KARANLIK__3__

1 0 0
                                    

Son üç ders kabus gibi geçmişti. Rüzgar olaydan sonra derslere girmemişti. Aman bana neyse artık. Kim olduğunu gösterecekmiş. Bekliyorum RÜZGAR SANCAK. 
  Arabaya binip eve doğru yol almıştık. Almila yol boyunca okul hakkında konuşup durdu. Yok süper bir okulumuz var da bilmemnm ne de ufff sen Rüzgar'la tanışta gör süperi !!
Acaba ne yapacak diye düşünmeden edemiyorum. Bana zarar vermez değil mi? Yok o kadar uzun boylu değil yapmaz. Herhalde!
  Eve gelip odama çıktım. Güzel bir duştan sonra testlerimin başına geçtim.  Telefondan 4 saatlik bir alarm kurdum ve derslere odaklandım.

💦💦💦

  Alarmın sesiyle kafamı biyoloji kitabından kaldırdım. Ne çabuk geçmişti zaman.  Telefonu kapatıp dolaba yönelim. Beyaz düz bir tişört ve yüksek bel bir kot alıp giyindim. Yine aklıma Rüzgar geldi bak!! Saçlarımı at kuyruğu yapıp aşağıya indim.  Annem ve Almila koltukta yan yana oturuyordu. Sanırım Almila okulu anlatıyordu. Adımlarımı mutfağa doğru atmaya başladım. Biraz atıştırmalık birşey yesem fena olmaz hani. Buzdolabını açıp bir göz gezdirdim. Pratik bir sandviç hazırlayıp portakal suyumla beraber yedim.
    Odama doğru yönelmiştim ki annem seslendi. Ah cidden mi ben uyumak istiyordum. Beynimin içindeki soru yığınları ancak uyursam beni rahat bırakır sanırım. Adımlarımı odamdan salona doğru çevirdim. Gülümseyerek bakan anneme bende yorgun bir gülümseme sundum. " Yorulmuşsun canım daha sene başındasınız.  Yorma kendini!!"
Aslında haklıydı ama yinede çalışmaktan zarar gelmez yani.  Gülümseyip yanağına sulu bir öpücük bıraktım. İyi geceler deyip odama çıktım. Kendimi yatağa bıraktım. Ne yorucu bir gün oldu öyle ya. 
Zihnimde dönüp duran cümle yine kulaklarımda yankılandı.
" Sana kim olduğumu göstereceğim Alisa Karaca. Rüzgar Sancak kim tanıyacaksın. "
  Görelim bakalım bu RÜZGAR SANCAK kimmiş!!
  Düşünmeye ara verip deliksiz bir uyku için gözlerimi kapattım. Yorgunlukla kapanan gözlerime uykuya geçiş yaptım.

💤💤💤💤

   İnsan ne tuhaftır değil mi ?? Sever ama kıymet bilmez. Kaybedince mi kıymet bilmeliyiz?? Tabii ki hayır. Elimizdekinin kıymetini kaybedince fark ettiğimizde geç değil midir ki ??
Bence geçtir.
   İnsanoğlu işte kaybetmeden anlamıyor.
    Alarmın sesiyle gözlerimi açmaya çalıştım. Sadece çalıştım tabii ki ama başarısız olunca uykuma kaldığım yerden devam etme düşüncesi zihnimde baş göstermişti. Tam ona uyacağım sırada odama bodoslama giren Almila ile yataktan fırladım. " Nabion be sen uyuyoz burda!!" Benim çıkışıma göz devirdi. " Hadi be koala gibi yapışmışsın yorganına kalk geç kalacağız !" Bu sefer göz devirme sırası bendee.
   Yataktan kalkıp banyoya ilerledim. Kısa bir duş aldım. Normalde yarım saat çıkmazdım da neyse.
Üstümü giyinip saçlarımı doğal haliyle  bıraktım.  Çantamı alıp ki aşağıya indim. Kahvaltı sofrasına oturdum ama bir eksik vardı.  Hah buldum. BABAM yoktu.
" Babam nerde ?" Annem başını tabağından kaldırdı.  " Bir iş için Paris'e gitti. Bir ay orada olacak ." Vedalaşmadan gitmesi sinirlerimi bozsa da çaktırmadan yemeğimi yemeğe başladım.
  Meyve suyunda son bir yudum alıp ayağa kalktım. Almilayla beraber arabaya binip okula doğru yol almaya başladık. Aaa unutmuşum ya Rüzgar.  Acaba ne yapacak? Merak etmiştim.
   Okula yaklaşmıştık kulaklıklarımı çantama tıkıştırıp çantayı sırtıma geçirdim. Araba durduğunda Ali abi " İyi dersler fıstıklar. " Dedi. Gülümseyerek karşılık verdim. Almila ile ilerlerken Almila Cereni görüp ayrıldı. Sınıfa doğru adımlarımı atarken çok dalgındım ya kötü bişey yaparsa ama artık çok geçti. Hep şu çenem yüzünden bir tutamadım. Ama napayım bir kıza yada bayana el kaldırılmamalıdır. Kadınlar bir elmas gibidir hayır kadın erkek ayrımcılığı yapmıyorum elbette erkeklerde muhteşemdir. Ama kadınlar dünyaya yeni canlılar getiri belirli bir yaşa gelse dahi son nefesine kadar elinden tutarlar. Onunda bir annesi olmalı biraz empati kursa el kaldırmaz.
  Ama yok erkek ya illa istediği olacak ne var yani kız unuttuysa. Kapıda "Rüzgar burda girilemez. " yazmıyordu ki.  Nazik bir dille bizi dışarı gönderebilirsin yani kaba kuvvet kullanmak nedir!!
    Duvara çarpmam ile yere düşmem bir olmuştu. Pardon duvar mı dedim o Rüzgarmış.  Ne Rüzgar mı!!!?? Yandık ki ne yandık. " Önüne baksana kızım " insancıl birşey demeyeceği belliydi zaten.  " Kusura bakma dalmışım. " " Normal ben olsam bende korkardım. " Ne diyor bu ya ne korkması. " Ne diyorsun ya sen ". Dudağının kenarı hafif bir açıyla kıvrıldı. " Korkman normal diyorum ben olsam bende korkardım. Ama merak etme canını yakmam. " Ne!!!!!
Ondan korktuğumu mu düşünüyor bu " Ne korkması be niye korkayım ben senden." Ben hala yerdeyim bu arada yerden kalkıp üstüme çeki düzen verdim. O kahvelerin üzerimde olduğunu hissediyorum ama bakmıyorum. " Kork o zaman ufaklık." Ben sinirle yanından geçip sınıfa ilerledim. Ufaklıkmış ne ufaklığı be. Tamam yaşıma göre küçük gösteriyorum. Ama bu küçük olduğum anlamına gelmez bı kere.
   Sınıfa girdiğimde Asya'nın yanına ilerledim. Beni görünce ilk şaşırdı sonra güldü. Galiba deliriyor. " Günaydın canım. Ben gelmeyeceğini düşünüyordum. " Gözlerine bakıp " Neden gelmiyim ki hasta falan değilim. " 
" Yok ondan değil. Burda kimse Rüzgara senin gibi sert çıkmadı daha doğrusu çıkamadı. Sen bir ilki yaşattın ona. " Hadi canım bu çocuktan niye bu kadar korkuyorlar anlamadım. Acaba psikopat falan mı ? Bak bunu bir düşünmem lazım. " Niye ondan bu kadar korkuyorlar??" Derin bir nefes alıp sarı saçlarını geriye attırdı. " Valla çocuk tam bir manyak. Kızdığı zaman önünde hiç kimse duramıyor. Kaç kişi hastanelik etti bir bilsen. " Beni hastanelik etmez herhalde.  " Hmm desene başına bela aldın diye. " Başını sallayarak onayladı beni. Off napicam ben şimdi. Bıkkınlıkla çantamı sıraya koydum.
" Hadi kantine gidelim sıcak cikilota ısmarlayayım. " Basınla onaylayıp ayağa kalktım. Kantine geldiğimizde Rüzgar ve arkadaşları cam kenarındaki masaya yayılmışlar. Asya içecekleri alıp onların iki masa altına oturduk.
    " Merak etme kızlara karşı o kadar kaba değil sana zarar vermez. " Umarım.. Asya'nın gözlerine baktığımda gördüğüm şefkatle içimi ısıtmıştı. Yanımızda oluşan gölgeye ikimizde baktık. Tanımıyorum ama oldukça hoş bir tipti içten bir gülümsemesi vardı. " Merhaba okula yeni gelmişsin tanışmak isterim doğrusu. " Asya'ya baktığımda göz kırpıp güldü. " Merhaba otursana " dedim.
     Zil çaldığında ayaklandım Çağın bizim sınıfa değilmiş. Ama oldukça hoş bir çocuktu. Konuşma boyunca güldürmeyi başarmıştı. Hoca geldiğinde derse odaklandım.
Ders bitmişti ama bende bittim galiba      
Asya da kendini yorgunca geriye yaslandı. " Hava alalım mı ?? " Başını salladı ve dışarı çıktık. Bir banka oturduk.  Ciğerlerime derin bir hava doldurdum. Asya'ya baktığımda gözleri tek bir noktaya bakıyordu. Bende gözlerini takip edip baktığı yere baktım. Bu Rüzgarın yanından ayrılmayan çocuktu. Kolunu dürttüm ama tık yok.  " Asya!!" Diye yükseldiğimde kendine geldi. " Noldu ve??" Bizimki aşık eeee bana da eğlence çıktı. " Ne o aşık gibi dalıyon." Yanakları mı kızardı onun güldüğümde gözlerini kaçırdı. Ama açıklama yapmadı.
  Son dersteydik ve edebiyattı şimdi uyuyacağım. Bu ne sıkıcılık. İzin alıp lavaboya ilerledim. Arkamdan adım sesleri geliyordu ama herkes dersteydi yani mümkün değil böyle bişey. Birden arkamı döndüğümde Rüzgarla burun buruna gelmiştim. Korkmadım tabii ki!!!
  Ben geri gittikçe o geliyordu. Allah'ım nolur kötü bişey olmasın bu herşey yapabilir valla. Sırtımı duvara çarpmamla kaçışım da son buldu. Süper ya valla.  Bir kaç adımda dibimde bittinde sağa doğru yöneldim ama koluyla engelledi bu sefer sola doğru yöneldim. Ama başarısız bir sonuç.
  Bu kadar yakınlık iyi değildi çünkü kalbim göğüs kafesime sığmıyor gibi atıyordu bu normal mi?? Korkudan o ya. " Noldu ufaklık??" Sesi bir fısıltı gibi çıkmıştı. Nefesi yüzüme çarparken konuşmak oldukça güçtü. "Korktun mu yoksa?" Ne yapmaya çalışıyor bu.  Başımı olumsuz yönde salladım. Yüzünde oluşan sinsi gülüşten korkmalı miyim??
" Fazla cesaretlisin ufaklık. Yanlış sularda yüzüyorsun boğulursun. " Bende sinsi bir gülüşle ona baktım daha mı yakınlaştı bu ne. 
" Yüzme biliyorum Sancak boğulmam. " Yüzündeki gülümseme daha bir tehlikeli bir hal aldı.
" O kadar emin olma. Ufaklık. " Bu bana niye ufaklık diyip duruyor ya.  Bak sinir oldum. Gözleri yani kahvenin en güzel tonu benim siyah incilerime kilitlenmiş gibiydi ne o çekiliyor geri ne de ben.  Ben zaten çekilemıyorum da.  Bu niye çekilmiyor. Bir anda onu ittirip lavaboya girdim yanaklarımın yandığını hissediyorum. Kesin kızardı. Bu da neydi şimdi. Böyle mi tanıtacak kendini.
   Aynaya baktığımda yanılmadığımı anlamış oldum. Yüzüme su vurup kendime gelmeye çalıştım. Hala nefes alış verişim düzensizdi. Rüzgarın yan etkileri. Fazla Rüzgara maruz kalırsanız böyle olur.  Offf ne diyorum ben ya iyice dengem bozuldu. Sınıfa girdiğimde beyimiz hiç bişey olmamış gibi yerinde oturuyordu. Yerime geçtiğimde Asya hemen kulağıma yanaştı. " Ne olduğunu anlatmazsan seni boğarım. " Ciddi misin bakışı atıp başımı sıraya yasladım.  Gözlerim istemsiz onu buldu.  Onunda bana bakmasıyla gözlerimiz birleşti. Yine aynı şey oluyordu. Kalbim hızlanıyor nefesim düzenini bozuyordu.
  Keskin yüz hatları,yüzüne orantılı bir burun ve o öpülesi dudaklarla yakışıklı bir yüzü vardı. İtinayla dağıttığı saçları ona serseri bir hava katıyor ve onu daha çekici hale getiriyordu.  Herkes uzak durması ve sert tavırları ise onu dikkat çekici hale getiriyordu. Onu süzdüğümü fark ettiğimde gözlerimi kaçırdım.
  Zil çaldığında hızla çantamı alıp çıktım. Asya numarasını telefonuma kaydetmiş ne olduğunu mutlaka anlatmamı istemişti.
Sadece iki günde bu kadar yakın olmamız çok şaşırtıcıydı. Ama iyi kızdı. Sarı saçları ve mavi gözleri onu zaten güzel yaparken yüz hatları ve mükemmel fiziği ile daha bir dikkat çekiciydi.
   Arabaya binmek yerine yürümeyi tercih etmiştim hem kafamı dağıtırdım. Yavaş bir şekilde yürürken biri kolumu tuttu. Korkum baş göstermişti ama belli etmedim. Arkamı döndüğümde gördüğüm yüzle rahat bir nefes aldım. Çağın.
" Korkuttuysam özür dilerim. "
" Sorun değil. " Dedim ve yürümeye devam ettim o da yanımda yerini aldı ve beraber yürüdük. " Dalgınsın bir sorun yok umarım."  Var hemde büyük bir sorun var bir manyağı başıma sardım. Ve daha önce hiç hissetmediğim şeyler onun yanında oluyor diyemedim.  " Yoo sadece yorgunluk nedeniyle böyle dalgınım. "
Benden izinsiz yalanlar ağzımda uçtu gitti.  Bir süre sonra yollarımız ayrıldı. Eve geldiğimde bahçede Almilayi gördüm. Yine Prensle oynaşıyor. Bir rahat bırakmıyor ya hayvanı. Prens kim dediniz gibi. Babamın bana yani bize aldığı doğum günü hediyesi. Çok tatlı bir köpekçık. Bir süre onları izledim ve eve girdim. Sanırım evde sadece biz vardık. Odama çıktım ve pijamalarımı alıp banyoya girdim. Aynada yüzüme baktım. Siyah saçlarım dalgalar halinde omuzlarıma dökülüyordu. Siyah gözlerim birer inci gibi parlıyordu. Çok fazla makyaj yapmazdım. Doğal halimi daha çok seviyordum. Fizigim iyiydi.  Su sesiyle aynaya bakmayı kestim. Dolan kuvete girdim. Sıcak su gerilen bedenimi rahatlatmıştı. Ama zihnim hala dopdolu. Büyük bir çoğunluğu ise Rüzgardan meydana geliyordu.
  Hızlanan kalbim mantıklı düşünmemi engelliyordu cevap dahi veremiyorum sorularına tüm vücudumda bir elektrik dolaşıyor sanki kan akışını hızlandıran. Daha önce hiçbir erkek yaklaştığında böyle olmamıştı. Onun kadar yakınlaşan biri olmadı ama neyse. 
Buruş buruş olmuş ellerime baktım ve yüzümü buruşturup ayağa kalktım.  Bornozumu giyip saçlarımı küçük bir havluyla sarmaladım. Banyodan paytak adımlarla çıkıp pijamalarımı geçirdim üstüme.  Saçlarımı tarayıp kuruttum. İki saatlik bir alarm kurup kitaplarımın başına geçtim.  Bu kafayla süper fizik çözülür zaten.!!

💦💦💦

   Önümdeki test kitabına boş boş bakarken alarm çaldı. En uzun iki saat diyebilirim. Geçmek bilmedi yada bana öyle geldi. Testi kapatıp telefonu elime alıp ekrana baktım. Asya'dan 3 arama vardı ve iki mesajım vardı. Biri Asya'dan da diğeri tanımadığım bir numaradandı. İlk Asya'yı aramaya karar verdim ve yeşil tuşa bastım.
     Asya aranıyor.....
" Kızım niye açmıyorsun ya telefonu çatladım burda.!!"
" Pardon kuzum ya derse dalmışım hiç duymadım. "
Ben bu ara ne çok yalan söylüyorum ya.  " Anlat bakalım geldiğinde yüzün bembeyazdı. Birde senden sonra o çıkınca biraz tırstım valla." Baştan sona olanları anlattım. Asya arada şaşkınlık nidaları nüksetsede umursamadım. " Bunları Rüzgar mı yaptı ? " Dedi şaşkın bir sesle.  " Evet noldu ki!!! Korkmalı mıyım??" Telefonun diğer ucundan bir kıkırdama geldi. Ve ardından Asya'nın sesi " Rüzgar daha önce hiçbir kıza yakınlaşmadı. Hatta çabalayanları aşağılar. " Artık bu çocuğun insan olduğuna dair şüphem var. Tamam bir kadın kendini o kadar alçaltmamalı ama aşağılanmak kötü bir durumdur yani. Birde sürtük damgası yemek dehşet verici birşey.
" Neyse yarın detaylı konuşuruz bunları kuzum. " Tamam deyip telefonu kapadım. Tam oldu valla zaten kafam Almilanin odası gibi (dağınık) iyice karıştı. Asya'nın mesajında en yaratıcı küfürleri okurken güldüm ama diğer mesaj neydi öyle.

Gönderen: 0534........
    SEN BENİM ;
Yerde bulduğum,
Gökteki hazinemsin. ...

Bu da neyin nesi şimdi ??? Numara cidden tanıdık değildi.  Yarın bununda Asya'yla konuşmam lazım.
   Yatağıma girmeden önce bir lavoboya girdim.  Çıktığımda gördüğüm kişiyle gözlerim olabildiğince açıldı. Nasıl girmişti buraya ??
" N-nasıl girdin buraya sen ? Hemen git biri görecek ya Rüzgar lütfen gider misin???"
" Ne o parçaların tutuştu ??" Harbi gerzek ya bu.
" Ya sen salak falan mısın acaba fark ettiyseniz ben kızım ve odamda yabancı bir erkek var annemin haberi yok ve odaya dalma gibi bir huyu var aynı şekilde Almila da dalabilir ve sır tutma konusunda oldukça beceriksiz buda benim ölüm oranımı %100 yapar.  O yüzden senin kaybolman şart anlatabildim mi ??
  Bu sırıtarak bana bakıyordu sonra elini havaya kaldırdı ve anahtarı salladı. " Kapıyı kilitledim kimse dalamaz." Ciddi misin ya sen.  " Olsun sen yinede git!!". Bununla aynı odada kalma fikri beni bir tuhaf yaptı hemde gece gece.  Ne yapacağı belli olmaz bunun.  Yavaş adımlarla yanımdan geçti. O ne koku be !! Offf nöronlar yine iflas. Yatağıma yatıp bir elini başının altına koydu. Bu hareketi kaşlarını belli ederken istemsiz yutkundum.
" Orda dikileceğine yat ve uyu. " Yoooook artık birde beraber uyuyacağım bununla oğlum benim kalbim sen bana bakınca şaha kalkıyor sen uyumaktan bahsediyon. Kalpten gidecem. Bir elimi kaldırıp işaret parmağımı ona dogrulttum.
" Rüzgar gider misin ?? Bak git sen uğraşamam hadi hadi.  " Bir anda elimden tutup yatağa çekti. Ben daha ne oluyor diyemeden kendimi altında buldum. " Çok konuşuyorsun ufaklık uyu artık yoksa sese annen gelebilir.  " Ve goooollll evet süper yerden vurdu şerefsiz. Sinirle gözlerimi yumdum ve açtım. Daha yaklaşmış sanki. 
" Tamam be tamam " diyip üzerinden ittim. Yatağın ucuna kıvrıldım.  Belime dolanan ellerle ben şok ben iptal. Ellerinden kurtulmaya çalışıyor debeleniyordum. " Merak etme bişey yapmayacağım. Sadece uyuyacağım. " Sessizce izin verdim sarılmasına sırtım göğsüne dediğinde nefesimi tuttum. Bu şekilde uyumam ne kadar mümkünse o şekilde uyumaya çalıştım. Belimdeki ellerden güven almam nasıl birşey çözemedim ama bana güven veriyordu. Daha fazla düşünüp kendimi yormamak için gözlerimi kapadım. Boynumda onun nefesiyle uykuya daldım. 
########
Merhabaaaa canım okuyucularım 😘
Yeni bölümü nasıl buldunuz?
Bu Rüzgar ne yapamaya çalışıyor bende anlamadım.
💎Rüzgar hakkında düşünceleriniz neler ?
💎 Alisa hakkında görüşleriniz neler?
Yeni bölüm en kısa zamanda sizlerle
SEVİLİYORSUNUZZZZ😘😘😘😘😘❤️❤️❤️❤️❤️

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin