Merhaba,yeni başladım.Yorumlarınızı,desteklerinizi ve eleştirilerinizi bekliyorum.Teşekkür ederim.
Multimedia : Aybars.
Şaşkınlıkla ne yapacağımı bilemedim.İttirmem gerekirken onun yerine dans ediyorduk.Hemde oldukça uyumlu bir biçimde.Eli belimi sıkıca sarmışken parmaklarım avcunun içindeydi.Ona bakmamak için ayaklarıma odaklanmıştım.Ama sonra korkak olduğumu düşünmesini istemediğim için farkettirmeden derin bir nefes almaya çalışarak başımı kaldırıp gözlerimi gözlerine sabitledim.Koyu yeşil gözlerine boş boş bakmaya çabalıyordum.Aklıma hep benim kötü halimdeki tavırlarını getiriyordum.Ne kadar vurdum duymaz ve rahat olduğunu..
" Neden dans edeyim,diyordun ya? Bu yüzden,beni tanımalısın." dedi hafifçe yaklaşarak.Sahte bir şekilde gülümsedikten sonra " Seni yeterince tanıdım.Bir insanın kötü bir durumuna gülecek kadar boş beyinlisin." dedim. Sırıtarak bana baktıktan sonra elini cebine attı.Ellerini,belimden ve elimin arasından çekerek çalan telefonu yanıtladı. Müzik sesinden rahatsız olduğu aşikardı.Tek kaşımı kaldırıp ona baksamda umursanadan tekrar içki masasının yolunu tuttum.
Kendime bir içki aldığım sırada balkondan içeri giren Bay Boş Beyin'i gördüm.Bana doğru yürümeye başladığını görünce onu görmemezlikten gelerek lavaboya doğru ilerledim.Ondan yakamı kurtarmanın tek yolu buydu galiba.Tuvalette boş boş dururken kapının altından bir kağıt geldi. Üstünde adının Aybars olduğu ve telefon numarası yazıyordu.Eğildim ve gülümseyerek kağıdı aldım.Cidden fazla inatçıydı.Dudaklarımı ısırarak gülümsemeye devam ettim.Demek adı Aybars'tı.Kağıdı buruşturup top yaparak çantama yuvarladım.O kadar küçük bir top olmuştu ki,eminim onu birdaha bulamayacaktım bile.
Çıktığımda kapının dışında kimse yoktu.Nefes'le Koray'ı muhabbet ederken görünce yanlarına doğru ilerledim.Fazla iyi anlaşıyorlar gibiydi.Gülerek onlara eşlik ettim.Birkaç bardak içkiden sonra yurda dönmenin zamanı gelmişti.
Ertesi sabah uyandığımda bizim kızların hepsi uyuyordu.Sıra yokken kendimi duşa attım.Çıktığımda Selin uyanmıştı.Dünü sorduğunda birkaç detayı atlayarak -Tabiki de Aybars'ı- anlattım.Hazırlandıktan sonra aynada kendime baktım.Kot pantolon,beyaz askılı bir tişört ve siyah bir çanta oldukça sade,aynı zamanda da şık göründüğüme karar verince odadan çıktım.
Aklımda kahvaltıyı yurtta ettikten sonra derse gitmek vardı.Ancak kahvaltı menümüz bu sabah pek iç açıcı sayılmazdı.Onun yerine adresini haritalardan bulduğum kampüse yakın olan kafeye gitmeye karar verdim.Buradaki her yer gibi orada yürüme mesafesindeydi.
Kafeden içeri girince cam kenarı bir masaya oturup,menüyü açtım.Fiyatlar oldukça ucuzdu.Üniversitelilerin olduğu yerde yaşamanın güzel yanlarından biriydi.Yanıma biri geldiğinde sipariş verme vaktinin geldiğini anladım.Kafamı kaldırdığımda Aybars'ı gördüm.Birkaç saniye şaşkınca ona baktım.Gülümseyerek," Siparişinizi alabilir miyim?" dedi." Kahvaltı tabağı ve çay istiyorum." dedim düz bir şekilde.Artık onunla uğraşmak,hatta onu görmek dahi istemiyordum.Ama kader yine benim istemediğimi yapıyordu.
Dışarıyı izlerken telefonumun melodisini duydum.Ekrana baktığımda babamdı.Açtığımda her zamanki gibi neşeli bir şekilde konuşmaya başladı." Benim kızım ne yapıyor bakalım?" dedi.İstemsiz yüzüme bir gülümseme yayıldı."Kahvaltı ediyorum babacım sen?" diye yanıtladım onu.Sesim istemsiz olarak onun gibi neşeli çıkmaya başlamıştı." Kaç gündür aramıyorsun.Bende özgürlüğün tadını çıkardığını düşünmeye başlamıştım." dedi,sonuna bir kahkaha ekleyerek.Gülerek " Aslında öyle denebilir,dışarıda kahvaltı ediyorum." dedim.Tok bir kahkaha daha attıktan sonra yanındaki birine bişeyler söyledi." Seni daha sonra arayacağım." deyip,anında kapadı. Şirket işlerinden biri olmalıydı.Ailemizin büyük bir İnşaat Şirketi var.Babam inşaat mühendisi,dedemde öyleymiş.Bu yüzden şirketi yönetim kuruluna bırakmak yerine,babama bırakmış.Yılda iki-üç kez ihalelere girer.Bu ihaleler genelde hangi inşaat şirketi daha uygun fiyatı verirse ona yaptırmak için olur.Babam o kadar rekabetçi biri olmadığı için her ihaleyi tadında bırakır.Malum ya,mafyalar bile ihalelere girer oldu.
Kahvaltı tabağım gelince gülümsedim.İkisi ayrı ayrı güzel kokarken,birleşince daha harika olmuşlardı.Dersime en az yarım saat olduğu için rahat rahat ediyordum kahvaltımı.Daha çok Aybars'ı izliyordum.Çünkü onu böyle görmek bana zevk veriyordu.Masa silişi veya insanlara hizmet edişini.Tabiki çalışmak kötü birşey değil,sadece ona duyduğum kişisel bir şey.
Hesap için kasaya giderken,kasaya doğru koşuşunu gülerek izledim.Hesabı ödeyip hesabın yarısı kadarda bir bahşiş bıraktığımda yüzüme bakıp " Abartmasaydın,-" ve durakladıktan sonra " Ben hala senin ismini bilmiyorum." dedi. " Açelya." dedim ve gülümseyerek kafeden çıktım.
Ders başladığında hala ortalıkta yoktu.Bir üç-beş dakika sonra nefes nefese geldi.Sanırım sürekli geç kalmaları işi yüzündendi.Yerine geçip sanki geç kalmamış gibi dersi dinlemeye başladı.Sanırım hocalarında bundan haberi vardı ki,kızmıyorlardı.Ders bitiminde hoca beni yanına çağırdı.Ben onun yanına giderken Nefes'e gitmesini işaret ettim.Nasıl olsa sürekli gittiğimiz kampüsün kafesinde bekleyecekti.Hocayla biraz derslerden konuştuktan sonra,kazılardan bahsetti.Bu dönemin sonlarına doğru başlayacakmış.Bunlar için,biraz çalışmam gerektiğinden bahsetti.
Kafeye girdiğim sırada herkes gergin görünüyordu.Aybars,Nefes ve birkaç kız ayaktaydı.Hızla Nefes ve Aybars'ın yanına giderek çantamı masaya koydum." Neler oluyor?" diye fısıldadım.Ortamın böyle olması ve hiçbirşeyi bilmemek beni de germişti.Nefes sertçe sandalyeyi çekip oturdu,aynı şekilde de Aybars.Ben ise sakince oturdum.İkisi de gözlerine ayırmadan kızlara bakıyorlardı.Bir yalan uydurup Nefes'i buradan çıkarmalıydım ki olayı bana anlatmalıydı.Saatime bakıp " Aa! Ne kadar da geç olmuş.Notlarımızı kütüphaneden almalıyız." dedim Nefes'in kolunu çekiştirerek.
Kafeden çıktığımızda çantamı iyice omzuma çekerek gözlerimi üzerine dikip ona baktım.O ise sadece dönüp " Ne? Niye bakıyorsun Açelya?" dedi sertçe. Daha fazla dayanamayıp isyan dolu bir sesle " Olayı anlatmanı bekliyorum.İçeride ne oldu ? Utanmasam havadaki gerginlikle tokalaşabilirdim!" dedim.Hafif gülerek baktı ve sonra yine suratını astı ve anlatmaya başladı. " Sen beni dışarı gönderince buraya geleyim dedim.Açmış dergilerimden birini okurken,kızlardan biri laf attı." Kaşlarımı kaldırıp onu dinlerken bir yandan banka oturmasını sağlamıştım. " Bu kadar göz önünde olmak canını sıkmıyor mu,diye sordu.Anlamadım,dediğimde birden bağırmaya başladı.İlk haftadan ne yapmaya çalışıyorsun,herkesin sevdiği cici kız olmak sandığın kadar kolay değildir,diye saçmaladı.İnanır mısın,ben ağzı hiç durmayan Nefes kızın karşısında ne diyeceğimi bilemedim." Gerçekten kötü hissettiğini anlayabiliyordum.Omzunu sıkarak dinlediğimi ve anlatmaya devam etmesini istediğimi belli ettim." Ben birşey diyemedikçe kız daha da abarttı ve İlk haftadan partiye gidenleri ilk defa görüyorum ne de rahatsınız,derken Aybars'ın sesini duydum.Ayağa kalkıp yanımıza geldi ve kızın üstüne doğru yavaşça ilerleyerek İnsanlar senden izin alacak değiller Özlem,uzatma daha fazla,dedi.Bense hala birşey diyemedim.Kzı gülmeye başladı." Omzuna başımı koyup saçlarını geriye attım." Evet?" dedim,devam etmesini beklercesine.Ona göre tepkimi koymalıydım." Kız gülünce tabi Aybars baya sinirlendi.Bağırarak Özlem uzatma bu kızlardanda uzak dur,dedi.Öyle demesiyle gitti kendi masasına.Sen geldiğinde Aybars kızın oturmasını bekliyordu." Başımı anladığımı göstermek için salladım.Karar vermeye çalışıyordum.Kızla gidip konuşmayı denesem,görünüşe göre tartışma olacaktı.Sonuçta burası Lise değildi ve tartışma cidden anlamsız olurdu.Tahrik eden taraf olmaya da gerek yoktu,onun bir hareketini beklemek daha mantıklıydı.Gerektiğinde sert bir yanıt alınca bize nasıl davranacağını öğrenmiş olurdu.
Nefes'in morali bozulduğu için dersleri ekip şehir merkezine inmeye karar verdi.Ama ben artık derslere asılmalı ve dönem sonundaki kazılar için seçilmeliydim.
Sınıfa girdiğimde Aybars ilk defa erken gelmiş oturuyordu.Göz göze geldiğimizde gülümseyerek yanına ilerledim ve direkt oturdum. Hoca derse başlamıştı.Kafamı biraz eğdim ve " Kafede yaptığın için teşekkür ederim." diye fısıldadım.O da beni duymak için eğildiğinde fazla yakınlaşmıştık ve gözlerine baktığımda dudaklarımda olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyuncu
RomanceKız," Bana yalan söyle." dedi. Oğlan, " Seni seviyorum." diye fısıldadı.