Jeongguk, yüzüne gelen güneş ışığı yüzünden mızmızlanarak uyandı. Yatağında oturma pozisyonuna gelip, esnedi. Telefonunu aldı, öğlen olmuştu.Hiçbir zaman bir uyku düzeni olmamıştı. İstediği zaman uyuyor, istediği zaman uyanıyordu.
Gelen önemli bildirimlere bakmış, geri kalanları umursamamıştı. Çoğu homofobiklerden gelen tehtidlerdi ama Jeongguk bunları siklemiyordu. Pizzacı yı arayıp, bir pizza sipariş ettikten sonra yataktan kalktı.
Lavaboya gidip, maskesini sürdü. Yüzüne önem gösteriyordu, Jeongguk. Beş dakika bekleyip yıkadı ve sonunda üzerine siyah bir şort, üstüne ise kırmızı bir sweatshirt giydi.
O sırada kapı çalmıştı, koşarak kapıya gitti ve büyük bir heyecanla kapıyı açtı. Çok acıkmıştı ve daha gidip pembe botlarıni değiştirecekti.
Parayı ödeyip, koltuğuna yayıldı. İki gün öncesinden kalan 1,5 litrelik kolayı açıp, kafasına dikti ve pizzasını yemeğe devam etti.
Bitirdikten sonra çöpleri topladı. Koşarak gardrobunun önüne geçti, ne giyeceğini düşünüyordu.
Yırtık siyah kot pantolonunu giyip, üstüne gri göbeği açık bir sweatshirt giydi. Altına da gri Timberland botlarını giydi.
Evden çıkarken, Jimin arıyordu ama cevap vermedi onunla boş boğazlık edemezdi şuan tek düşündüğü pembe botlarını değiştirmekti.
Mağazaya doğru yürürken Taehyung' un ne kadar zengin olduğunu düşünüyordu. Timberland markasını almak için ne kadar para verdiğini düşünüyordu. Çok fazlaydı. Kim o kadar para verirdi ki? Jeongguk ne kadar çok o markaya aşık olsada, asla almazdı. Bilmiyordu ki Timberland markasına, kendisi için o kadar para verdiğini.
Mağazaya girdikten sonra bütün gözler onu bulmuştu. Bunu umursamayıp, personelin yanına gitti. "Şey, bakar mısınız?" Çalışan Jeongguk' a dönüp, gülümsedi. "Evet, buyrun" Jeongguk hafifçe kafa salladı. "İki gün önce pembe Timberland bot almıştım ama altı yırtık, değiştirilmesi gerek." Çocuğun gülümsemesi yavaşça soldu. "Üzgünüm ama bir gün içinde bunu iade etmeniz gerekiyordu." Jeongguk bunu bilmiyordu, dudakları büzüldü. Buna yeniden para veremezdi. Zaten beş adet pembe Timberland botu vardı ama yetmiyordu. "Peki, iyi günler." diyerek, dışarı çıktı.
Eve yürürken düşünüyordu, bunu Taehyung' a söylemeli miydi? Utanıyordu ama kendisi söylemişti çekinmemesini ve mesaj atmasını.
Eve giderken bunu düşünüyordu. Kapıyı açıcağı zaman yine telefonunun melodisini duydu. Betty Boop - Aincha bundan asla bıkmayacaktı, Jeongguk. Bayılıyordu bu şarkıya, anlamsız bir şekilde.
Gelen çağrıyı cevaplayıp konuştu. "Alo Jimin" Jimin olduğunu anlamıştı bir kere açmazsanız, durmaksızın arardı sizi. "Alo Jeongguk, nasılsın?" Jeongguk sıkıntıyla nefes verdi. Yorulmuştu ve konuşacak hali yoktu. Taehyung' a mesaj atmak istiyordu.
"Jimin çok yorgunum, sonra konuşalım lütfen" diyerek yüzüne kapattı. Jimin alınacaktı ama Jeongguk çekemezdi şuan onunla konuşmayı, morali bozuktu.
Koltuğa uzanıp, Taehyung' a ne yazacağını düşündü.
Timberland💞💗💕
Şey, merhaba Taehyung
15.09Ben Jeongguk
15.09Sana bir şey söylemem gerekiyor o yüzden yazdım :/
15.10Selam
PWNEPWM2PMEPWMWOE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Timberland boots ;; Taegguk
FanfictionKim Taehyung Timberland markasını satın alır. [Feminen Jeongguk] 20.08.2018