Liseden beri en yakın arkadaşım olan Nefes'e laf yetiştirmek ve bir yandanda derse yetişmeye çalışırken elimdeki defterlerim birden yere savruldu.O telaşla elimdeki kahve,notlarımın üstüne saçılmıştı.Sinirle ve hafif dolan gözlerimle defterlerimi toplamaya başladım. Nefes'te eğilmiş bana yardım ediyordu.Birine çarpmamıştım,sadece dengemi kaybettiğim için dağılmıştı herşeyim.
Sınıfa girdiğimizde on dakika kadar geç kalmıştık.Özür dilememize rağmen hoca bizi tüm sınıfın önünde bir güzel haşlamıştı.Yüzümün en az saçlarım kadar kızardığını düşünerek bir yere geçip oturdum.Nefes'te benim bir arkama oturdu.Notlarımı açmaya çalışsamda kahve buna izin vermiyordu. Ben notlarıma acıyla bakarken yanımdan gelen bir kıkırdama duydum. Sinirle o tarafa döndüğümde baya eğlenir bir şekilde kıkırdayan bir çocuk gördüm. Ona doğru hafif eğilip " Çok mu komik sence?" dedim.Çocuk yüzümü baya inceledikten sonra " Evet." diye aynı tonda fısıldadı ve önüne döndü. Böyle insanlar beni çileden çıkarıyorlardı.
Ders bittiğinde Nefes'le birlikte sınıfta tanıdığımız birkaç kişiden yalvar yakar notları topladık.Kampüsün içindeki kütüphaneye doğru hızlı adımlarla yürürken ona derste olan olayı anlatıyordum." Görmeliydin,çocuk gibi benim rezil halime gülüyordu.O an yüzüne yapıştırmak istedim." dedim sinirle. Nefes ise benim sinirli halimin tam tersine gülerek " Bu kadar haşin olma.Sadece komiğine gitmiş olmalı." dedi.Yüzüne dalga mı geçiyor diye baktım.Ancak gayet ciddi gibiydi.
Kütüphanedeki işimiz bittikten sonra biraz dinlenmek için kafeye geçtik. Nefes saatine bakarak " Benim dersim başlıyor,daha sonra mesaj atarım.Onları iyi sakla.Görüşürüz." diyerek yanağıma acele bir öpücük kondurup gitti. Arkasından " Tamam." demeye çalıştım.Ama duyduğunu bile sanmıyordum. Benimse iki saat boşluğum vardı.
Telefonumu çıkarıp birkaç site gezdikten sonra sıkılıp bıraktım. Kendime bir kahve söyledim.O sırada karşı masada oturan erkek grubunu farkettim. Hepsi oldukça tatlıydı. Sonra içlerinden birinin bana kıkırdayan o çocuk olduğunu farkettim.O tatlı falan değildi.Göz göze gelince gülümsedi.Bense bir süre ifadesiz baktıktan sonra kahvemden bir yudum aldım. Yerinden kalkıp bana doğru yürümeye başladı.Harika!Başıma kocaman bir bela sarmıştım. Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu." O sandalyenin boş olduğunu söylemedim." dedim,tek kaşımı kaldırarak. Gülümseyerek bana baktı ve sonra kafasını yana eğip " Bak,notlarına güldüm diye tüm sene bana düşman kesilmeni istemem.Senin anlayacağın üniversitenin ilk haftasında düşman edinmek istemiyorum"dedi. Afallayarak ona baktım." Sana düşman olmak gibi bir niyetim yok.Sadece bu aralar soluk alman beni rahatsız ediyor." dedim. Söylediğim kadar nefret etmiyordum veya o kadar düşman değildim.Ama insanları sözlerimle korkutmak her zaman hoşuma giderdi. Ancak o ,korkmak yerine baya yüksek bir sesle kahkaha attı.Kafeden bir kaç kişi bile dönüp bize baktı. " İstediğini yap,ben buradayım." dedi ve kalkıp geldiği grubuna döndü.
İki saat sonra olan dersimden sonra,başım ağrıyordu.Tek isteğim yurda gidip uyumaktı. Nefes'e mesaj attım. " Dersim bitti.Artık yurda gidelim." dedim,o sıradada otoparka doğru yürüyordum. Taksi çağırdıktan sonra Nefes'ten gelen mesajı açtım : " Sen git,işlerim var." yazmıştı.Mutlaka bir çocukla beraberdi veya biriyle tanışmaya çalışıyordu.Taksi ise o sırada önümde durmuştu bile.Gülümseyerek bindim ve yurda gitmesini istedim.
Uyandığımda gece olmuştu.Bu durumdan nefret ediyordum.Balkona çıkıp şehrime baktım.Üniversite için geldiğim şehrime.Saat geç olmasına rağmen ışıl ışıldı.Babamı özlediğimi farkettim.Onlardan ilk defa bu kadar uzak kalıyordum.Kalacaktım.Evimden uzak kalalı iki hafta oluyordu.Derslerim yavaştan başlamıştı.Arkeoloji okuyordum.Tarihe merakım oldukça fazla. İçerideki arkadaşlarıma baktım,hepsi mışıl mışıl uyuyordu. Karşıdaki erkek yurdunda tek bir ışık bile yoktu.Onlar bizden bile tavuktu.Gülerek saçlarımı geriye attım ve paytak adımlarla yatağıma yürüdüm.
Sabah yeni bir koşuşturmaya uyandım.Gözlerimi açtığımda kızlar giyiniyordu. Gülerek onlara baktım ve uykunun verdiği kalın sesimle " Saat kaç?" diye sordum.Selin " Dokuz." diye yanıtladı beni. Oflayarak başımı yastığın altına soktum.İlk dersim bir saat sonraydı.
Kızlar ders için odadan çıktıklarında duşa girdim.Sabahları duşta düşünmeyi seviyordum.Gözlerimi kapayıp bir şarkı mırıldanmaya başladım. O sırada gözümün önüne o çocuk geldi.Gözlerimin yanacağını bile bile gözlerimi açtım.Aklıma gelmesini istemiyordum.Çünkü cidden hoşuma gitmemişti. Görüntüsü hoştu; simsiyah saçları,yeşile kaçan gözleri,çıkık çenesi ve çenesini kaplayan hafif kirli bir sakalı vardı.Ancak karakteri bir o kadar boştu.
Bu defa tam vaktinde sınıftaydım,taksiye şükretmeliydim.Sınıfa girer girmez o çocuğu gördüm ve ona en uzak yeri bularak oturdum. Nefes'te benden birkaç dakika sonra gelip yanıma oturdu. Derse odaklanarak not almaya çabalıyordum.Ama çocuk sürekli dikkatimi dağıtıyordu.O bişey yapmıyordu.Ama ben kendimi bir anda ona bakarken buluyordum.En sonunda gözlerimi sıkıca kapatıp şakaklarımı ovaladım.Bu hareketten sonra tek bir kere bile ona dönmedim. Zafer kazanmış bir edayla dersi dinlemeye devam ettim.
Ders bitiminde yine kafedeydik.Dün aldığım notları hala temize geçirmeye çalışıyordum.Nefes'te bana eşilk etmek adına yanımda oturuyordu.Çocuk,yine grubuyla birlikte dünkü yerindeydi.Notlara iyice gömülmüşken biri masamıza bir kağıt bıraktı.Kafamı kaldırıp baktım.Hafif uzun saçlı,büyük ağızlı,koca burunlu ancak tatlı bir çocuk vardı.Nefes'ten gözlerini ayırmadığında Nefes'in dün ne yaptığını anlamıştım. " Bu akşam partime davetlisiniz." dedi gülerek. Gülerek bir çocuğa birde Nefes'e baktım. " Ben Açelya,ya sen ? " diyerek elimi uzattım. Elimi sıkarken " Koray,memnun oldum Açelya. Saç rengin güzelmiş." dedi gülümseyerek. Gülümsedim ve bıraktığı kağıdı alıp incelemeye başladım.Sanırım bir ev partisiydi.Tanışma partisi de olabilirdi.Üniversitelerde böyle şeyler olurdu değil mi ? Ya da ben böyle şeyler olduğunu duymuştum.Parti yedide başlıyordu.Saatin erken olması iyiydi.Çünkü,malesef yurda en geç giriş vakti 11'di.
Koray gittiğinde Nefes'e döndüm." Anlatacak mısın ? Yoksa benim sorular yağdırmamı ister misin ?" dedim gülerek. " Dün tanıştık. İkinci sınıfta,bu partide benim için galiba.Bilmiyorum,ama çok heyecanlıyım!" dedi sırıtarak. " O halde bugünlük ders bitsin ve partiye hazırlanalım." dedim,notlarımı toplarken. Masadan kalkarken çocukla göz göze geldik.Dil çıkarmamak için kendimi zor tutsamda umursamadan çıktık.
İki saatlik çarşı alışverişi,üç saatlik bir kuaför macerasından sonra hazırdık. Nefes,açık kahverengi saçlarına düz bir fön çektirmiş,yeşil gözlerini ortaya çıkaracak bir makyaj yaptırmıştı.Üstünde koyu pembe hafif kısa bir elbise vardı.Ne çok abartılıydı ne de salaştı. Ben ise kızıl saçlarımı maşa yaptırmış,siyah gözlerimi büyük gösteren bir makyaj yapmıştım.Siyah kısa elbisem,tüm dikkati saçlarıma yönlendiriyordu. Kendimi iyi hissetmiştim.Çünkü uzun zaman sonra bu kadar bakımlı hissediyordum.
Parti saatinden yarım saat sonra partideydik.Bilerek geç kalmıştık.Çünkü aşırı heyecanlı görünmeye gerek yoktu.Resmen ışıklar saçarak içeri girdik.Herkes eğleniyor gibiydi. Hafif hareketli bir müzik ve durmadan önümüzden içkileriyle geçen insanlar vardı.Koray'ın uzaktan geldiğini görünce içki alma bahanesiyle Nefes'i tek başına bıraktım.Kendime bir içki aldıktan sonra masaya dayanıp partilekileri izlemeye başladım.İnsanlar tanışıyorlardı,muhabbet ediyorlardı,kimi zaman öpüşüyorlardı.Gülerek etrafı izlerken şarkı ağırlaştı.Koray ve Nefes'i dans ederken görünce onay verdim.Birbirlerine yakışıyorlardı ve Koray boş bir çocuğa benzemiyordu. O sırada masaya başka birinin dayandığını hissettim. Dönüp baktığımda o çocuktu.Kıkırdayan boş çocuk. " Ne o ? Bana kıkırdamak için beni mi takip eder oldun ?" dedim alaycı bir tavırla önüme bakarken.Az önce olduğundan daha fazla terlemeye başlamıştım ve elimi nereye koyacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.Ona bu durumu belli etmemek için oldukça sert duruyordum."Bir kahkaha attı ve " Ne kadarda saçma.Merak etme sapığın falan olmayacağım.Sadece bir kere dans etmek istiyorum." dedi. Gülmeyi ne kadarda seviyordu. Dans etmek mi ? Bu defa ben dayanamayıp bir kahkaha attım." Bana kıkırdayan,adını bilmediğim ve nefes dahi almasını istemediğim biriyle neden dans edeyim ? " dedim. Elimden tutup hızlıca ortaya çekti ve daha sonra kendi etrafımda döndürüp elini belime sarıp kendine çekti.Daha sonra müziğin ritmine uyum sağlayarak yavaşladık.
Kabul ediyorum,başımı döndürmüştü!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu
RomanceKız," Bana yalan söyle." dedi. Oğlan, " Seni seviyorum." diye fısıldadı.