Cho Hee'nin Ağzından
Aşağıdan gelen gürültüler ile gözlerimi araladım. Gürültülerin kaynağını öğrenmek için aşağı indim. Mutfağın kapısını hafifçe aralamamla birlikte kahvaltı hazırlamak için mutfağı darmadağan etmiş olan Jungkook ve Jimin'i gördüm. Onların beni görmemesini fırsat bilerek sessizce yukarı Namjoon'un odasına çıktım içeri girdiğimde beni gören Namjoon hafifçe gülümsedi ben de ona aynı şekilde karşılık verdim. Bilgisayarda bir şeylerle uğraşıyordu ne olduğunu anlamak için hafifçe yanına yaklaştım ama yine de anlamayınca ona
"Aşağıdaki felakete müdahale etmeyecek kadar önemli ne yapıyorsun?" Diye sordum
Namjoon:
"Bunu sana daha sonra söyleyecektim ama madem merak ettin anlatayım. Japonya'da ki tanıdıklarım aracılığıyla önemli bir bilgi edindim."
Cho Hee:
"Bu önemli bilgi hangi konu ile ilgili"
Namjoon:
"İnamayacaksın ama sanırım annemizi buldum"
Cho Hee:
"Oha gerçekten mi? Peki ona nasıl ulaşacağız"
Namjoon:
"Ben 2 günlüğüne Japonya'ya gitmeyi planlıyorum."
Cho Hee:
"Ben de gelebilirmiyim? Hem annemize ve babamıza sorcak çok sorum var"
Namjoon:
"Gelemezsin Cho Hee orada işler biraz tehlikeli ve karışık geçebilir. Çünkü babamızın Japonya ile alakalı hiç bağlantısı yok. Bu durum da bize 2 seçenek kalıyor ya babamız öldü ya da geçmişimiz bizim bildiğimizden de karışık"
Cho Hee:
"Anladım. Açıkçası söylediğin ikinci ihtimali düşününce gitmenin çok da iç açıcı bir şey olmadığına karar verdim."
Namjoon:
"Güzel sen burada Jimin ve Jungkook ile birlikte kalcaksın"
Tam onaylarcasına kafamı sallayıp gülümseyecekken son söylediği şey de duraksadım. Aşağıdaki iki felaket tanırısı ile 2 gün birlikte mi kalacaktım.Dehşet veren bu fikre karşı çıkmaya hazırlanırken Jimin ve Jungkook'un çığlığı ile arkamı döndüm. Tam adım atacakken bir de ufak çaplı bir patlama sesi gelmesiyle birlikte Nmajoon ve ben aşağı doğru çok hızlı bir biçimde kaşuyorduk. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara ile kendimi tutmaya çalışarak afifçe kıkırdadım. Tavayı yakmışlardı ve şuan bize şaşkın bir şekilde bakıyorladı. Olayı idrak edince ikiside elini kaldırdı ve suçlar biçimde birbirini gösterdi. Onlar bunu yapınca dayanamayıp koca bir kahkaha attım. Namjoon 'da bana katılmış gülüyordu.
Jimin:
"İlk olarak gülmeyi kesin lütfen. İkincisi sanırım bir gün kahvaltı etmesek bir şey olmaz"
Jungkook Jimin'e onaylayıcı bakışlarını çoktan göndermişti. Mutfağa acıklı bakışlar atıp salona geçtik.
Namjoon:
"Sizden kahvaltıdan daha önemli bir şey isteyeceğim çocuklar. Akşam sizinle konuştuğum konuyu hatırlıyorsunuzdur. İşte o mesele için Japonya 'ya gitmem gerek. Sizin de ben yokken Cho Hee 'ye gözkulak olup onunla kalmanızı istiyorum. Aslında bizim evde kalın diyecektim ama mutfaktaki çoğu şey kullanılamaz hale geldiğine göre ikinizden birinin evinde kalacaksınız.
Jungkook:
"Bence benim evimde kalalım hem biliyosunuz ki annem geceleri eve pek uğramaz rahat oluruz. Jimin sen de gelirsin"
Namjoon:
"Güzel benim uçağım 2 saate kalkacak. Hazırlanmaya başlasam iyi olur"
Cho Hee:
"Ben de geliyim. Kendi valizimi hazırlarım"
Jimin'de valizini hazırlamak için eve gitti. Jungkook beni aşağıda bekliyordu. Hazır olunca aşağıya indim. Namjoon'da hazır bir şekilde bekliyordu. Hemen yanına gidip ona sarıldım. Ne kadar normal davransakta ikimizin de düşünceleri darmadağanıktı. Sonuçta ikimiz de hayatımız boyunca merak ettiğimiz soruların cevaplarını bulacaktık ve ben 2 gün sonra Namjoon'u yanında, neredeyse yüzlerini unuttuğum o kişilerle anne ve babamla görmek istiyorum. Açıkçası babamın sadece ölüp ölmediğini bilsemde olur veya annemle yaşayıp yaşamadığını Çünkü bunu düşünmek çok zor olsada eğer ölmemiş ve annemle birlikte değilse geçmişim ve duygularım sarsılacak . Çünkü ben hep bizi istemediklerini düşündüm. Birbirlerini değil. Düşüncelerimden kurtulduğumda arabada yanımda Jungkook'la onun evine gittimğimizi idrak ettim. Kafamı cama koyup eve varmayı bekledim. Sadece bekledim.
Jimin'in Ağzından:
Valizimi hazırlarken aklıma yapmam gereken bir şey takıldı . Jungkook ve Cho Hee'nin arasını yapmak. Cidden bakışlarını saklayabildiklerini falan mı düşümüyorlar . Her neyse 2 gün onlarla baraberim. Umarım Namjoon'la yaptığımız plan tutar da ikiside aşkalarının farkına varır. Plan yaparken valizide bir yandan hazırlamıştım. Cidden harikayım aklımla ellerimi ayrı kullanabiliyorum. Plandan sonra övünmemi de bitirip Jungkook'un evine doğru yola çıktım. Eve vardığım da daha gelmediklerini fark ettim. Ben de Jungkook'un annesi içerideyse bile onu rakatsız etmemek için dışarıda beklemeye başladım. 5 dakika sonra gelmişlerdi arabadan indiler.
Jungkook:
"Çok beklemedin değil mi?"
Jimin:
"Yok daha 5 dakika anca oldu"
Beraber valizleri kapının önüne taşıdık. Jungkook kapıyı açtı ve eve girdik. Tam salona yayılacakken arkadan bir adam ve bir kadının konuşma sesleri geldi. Üçümüz de birbirimize baktık. Jungkook birazdan ne olacağını anlamış olacakki oraya doğru gitti. Cho Hee ise anlamamış olacakki salak salak bakıyordu. Jungkook ona fısıltılı ve yavaş bir ses tonunda
"Annem" dedi.
Daha sonra Cho Hee durumu idrak etti ve kaşlarını kaldırarak ağzını
'Haaa' şeklinde açtı. O bunu yaparken ben ve Jungkook ona biraz fesat ol bakışları atıyorduk. Bakış atmamız ve Cho Hee'nin 'Haaa' laması bitince Jungkook adımlarını KONUŞMA seslerinin gelmeye devam ettiği yere yöneltti.Neden bilmiyorum ama adamın sesi çok tanıdık.Tam ağzını açıp konuşacaktı ki bir kadın gibi güçlü,özgüvenli ve bir o kadar da tiz bir çığlık attı. Bunu beklemeyen ben birden yerimden sıçradım. Cho Hee'de aynı tepkiyi vermişti. Annesi ve yanındaki tanıdık sesli adam da sanırım aynı tepkiyi verdi
Jungkook eliye bu tarafa doğru gel işareti yapmıştı. Yanına gittiğimizde etrafatki her şey ona dönüşmüştü. Anneme. Beynim sadece kıravatı hafif gevşemiş , babamı ve yanında ellerini onun omzunda şaşkınca dikilen Jungkook'un annesinin ne yaptığını algılamaya çalışıyordu. Aslında gayet iyi algılamıştı ancak kabullenmek istemiyordu. Aklım almıyordu.Babamın taş kalpli olduğunu sanıyordum. Ama kalpsiz olcağını hiç düşünmemiştim.
Anneme, o güzel yüzünü, untmamak için direndiğim hala yasını tuttuğum ve ölene kadar yani onun yanına gidip ona kavuşana kadar da yasını tutmaya devam edecek olduğum anneme mutlulukla ihanet edecek kadar kalpsiz olduğunu gerçekten düşünmemiştim.