#13

431 23 9
                                    

Birden bir kız belirdi başımızda. "Grup dağıldı mı yaa?" dedi alaycı bir ses tonuyla. Bu Badenin en yakın arkadaşı Pelinsuydu. "Sendin değil mi?" dedim. Ardından Barış aradı. Açtım.
-Yaprak? Lütfen o fotoğrafa inanma hepsi yalan. Shop o! Lütfen sevgilim. Anlarsın umarım. Affet beni.
-Hoop? Sakin. Affet beni ne ya!? Sorun yok ki. Korkma sevgilim. Gel yanıma.

O sırada Bade geldi. Umarım çete dağılmıştır gibi birşey fısıldadı sanırım Pelinsunun kulağına. Sonra koşarak uzaklaştı.

Alinin Gözünden,

Badeden hoşlanıyor muyum? Sanırım evet. Ama Yaprak bundan hoşnut kalmayacak. Üzgünüm Yaprak. Aşığım Badeye. Badeyi arayacağım.

-Alo, Bade.
-Efendim Ali?
-Seni evden alacağım. Önemli birşey konuşacağız. Hazırlan.

Bade ile buluştuğumda, birden bir soğuma geldi içimden. Nasıl oldu ya bu!? "Bu ne böyle, yürüyen makyaj dedim." tam bir Yaprak olarak. Badeye, "Görüşürüz" dedim. Buluşmamızla ondan kaçmam bir oldu. Lan ben kimden etkilenmişim!? Yürüyen makyaj ya bu!

Barışla buluştum. Ama o çok garipti. Beni kolumdan tutarak çekti. Napıyordu bu!? Sinirlenmiştim. Sonra bir köşede öpüverdi beni. "Napıyorsun ya?! Çok utandım ben." diye bağırdım. Barış ise bundan hoşnut kalmadı galiba. "Peki Yaprağım. Yapmam bir daha." deyince, üzüldüğünü anladım. "Hayır! Öyle demek istemedim. Sadece sevindim ama utandım. Şaşırdım işte!" dedim. Ama Barış hala mutsuzdu. "Affet beni." dedi ve koşarak gitti. Niye affedecektim onu? Sonra evlerine gitmeye karar verdim. Ama gördüğüm şey ağlamam için yetmişti. "SATILIK" yazısı kalbimi bıçaklamıştı sanki. Barışı aradım. "Nereye gidiyorsun lan sen!? Böyle mi senin aşkın!" diye çemkirerek bağırdım. Hatta anırdım. "Sakin ol ve evine git." dedi. Şaşırdım, niye böyle sakindi? "İyi be! Kapat hadi!" dedim. Ama biraz üzüldüm bunları söylerken. Eve gittiğimde, kapıda bavullar vardı. Ve Barış orada oturuyordu. "S-sen!" dedim, "Nasıl yani!?"
"Yaprağım, affet beni sözcüğü bir şakaydı, ona takılma. Sana daha çok yakın olmak istedim. Yan binanıza taşındım." Şok olmuştum. Peki niye buradaydı? Sanki anlamıştı beni, "Şu yüzden geldim; ileride birgün belki birlikte yaşama kararı alırız. Bu yüzden o evi birlikte tasarlayalım, ikimizin evi olsun." İlk başta "OHA!" dedim. Gökhan ile Sinan sevgiliydi, ayrılınca çete dağıldı direk. Oğuz yüzünden ayrıldılar. Değişik olaylar oldu. Buda demek oluyor ki, yeni bir dünyaya yelken açabilirim. "Yaprak? Beğenmedin mi sevgilim?!" Dalıp gitmişim! "Aaa dalmışım aaa! Tabiki beğendim. O evi mükemmelleştirmeye hazırııım!" Sonra kapı çaldı gelen Tunaydı. "Naber patates kafa?" Oha ya, buda nereden çıktı şimdi! "Lan sen ne arıyorsun burada?!" Göz devirdi. "Midem bulandı patates kafa, katlanılamazsın." Sinirlenip, "Neden geldin ya o zaman!?" Oda, "Sarı kafanın sesi duyuldu." deyince "Hıı sen onu merak ettin." dedim. "Merak etmedim! Hangi akılsız bu patatesi beğendi diye geldim ama, yakışıklı çocukmuş. Yakışıklı çocuğu kaptın galiba." Ondan bunu duymak imkansızdı. Şaşırmıştım. "Ateşkes imzalayalım patates? Ama sonra konuşuruz, zamanım yok!" Oha dedim tekrar içimden. Bu bizim Tuna mıydı? Ardından Barışın bitmeyen sorularıyla karşılaştım. Hepsini cevapladım. Telefonum çaldı. Arayan Sinandı. "Yaprak?" Biraz kırgındım onlara. Çeteyi dağıttılar diye. "Efendim Sinan kuşum?" "Gökhan ve Oğuz, ayrı eve çıkmışlar. Hemde, Muğlada!" Oha! Olamazdı bu!Bıraktılar mı yani bizi!? "Sinan kuşum? Sen ciddi misin!?" "Satıldık Yaprak." "Sinan kuşum, arayacağım sonra seni." "Tamam başkan."

Barış&Yaprak || Gerçek AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin