"Hyungg~"
"Yine ne işin düştü Jimin?"
Jimin,salonda telefonu ile ilgilenen ev arkadaşına fark hareketler yaparak soğuk kalbini yumuşatmaya çalışmıştı. Fakat pek de başarılı sayılmazdı.
"Sen şimdi bana notebook bilgisayarını versen,ben ordan bazı şeyler araştırsam,gelecek için yeni bilgiler öğrensem nasıl olur~?"
Yoongi yavaşça minik gözlerini telefonundan ayırdı ve küçümser bir bakış attı.
"Jimin,yeter ama sabah akşam porno izliyosun ! Psikolojine yazık değil mi ? Senin yüzünden evde temiz çamaşır ve çarşaf kalmadı,kirlileri yıkamaktan şu faturası kol gibi giriyor,azıcık insaf ya."
Jimin iki elini utanmış bir şekilde ağzına yerleştirdi.
Aceleyle bir yastık aldı ve Yoongi'ye fırlattı.
"Sıçtın biliyorsun değil mi ?"
"Evet,sıçtım."
Jimin hızlı adımlarla Yoongi'nin odasına girdi.
Yoongi ise kalkmaya üşendiği için yakalama eyleminde bulunmadı.
(Y/N: Yoongi=Ben)"Hyungg~"
Yoongi gözlerini havaya dikip sabır dilercesine dolusu.
"Yine ne oldu Jimin?"
"Jeon Jungkook'u tanıyor musun ?"
"Evet,ben de yeni duydum ismini. Sanırım Coffee Shop'da çalışan yeni eleman. Yetenekli olduğu söyleniyor."
Jimin oflayarak tekrar bağırdı.
"Başka ?"
"Başka birşey bilmiyorum. İnternette porno izliycene git araştır."
Jimin arama motoruna ismini yazdı fakat bulduğu farklı kişilerdi. Hiç mi bir insanın sosyal medya hesabı olmazdı ?
Jimin araştırmasından veri elde edemeyince notebooku kapattı ve ayaklandı.
"Hyung ben Coffee Shop'a gidiyorum."
"Niye o çocuğu görmeye mi ?"
Jimin tedirginlikle öksürdü.
"Y-yo ne alakası var ? Ben hergün oraya gidiyorum zaten."
Yoongi sessizce küfür savurdu fakat Jimin duymuştu bile.
"O kahvelere harcadığın paralarla biraz da faturaları ödesen keşke."
Jimin gülerek ayakkabılarını giydi.
"Ben gittimm!"
"Cehenneme git."
Yoongi içinden kıkırdadı ve telefonuyla ilgilenmeye devam etti.
...
Jimin oturduğu masada Jungkook'u izlemeye koyuldu.
Sık sık geldiği bu mekan son zamanlarda ona farklı hissettiriyordu.
Sadece kahve bağımlısı bir gencin kahve alma isteği duygusunu barındıran bu yer artık Jimin için farklı anlamlar da kazanıyordu.
Birşey için belki de biri için.
Son zamanlarda aklını allak bullak eden bu çocukdan bu kadar etkileneceğini tahmin edemezdi.
Yanına gelince kalbimin ritmi değişiyordu. Sanki bir davul misali güm güm atan kalbi susmak bilmiyor duygularını her hücresinde hissetmesine sebep oluyordu.
Telefonundan gelen bildirimle dikkatini o yöne çekti.
Kookiebun: Bebeğim,neden hergün kahve dükkanına geliyorsun ? Fazla kafein senin için zararlı olmaz mı ?
Parkchim: Beni mi izliyorsun ?
Kookiebun:Şuan tam izlediğim söylenemez. Fakat bana resmini atarsan söz bir daha izlemem :D
Parkchim:Sana güvenmiyorum.
Kookiebun: Jimin, bu ilişki nereye gidiyor birtanem ?
Parkchim: Hangi ilişki?
Kookiebun: Seninle benim ilişkim :)
Parkchim: Cehenneme.
Kookiebun: Ayıp oluyor ama. Daha cehennemi garantilemedim.
Kookiebun: Fakat bana o güzel götünün fotoğrafını atarak garantileyebilirim :>
Parkchim: Siktir git.
Kookiebun: Seni siktikten sonra mı gideyim ?
(Görüldü: 15.26)Kookiebun: Hayır demedin :)
(Görüldü: 15.28)Kookiebun: Yani istiyorsun :D
(Görüldü 15.30)Kookiebun: GÖRÜLDÜ ATMA BANA !
(Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.)Kookiebun: Hay bin Jimin'in götü !
(Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.)Kookiebun: Sıçcam şimdi ağzına.
(Bu kişiye mesaj gönderemezsiniz.)