sonuç

15 1 0
                                    

Hayatımızın elbet birgün son bulacağını biliriz. Ama bu nasıl bir sondur işte bunu kimse bilemez. Ansızın gelir ölüm. Kimbilir belkyi bir kaza belki kötü bir hastalık işte bunu kimse bilemez.

Poyraz açtığı kağıdı okumaya başlamıştı. Eslemin yaşayıp yaşamadığını belirleyecek raporu bakıyordu. Poyraz artık biliyirdu. Sonuç pozitif çıkmıştı. Yani DNA yüzde 99.99 uyumluydu. Eslem ölmüştü.

Düşündü Poyraz arabanın uçuruma uçması sonucu ölmüştü. Arabayıda incelemeye vermişlerdi. Fren tutmaması ile olmuştu bu kaza. Peki fren oynanılmışmıydı? ve ayrıca bu araba Eslem'in arabasımıydı. Bunların öğrenilmesi gerekiyordu.

Bu sonucu bir an önce Bozoflu ailesine iletmeliydi. Bunu bazı şeylerin açığa çıkması için yapmalıydı.

O aile bir sonuç bekliyordu.

Poyraz çok üzücü bir haber olacağını biliyordu onlar için. Ama bu haberi bir an önce bildirmeliydi onlarda bekliyorlardı. Bozoflu konağına gitmek için karakoldan ayrıldı komiser.

Bu olayın detaylı incelenmesini istiyordu ve bununla bizzat kendisi ilgilenmekde istiyordu. Zira arabanın nasıl o uçuruma gittiğini ögrenmeliydi. Sonuca görede bunun bir cinayetmi yoksa gerçekten bir kazamı olduğunu öğrenmiş olacaktı.

Konağa gelmişti Poyraz. Hemen arabasından indi ve eve doğru yürüdü. Korumalar ona kapıyı hemen açmıştı zira O'nu tanıyorlardı. Eslem hakkında sürekli geliyordu koniser bu konağa. Zile bastı ve kapının açılmasını beklemeye başladı.

Bozoflu ailesi salonda oturuyorlardı. Demir gittikten sonra Beha'da inmişti aile bireylerinin yanına. Burhan Bey önemli bir şey olup olmadığını sormuştu. Zira Demir'in gelmesi şirketle alakalıydı ama bununla şu an ilgilenemezdi sadece sormuştu.

Beha babasına söylememeye karar vermişti çünkü bu durumda babasının bu konuyla ilgileneceginide pek sanmıyordu. Bunun için sadece "önemli birşey yok baba sadece şirket hakkında ufak bir sorun çıkmış." dedi ama o sorun ne kadar ufaktı. Peki şirket bunun altından kalkabilecekmiydi.

Konakta bir anda zil sesi duyulmuştu. Ayşe hemen kapıyı açtı. Karşısında komiseri görünce hemen O'nu iceri aldı. Herkes O'nu bekliyordu zaten. İçeriye alıp almaması gerektiğini sormasına gerek yoktu. Poyraz kapıyı açan görevlinin onu yönlendirmesi ile salona geçti.

Tüm aile salondaydı açıklamalıydı. Hepsi ayağa kalkmıştı. Nur Hanım olumlu bir haber bekliyordu. Torununun bir an önce bulunup yanına gelmesini istiyordu. Keza Burhan Bey, Beha, Atilla ve Sertap'ta bekliyordu.

Sertap hariç hepsi olumlu bir haber bekliyordu. Sertap herzamanki gibi Eslem'in bu eve hiç gelmemesini hatta  ölmesini bile isterdi. O'nun bu düşüncesinin doğru olmadığını kendisi bir türlü kavrayamıyordu. O sadece para peşinde deyim yerindeyse bir o bir para avcısıydı. Oğlunun o mirası almasını istiyordu sadece.

Peki bu ne kadar doğruydu? İşte bu konuda Sertap hiç düşünmüyordu. Zaten O'nun düşünebildiği tek şey oğlu Atilla'ya kalmasını istediği mirastı.

Koca konağın ihtişamlı salonu derin bir sessizliğe bürünmüştü. Kimse konuşmuyordu bekliyorlardı Poyraz'ın ağzından çıkacak kelimeyi bekliyorlardı.

Poyraz açıklamanın vakti olduğunu biliyordu ve bunu yapmalıydı oysa karşısında olumlu haber bekleyen  vardı. Bunu söylemenin onları yıkacağını biliyordu ama yapabileceği  herhangi birşey yoktu bu haberi onlara vermeliydi.

Burhan Bey artık bir şey söylemesini istiyordu komiserin. "Komiser torunumdan bir habermi var?"dedi ve Poyraz'ın konuşmasını istedi.

Poyraz Burhan Bey'den duyduğu ile artık konuşma zanını geldiğini anladı ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Biliyorsunuz Beha Bey sizden bir DNA örneği almıştım. Bunu açıklamış olmalısınız."dedi ve duraksadı Beha'ya bakıyodu.

Beha bunun aklına gelmesiyle bir anda korkuyla titredi. Eslem ölmüş olabilirmiydi. İçinden bunun olmamaş olması için dua ediyordu. Poyraz'ın söylediği şeyle başını olumlu bir şekilde salladı. Bahsetmişti annesi ve babası fenalaşmıştı ki kendiside çok kötüydü.

Poyraz Beha'dan bir baş onayı aldıktan sonra sözüne devam etti. "Bu DNA testini gönderdik. Kazada ölen kişinin Eslem olup olmadığına emin olmalıydık. Üzerindende herhangi birşey çıkmamıştı. Buda O'nu tanımlamamızı zorlaştırmıştı. Bunun kesin sonucu DNA testi ile öğrenmeliydik. Ve sonuç"dedi ve biraz durakladı.

Söylemeliydi evet evet bunu yapmalıydı "sonuç pozitif. Malesef başınız sağolsun."diyerek sözünü sonlandırdı. Bunu yapmak zorundaydı. O'da kötü hissetmişti. Kendiside anlam veremiyordu bu duruma.

Nur Hanım ne duymuştu az önce bu gerçekmiydi peki. "Bu gerçek olamaz torunum ölmüş olamaz. Yanlış görmüş olmalısınız."diyerek ağlamaya  başladı. Bu gerçek olamaz diyerek hem sayıklıyor hem ağlıyordu. Bu onun için yıkım denilecek kadar kötü bir haberdi. Keza sadece Nur Hanım böyle değildi tüm aile bireyleri yıkılmıştı.

Tabiki bir kişi hariç. Bu kişi tabiki Sertap'tı. O'da üzülmüş numarası yapıyordu. Bu tabiki koskoca bir yalandı. İşte birinin ölümü O'nu böyle mutlu etmişti. O kişi eşinin yeğniydi. Ama bunu umursamıyordu bile. İşte bu kadar kötü ve acımasız bir kadındı Sertap. Hayatında kendi çıkarını düsünür ona göre hareket ederdi. Kalbi kararmıştı sanki.

Atilla duymuyordu etrafta herkes ağlıyordu bağırıyordu ama o kimseyi duymuyordu. Ablası ölmüşmüydü yani. Öyle demişti komiser. Gerçekten ablası olmasada Eslem O'nun olmayan ablasıydı. Ablam yokmu artık dedi içinden. Atilla gözlerinden birer birer düşürüyordu damlalarını. Canının bir parçası gitmişti. Ağlıyordu evet çünkü bu konakta dertleştiği dert ortağı gitmişti. Ağlıyordu çünkü ablasını bitanesini kaybetmişti. O an herşey boştu düşünemiyor hâlâ ağlıyordu O'nun canı yanıyordu.

Tek Atilla'nınmı tabiki konaktaki Burhan Bey, Nur Hanım ve Beha hepsi yıkılmış durumdaydı. Hayatında değer verdiğin kişiyi kaybetmek, en acı verici bir şeydi. Hepsinin canı yanıyordu. Oysa hepsi olumlu bir haber bekliyordu. Bir anda bu haber onların yüzüne vurmuştu.

Onların çektiği bu acıyı kimse anlayamazdı yanlız yaşayan anlayabilirdi. Tarif edilemez bir acı baş göstermişti. Nefesini kesen, kalbini ağrıtan bir acı.

Burhan Bey olduğu yerde yere çöktü. Nur Hanım koltuğun hemen yanında olduğu için koltuğa çökmüştü. Beha ayaktaydı bu yaşananın söku sarmıştı bedenini.

Konağın bu sessizliği bu acısı aynı iki sene önce Asena ve Ceyhun'un öldüğü gün gibiydi. Derin ama acı veren hıçkırıklar duyuluyordu koca salonda...

Bölüm sonu

Bölümlerin geç gelmesinden ötürü sizlerden özür diliyorum. İlerleyen bölümlerde karakterlerin resimlerini teker teker koyacağım. Son olarak kitabımı okuyan okuyucularım olumlu olumsuz tüm yorumlarınız yazarsanız  benim için önemli...🤗

KİM BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin