Başladığınız tarihi yazabilirsiniz?💙
Bu arada kitabın ismi değişebilir. Benim aklıma ilk gelen sevdiğim renk mavi olduğu için mavi olarak adlandırdım. Ama zaman ne gösterir bilemem değişebilir. Değişmeyedebilir.
İyi okumalar💙
O karanlık gece de bir babanın bağrında bitti herşey... Bir kızın babasına olan inancı.
"Hikayemiz daha anlamlı oldu şimdi baba. Hiç ait olmadığım bir toprakta sana kendimi sevdirmeye çalıştım. Yazık bana... Ne kadar aptalmışım"
"B-babaa" diye hıçkırdım tekrar. Onu böyle acılı görmeye dayanamıyordum. Babamı böyle gördükçe kendimi suçlu hissediyordum. Ya da şöyle söyleyim yaptığı her hareket suçlu hissetmemi sağlıyordu. O böyle hayatımıza acıyı soktukça o gecenin tek faili benmişim gibi hissediyordum... Hissettiriyordu her hücremde.
Ben mi yıkmıştım herşeyi? Niye bu suçlama duygusu içimden eksik olmuyordu? Doğru ya o geceden sonra tam kalabilmişmiydim ki? Ne tam olmuştu o geceden sonra? Babam mı ben mi?
İkimiz de yarım yamalak kaldık. Ne baba kız olabiliyoruz ne de yaralarımızı derman olabilecek iki insan. İkimiz de hasta ruhlu insanlar olduk. Birbirimize zarar vermeden rahat edemiyorduk. Ne istiyorduk birbirimizden? Ölmeyi mi?
Kırdığı şeylerin haddi hesabı yokken bu seferde orta sehpayı devirdi. Yanıma attığı sehpa şöminenin camını kırıp ateş yığınına karışmıştı. Ağzımdan çığlık koparken babam bunu umursamamış daha ne kïrabilirim diye etrafa bakıyordu. Sehpa karıştığı ateşle çıtırdama sesleri çıkarmaya başlamıştı bile. Korkuyordum... İşte en çok bu andan korkuyorum. O ateşin sesi o odunun çıtırdayışı. Bu sesler felaketi getiriyordu. Sonları getiriyordu değişmeyecek sonları. Enkaz altında bırakıyordu bu sesler.
Bir daha ateş göremezdim. Bir daha ateşin içinde kalamazdım. Bir daha yangınlar içinde bir can daha veremezdim. Kaybedemezdim... Elim titrerken babamı geçerek mutfağa yöneldim masanın üzerinde bulduğum su dolu sürahi ile şöminenin yanına ulaştım. Çıkan küçük yangını söndürdüm. Babam hala oradan oraya atıyordu kendini.
Sürahiyi yere fırlatarak kırılmasını sağladım. Bir çan gibi yankılandı o kırıklar. Bir benim kalbime battı bir de babamın kalbine. Duyduğu kırık sesiyle bana doğru çevirdi kafasını. Gözlerinde ki o yorgunluk, hayal kırıklığı, öfke o kadar bariz bir şekilde belli oluyordu ki bakışlarına karşılık veremeyecek kadar titriyordum. Gözlerim acı ile dolarken dişlerimi alt dudağımı koparmak istercesine bastırdım.
"Yeteeeeer!" diye bağırdım yorulmuş bir vaziyette. Artık dayanamıyordum. Tam 6 ay oldu. Herşey 6 ay önce oldu ve bitti. Geriye kül kaldı ama hala yanmaya devam eden küller. Bir umut vardır diye yanmaya devam eden küller.
"Yeter baba. Niye bu öfken? Niye bu kin? Bak görmüyor musun artık nefes alamıyorum. Akıl sağlığımı yitirdim. Her gün başka bir vicdan azabıyla ızdırap çekiyorum. Aklımı yiyorum kalbim kanıyor benim." diye elimi kalbime götürdüm. "Durduramıyorum. Bana niye ilaç olmuyorsun babaa?"
İfadesiz bir şekilde duran babamdan bir cevap bekledim. O kadar belliydi ki cevap vermek istemediği benimle konuşmak istemediği. Hani onu bırakıp gitsem dünyada ki en baş belası şeyden kurtulmuş gibi rahatlayacak gibiydi. Öyle hissettiriyordu yaptıkları.
İlk önce burun kemerini sıktı. Sonra da derin bir nefes aldı. İlk önce gözlerime baktı o kadar ağır baktı ki söyleyeceği sözlerin altında bu kadar ezileceğimi hiç tahmin etmezdim. Gözleriyle nişan aldı ağzıyla vurdu sanki ama hiçbir yerde yankı etmedi bu kurşun sadece kalbimde patladığını ben hissettim.
"Keşke o gece sen de ölseydin"
Merhaba arkadaşlar bu benim ilk hikayem. Umarım beğenirsiniz. Yorum ve vote yaparak bana destek olabilirsiniz. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ
RomanceO karanlık gece de bir babanın bağrında bitti herşey... Bir kızın babasına olan inancı. "Hikayemiz daha anlamlı oldu şimdi baba. Hiç ait olmadığım bir toprakta sana kendimi sevdirmeye çalıştım. Yazık bana... Ne kadar aptalmışım"