Jeongguk, Namjoon'un attığı konuma geldiğinde elleri titriyordu heyecandan. Telefonunu çıkardı ve Namjoon' u aradı."Alo, Jeongguk geldin mi?" Jeongguk sakinleşmeye başlamıştı. Abartıcak bit şey yok diyerek, kendine gelmeye çalışıyordu. Eğer böyle heyecanlanırsa, saçmalayacak ve rezil olacaktı. "Um, Namjoon hyung evet geldim." Derin bir nefes alıp, devam etti. "Ama seni göremiyorum, nerdesiniz?"
"*** kafesindeyiz, çabuk ol. Taehyung' un işleri varmış." Adının Taehyung olduğunu öğrenmişti. "Tamam hyung, geliyorum." Kafe hemen karşı taraftaydı. Hızlı adımlar ile karşıya geçti ve kafenin kapısını açtı. İçeriye girer girmez, merdivenleri gördü.
Merdivenleri çıkarken aynı zamanda dua ediyordu, rezil olmamak için.
Arkasına döndüğünde, Namjoon ona el sallıyordu. Onlara doğru yürümeye başladı. Namjoon' un karşısında kırmızı gömlekli bir adam oturuyordu. Daha sırtını görmüştü ve geniş omuzlarının ne kadar mükemmel olduğunu düşünüyordu.
Yanlarına ulaştığında, ikiside ayağa kalktı. Jeongguk Namjoon' a bakıyordu, yanakları kızarmaya başlamıştı. Namjoon gözleri kısılana kadar gülümsedi, Jeongguk bu hareketleriyle çok tatlı duruyordu. Jeongguk' a sarılırken, kulağına eğildi ve "Jeongguk, turuncu etek sana yakışmış." Jeongguk' un yanakları alev alıyordu artık. Sarılmayı kısa kesip, Taehyung' a döndü Namjoon.
"Taehyung bu Jeongguk..." Jeongguk Taehyung' a bakmak zorunda kalmıştı. Adam cidden çok yakışıklı ve gençti. Jeongguk daha yaşlı birini bekliyordu. Bu yüzden şaşırmıştı, bunu belli etmemeye çalışmıştı ama pek becerememişti.
"ve Jeongguk bu da Taehyung." Taehyung elini Jeongguk' a uzatmıştı. Çekingen bir tavırla elini tutmuştu Jeongguk. "Tanıştığımıza memnun oldum, Jeongguk." Jeongguk elini hafifçe geri çekti ve "Bende, Bay Taehyung."
Oturmuşlar bir kaç dakika konuşmuşlar, sonrasında garson gelip ne içeceklerini sormuştu. Namjoon ve Taehyung kahve istemiş, Jeongguk ise çilekli milkshake istemişti.
Namjoon ve Taehyung' un konuşmasından çok yakın olduklarını anlamıştı çünkü Namjoon sürekli Jimin' i anlatıyordu. Namjoon Jimin' e platonikti ve bunu yakınlarına anlatırdı sadece. İçecekleri gelmişti ve Jeongguk sıkılmaya başlamıştı, Namjoon sürekli Jimin' i anlatıyordu. Taehyung onu dinleyip, yorumluyor ve ona nasıl davranması gerektiğini söylüyordu. Jeongguk ise pipeti ile oynayarak, Taehyung' u izliyordu.
Masada Timberland sohbeti bile geçmemişti. Jeongguk' a göre konu buydu ama kimse lafını bile açmıyordu.
Sonrasında Namjoon, Jeongguk' a dönmüş ve okulu ilgili sorular sorup, onunla konuşmuştu. Jimin, Jeongguk' un en yakın arkadaşıydı ve Namjoon ile Jimin' i o tanıştırmıştı ama lanet ediyordu onları tanıştırdığına.
Jeongguk buraya Timberland için gelmişti ve Jimin konuşluyordu. Çok saçmaydı. Bacaklarını salıyor ve etrafı inceliyordu, konunun kapanmasını bekliyordu.
Üstelik Jeongguk geldiğinden beri Taehyung' u inceliyordu ama Taehyung sadece bir kaç kere bakmıştı, Jeongguk' a. Bu Jeongguk' un alınmasını sağlamıştı. Güzel gözükmediğini düşünüyordu.
Bilmiyordu ki, Taehyung Jeongguk' un her zerresini biliyordu zaten.
Twerkçü Jeongguk çok güzeldi
Ezgi teşekkürler bunlar için bebeğim;**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Timberland boots ;; Taegguk
FanfictionKim Taehyung Timberland markasını satın alır. [Feminen Jeongguk] 20.08.2018