KK ₪ 1. Bölüm: İlk Günden

577 25 15
                                    

Bölümler kısa kısa da gelebilir, bazen sayfalarca da yazabilirim. Bu benim başladığım 3. hikaye. Bir Wattpad hesabım daha var. Orada da hikayelerimi paylaşmaktayım. Eleştiriye çok ihtiyacım var. Yoruma beni istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz. İyi ya da kötü farketmez.

Her hafta belki bir bölüm yayınlarım, bilmiyorum. İyi okumalar. :)

Şehir merkezine yakın bir yere geldiğinde durdu. Ya da yakında olduğuna kendini inandırmak istiyordu. Etrafta insanlar hafta sonundan yararlanarak kendilerini dışarı atmışlardı belli ki. Mahşer kalabalığı gibiydi. Ama bir istisna vardı. Genç Kız bunun için dışarıda değildi. Her an simsiyah gözler peşine düşüp onu yakalayabilirdi. 

"Bir an önce kendime bir otel bulmalıyım. Umarım param yeter." diye düşünüp cebindeki paraya baktı. Az bir şey vardı. Otel sadece Genç Kızın bir günlüğünü karşılamaya yetecek kadardı. Geriye kalan günler ne yapacaktı?

"Şimdi bunları düşünmenin sırası değil." dedi kendi kendine. "Biraz daha ilerlemeliyim." 

Çok yorulmuştu. Artık devam edemeyeceğini anladığında kenardaki bir banka geçti. Burası milli bir parka benziyordu. Ağaçlar, insanlar, çocuk oyuncakları, dondurma, pamuk şeker ve mısır satan seyyarlar vardı. Mısırın kokusu burnuna değince acıkmış olduğunu hissetti. Kaçalı 2 saat olmuştu ama yorgunluk onu hem susattırmıştı hem de acıktırmıştı. Dudaklarını diliyle ıslatıyor, ağzının içinde oynatıyordu. Parasını bir suya vermek saçma olurdu. Cimriliğini ondan öğrenmişti. O hep ona söylerdi  "Paranı saçma şeylere verme eğer zor durumdaysan. İlla ki düzelir durumun. Sonra harca istediğin kadar." diye. Onun bu lafları aklına gelince yüzünü bir tebessüm sardı.

Eskiden onunla uzunca sohbetleri olurdu. O konuşurken Genç Kız hayallere dalar, onun uyandırmasıyla kendine gelirdi. Sadece ikisi yaşardı köylerindeki o koskoca evde. Çok mutlulardı. Simsiyah gözler onu hep kızdırırdı ama eninde sonunda gönlünü almasını bilirdi.

Köy ahalisi onları kardeş sanardı. Ama o lanet olasıca gün kardeş olmadıkları ortaya çıkınca simsiyah gözlerin tepesi attı. Evde ne var ne yoksa kırıp döktü. Kırmadığı tek bir şey vardı o da Asmin'di. Ona da bağırıp çağırıyordu. Sanki her şey Genç Kızın suçuymuş gibi. 

Köyde dedikodular baş göstermişti. Küçücük olan bu yaşam yerinde olaylar her yere anında kavuşurdu. Komşular, esnaf... Herkes onların kardeş olmadıklarını öğrendiğinde şöyle demişlerdi. "Acaba nikahlılar mı? " İnsanlar olur olmadık şeyler sıralıyor bu da simsiyah gözlerin canını sıkıyordu. O önem verirdi böyle şeylere. Namus, ar, aile her şeyden önemliydi onun için. 

Asmin ona şehre taşınmaları gerektiğini söylediğinde parasının olmadığını ve yakında genç kızı başka köyden biriyle evlendireceğini söylerdi. Ve ölüm tehdide eklerdi buna. Eğer Asmin kabul etmezse işin ucunda ölüm vardı. O kadar ciddiydi ki Asmin işte ilk defa o gözlerden korktu. Onu seviyordu. Ama sevdiği erkeğin onu sevdiğinden daha emin olamadan simsiyah gözler onu başkasına vermekten söz ediyordu. Kabul etmezse ölecekti. Bunu biliyordu. Son günlerde Asmin hep dayak yiyordu ondan. Bu zamana kadar genç erkeğin ailesi ona bir fiske bile vurmamışken o dövüyordu işte.  

Dışarı çıkamaz olmuştu. Eğer kaçmazsa başkasıyla evlenmesi kesindi. İnsanların iğneleyici bakışları, tiksinirmiş gibi bakmaları canına yetmişti artık. Ne olmuştu sanki kardeş değillerse. Hep kardeş gibi büyümüşlerdi evet ama bunu bir tek Baran'ın ailesi ve birde Asmin biliyordu. 

Asmin evlatlıktı. 6 yaşında ailesinin ölümüyle Baran'ın ailesi onu evlatlık edinmiş ardından yeni bir yere taşınmışlardı. Yepyeni bir yer. Tanıdık hiç kimse yok. 

Köyden KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin