayem ki ben genellikle hikayelerimi sevmem bilirsiniz sjdmfkf
JEN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CULPRIT. ⠀⠀[ YOONMIN ]
Fanfic"Yedisini de bu gece aynı hücreye kapatın. Hangisi uyursa katil o'dur." © autaematic 2018