-2-

831 20 2
                                        

Hikayem için sizden henüz bir yorum alamadım. Lütfen bir yorum yaparsanız sevinirim. Çünkü yorumlarınız benim için çok önemli ve ancak ona göre iyi mi kötü mü yazdığımı anlayabilirim. İkinci bölümü de eklemek istedim. İyi okumalar efendim!

Yarım saati önümdeki kağıdı karalamakla geçiriyorum. Bir yandan da Ozan’ı düşünüyorum. Şu an ne haldedir, ne yapıyordur? Kafeye gittiğimiz günden beri konuşmadık. Ona aptal gibi ‘’Özür dilerim Ozan, biraz düşünmem gerek. Beni çok kırdın. Şu an sadece arkadaş kalalım’’dedim. Geri zekalıyım. Seviyorum onu işte. Bunu bile bile niye hala kabullenmiyorum anlamış değilim. Mutlu olacağım tek kişi Ozan. Ama galiba onunla barışmayı gururuma yediremiyorum.

Gururla ne alakası var bunun? Sen özgürlüğünü düşünüyorsun. Mutlu olmak istiyorsun. Fakat mutlu olacağın tek kişi Ozan. Şu an daha çok üzülüyorsun, farkında bile değilsin.

Evet, aslında gerçek bu. Ama korkuyorum. Yine aynı duruma düşmemizden korkuyorum. Her gün farklı sebeplerden dolayı kavga etmekten korkuyorum.

+Aslı Hanım? Aslı Hanım?

Sinan Bey, karşımda dikilmiş ne yaptığıma bakıyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp,

-Kusura bakmayın Sinan Bey dalmışım.

Ellerini masama yaslayıp karaladığım kağıda baktı. Buruşturup çöpe atacakken,

+Dur dur atma. Bakayım bir, dedi ve elimden aldı. Sinan Beye bakacak yüzüm yoktu. Önümde açık duran bilgisayara baktım, bilgisayar faresini öylesine ekran da gezdirirken Sinan Bey,

-Ozan sevgilin herhalde?

+Öyleydi.

-Hım anladım, deyip samimice gülümsedi. O sırada neler olduğunu anlamadan Sinan Bey gözüne bir yumruk yemesi bir oldu. O yumrukla Sinan Bey anında yere serildi. Yumruk atan kişiyi de tahmin etmek o kadar zor değil… Ozan!

Çığlık atarak hemen Ozan’ın kolunu tuttum. Ama o kadar güçlüydü ki hiçbir işe yaramıyordu.

+Ozan rahat bırak. O benim patronum!

-Patronun matronun beni ilgilendirmez! Adam resmen seni dikizliyordu!

Sinan Beyin üzerinden kalkıp bu sefer bana doğru döndü. Gözleri sinirden olsa gerek kıpkırmızıydı ve boğazındaki damarlar belli oluyordu. Kolumdan tutup beni bankanın dışına çıkardı.

+Ozan kolumu acıtıyorsun! Ozan bırak!

Kolumu bıraktıktan sonra tekrar bana dönüp,

-O herifi etrafında görmeyeceğim bir daha Aslı!

+Ozan o benim patronum, böyle bir şey imkansız!

-Ben anlamam! O zaman işi bırakacaksın!

+Sen bana ne hakla karışırsın? İster çalışırım, ister çalışmam. Bu seni ilgilendirmez!

-İlgilendirir! Sen bana emanetsin! Ben sana bunu eski sevgilin olarak söylemiyorum. Bir abi gibi söylüyorum. Senin iyiliğin için Aslı. Sadece senin için.

+Birincisi, ben sana emanet değilim. Ben buraya tek başıma geldim, sende benim peşimden geldin. Kimse seni buraya zorla getirmedi. İkincisi, bu saatten sonra iş bulmam zor ve bu yüzden benden böyle bir şey bekleme. Üçüncüsü, senin burada ne işin var?

-Seni ziyarete gelmiştim. Bir arkadaş gibi.

‘Arkadaş’ kelimesini söylerken bile zorlanıyordu. O sırada kafasını başka tarafa çevirdi ama bu gözünden bir damla yaş düştüğünü görmeme engel olmadı. Çenesini tutup yüzüme çevirdim. Genelde bunu erkekler yapar fakat şu an böyle bir durumda olunca bu imkânsızdı.

SEVİYORUM SENİ BE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin