Aslında eklemeyi düşünmüyordum. Hatta daha yeni duyuru yaptıktan sonra biraz beklemeyi düşünmüştüm. Ama adaşımdan aldığım tavsiyeyle eklemeye karar verdim. Bence güzel bir bölüm oldu. İyi okumalar!
Gözlerimi odamın penceresinden içeri giren o rahatsız edici ışıkla açtım. Ozan’ın Sinan Beye attığı yumruk üzerinden bir hafta geçmişti ve Ozan hiçbir şekilde özür dilemeden yüzsüz bir şekilde bankaya gidip geliyordu. Bizim ilişkimizde de hiçbir değişiklik yoktu. Ne Ozan bana olaylardan sonra bir şey diyebilmişti, ne de ben o konuyu açmaya cesaret edebilmiştim.
Sıcak bir duş aldıktan sonra üzerime kıyafetlerimi geçirip dışarı çıktım. Her zamanki gibi simit ve meyve suyumu aldıktan sonra otobüs durağına doğru yol aldım. Otobüse bineceğim sırada telefonum çaldı ve arayanın Ozan olduğunu görünce içimi bir sevinç kaplamıştı. Her zamanki ciddiyetimi bozmayarak telefona cevap verdim.
+Efendim Ozan?
-N’aber güzellik?
+Hayırdır sabah sabah, ne bu süslü laflar böyle?
-Dur bak sana bir şey söyleyeceğim. Senin şu kıl patronun var ya neydi adı?
+Düzgün konuş Sinan Bey hakkında!
-Bak koruma bana şu herifi Aslı! Vazgeçicem yoksa!
+Neyden vazgeçiceksin?
-Akşama bizim halısaha maçı var. Özür babında senin patronu da çağıralım dedik. Patronuna söylersin Ozan böyle böyle dedi diye itiraz kabul etmiyormuş öyle de. Akşama kesin geliyor bak.
+Hayırdır ne bu birden bire sevgi bağı?
-Ya kızım bak vazgeçicem şimdi ha. Söylüyo musun söylemiyo musun?
+Tamam tamam, daha fazla zorlamayacağım.
-Hadi akşama görüşürüz. Bak bekliyorum seni de alıcam evden 8.30 gibi ona göre hazır ol.
Benim ne diyeceğimi beklemeden telefonu yüzüme kapattı. Anlamıyorum yani benim son sözümü hiç mi merak etmiyor bu çocuk?
***
+Sinan Bey kusura bakmayın rahatsız ediyorum.
-Buyrun Aslı Hanım?
Sinan Beyin odasına yavaş adımlarla girdim. Sinan Bey masasının önünde duran tekli koltuğu işaret ederek oturmamı söyledi. Koltuğa oturduktan sonra konuşmama başladım.
+Sinan Bey geçen hafta olanlar için Ozan pişman olduğunu belirtti. Her ne kadar kendi söyleyemese de sizi özür dileme amaçlı halısaha maçına davet etti. Bu akşam kendi aralarında halısaha maçı yapacaklar. İtiraz istemediğini söyledi.
Bu uzun konuşmamın ardından derin bir nefes aldım. Söyleyip rahatlamıştım. Niye kendi söyleyemeyip bana söylettiriyor bu Ozan onu da anlamış değilim ya!
-Tamam. Bana yeri ve saati söylemen yeter. Akşama orada olurum.
Bu kadar basit miydi? Kendisine yumruk atan adamı affetmek bu kadar basit miydi? Peki ben ne diye mahçup oldum kendi kendime? Her şey bu kadar kolay mıydı yani?
Teşekkürlerimi sunarak Sinan Beyin odasından çıktım. Ozan’a Sinan Beyin geleceğini haber veren bir mesaj attıktan sonra masamın üstünde duran dosyalarla boğuşmaya devam ettim.
***
-Kızım sana 8.30 dedik, saat 9 oldu. Ne bu böyle ya, geç kaldık!
Arabaya bindiğimde Ozan’ın gereksiz sorularıyla karşılaştım. Arabayı kullanan Barış, yanında Ozan, arkada Barış’ın sevgilisi Gizem vardı. Şükürler olsun Gizem yanımdaydı. Yoksa ben iki saat tek başıma otururken delirebilirdim. Sıkıntıma çare oluyordu Gizem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVİYORUM SENİ BE!
Fiksi Remaja''Yüreğim seni çok sevdi o yürek talan o yürek yangın yeri o yürek seni istiyor bir tek seni...'' -Canan Tan Klasik bir aşk hikayesi. Aslı ve Ozan'ın hiç bitmeyecek aşklarının resmedilmiş hali. İyi okumalar efenim!