8

60 15 13
                                    

"Günaydın."

Bakışların bana değiyor.

Hep kitap okuyordun, benim gibi. Ama ben bu sıralar ihmal etmiştim kitapları.

Çünkü önümde kusursuzluk kokulu bir oyun perdesi vardı ve sen bu sahnenin başrolüydün.

"Günaydın."

Yanına geliyorum yine, koltuğa gidip oturmuyorum.

"Şey," çekingence, sormaya çalışıyorum ne zamandır aklımda olan şeyi. Bana bakıyorsun hâlâ. "Ne oldu?"

Dudaklarım gerginliğimden kurumuştu ve nasıl diyeceğimi bilmiyordum.

Yanını işaret ediyorum. "Şuraya sıkışsam?"

Gözlerin benimle işaret ettiğim yer arasında mekik dokuyor. Sonra yüzümdeki kırmızılığı fark ediyorsun sanırım, gülüyorsun.

"Başımın belasısın." Diyorsun bana yer açarken. "Bana yaklaşma dedikçe dibime giriyorsun."

Açtığın o yere usulca uzanıyorum. Sığmıyorum tabii, sonra sen alıp göğsüne çekiyorsun beni.

Kulağım kalbinin tam üstünde. Huzurun sesiydi bu sanki ama, neden kalbin bu kadar yavaş atıyordu?

Benimki sesinkinin hayli aksinde, hızla çarpıyordu halbuki.

"Bir şey soracağım..." Diyorsun. Nefesin yetmiyor konuşmaya. "Ama kızmak yok."

Kafamı sallıyorum. "Peki."

"Senin güldüğünü hiç görmedim."

Gözlerim dalıyor sonra bir yerlere. Uzun zamandır ben de görmemiştim açıkçası. "Bir kere gülsene."

"Sen önce bir iyileş..."

Susuyoruz bir süre.

"Daha adını bile bilmediğim biri yanımda yatıyor." Diyorsun sonra. Başını eğip bakıyorsun üstten üstten bana. "Biz daha tanışmadık."

Gözlerimi kapamış, kalbinin melodisini dinliyordum. "Tanışmayalım."

"Neden?" Diyorsun merakla. Merak edince sesin ne güzel çıkıyordu öyle.

"İyileş ve o deniz kenarına tekrar gel. Sonra bir sigara yak ve seni uzaktan izleyen ben geleyim yanına. Sigaranı alıp denize fırlatayım." Derin bir nefes çektim içime. Kokun dolmuştu diğerlerime. Ne güzel kokuyordun öyle.

"Sonra konuşmaya başlayalım işte bir şekilde. Sanki birbirimizi hiç görmemiş gibi konuşalım. Sen bana de ki; ağır hastaydım ama bu hastalığı atlattım. Sonra ben de içimden ne kadar güçlü biri olduğunu düşüneyim. Sonra senin o güçlü ruhuna aşık olayım.
İsmimizi söyleyelim birbirimize. Senin o halini tanıyayım ben. O güçlü halini. Gün geçtikçe çöken bedenini değil de, güç geçtikçe güçlenen seni tanıyıp o haline aşık olayım."

Susuyorum. "Olmaz mı?"

Senden cevap gelmiyor.

Başımı kaldırıp sana bakıyorum. Uyuyor muydun?

Ne güzel uyuyordun öyle?

"Gidelim buradan...Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim.
Gidelim buradan...İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi?
Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim."

En sevdiğim şiirlerden birini bahşediyorum geceye ve görevli gelip beni uyandırana kadar, sana sıkıca sarılıp uyuyorum.

Hadi iyileş, gidelim buradan.

─236 Deniz Kenarındayım °Yoonmin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin