Öylece tavanla bakışıyordu hera. Koltukta uzanmış saatlerdir gözünü tavana dikmiş bakıyordu. Ağlamaktan şişmiş göz altlarıyla öcü gibi gözüküyordu.
Onu çok özlemişti. İlk gördüğü yerde sonsuzluğuna sarılacaktı ama önce Jungkook hera'yı affetmeliydi.
Kapıya inen sert yumruklar hera'nın korkuyla ayağa kalkmasını sağlamıştı. Kapı deliğinden kim olduğuna baktı. Babası kapıdaydı. Şöyle bir düşününce başka kim kapıya alacaklı gibi vururdu ki?
Elleri titremeye, gözleri dolmaya, soğuk terler akıtmaya başlamıştı. Hızlı hızlı nefes alıp etrafa göz gezdirdi. Sitedekilerin çoğu genç'ti ve işe gidiyorlardı. Hera'yı kurtarabilmek kimse yoktu.
"Aç şu kapıyı kızım ÖZLEM GİDERİRİZ!"
Kafasını hızla sağa sola sallamaya başladı. Adam hala bağırıyordu.
"Hera aç şu siktiğimin kapısını!"
Adam sarhoş kapıya omuz atarken hera hızla yatak odasına gidip kapıyı kilitledi. Sırtını kapıya yaslayıp dizlerini kendine çekti ve ellerini dizlerine dolayarak ağlamaya başladı.
Kapı gürültülü bir şekilde kırıldı. Hera'nın kalp atışları ve nefes sesleri duyuluyordu birtek.
"Hera annesinin birtaneciği babasının güzel kızı gel oyun oynayalım"
İğrenç sesiyle kahkaha atarak bağırıyordu. Adımlarını hera'nın odasının önünde durdurdu ve kapıyı ittirdi. Kapı açılmıştı ve hera yere düşmüştü.
Hızla ayağa kalkıp camın önüne geçti.
"Uzak dur benden"
"Ben senin babanım kızım gel sarıl babana"dedi adam hera'nın dibine girerek. Hera güçsüz bilekleriyle babası'nı ittirmeye çalışıyordu.
"Git burdan!"
"Daha yeni geldim kızım"dedi adam içki kokan nefesini hera'nın yüzüne üfleyerek. "Günümüz güzel geçecek hem"
Hera aniden dizini babası'nın erkekliğine geçirdi. Adam acıyla kıvrılırken kaçmaya çalışan hera'yı kolundan tutup karşı duvara savurdu. Hera acı bir şekilde inlemişti.
Saçının arkasından tuttu ve odanın ortasına çekti hera'yı. Sonra bir tokat attı. Bir tane,bir tane ve...
Jungkook hızla adamın elini tuttu ve arkaya doğru burktu.
"Ona nasıl dokunursun!"
"Sanane be!" adam zorla konuşmuştu. Jungkook adamın kolunu biraz daha çevirdi.
"Bir daha ona dokunmaya kalkarsan seni öldürürüm!"dedi dişlerinin arasından. Adam kahkaha attı.
"İstersen sana satabilirim kızımı ha hem sen kazanır-"
Yediği sert yumruk sayesinde sözü kesilmişti. Bir yumruk daha attı jungkook. Onu burda öldürmeyi düşünüyordu.
Ard arda attığı yumruklar sayesinde bayılan adamı bırakıp köşede ağlayan sevgilisine sıkı sıkı sarıldı. Hera'da bunu bekliyormuş gibi kafasını jungkook'un göğsüne yerleştirdi ve hıçkırıklarını serbest bırakıp deli gibi ağlamaya başladı.
"Şşş geçti"dedi jungkook saçlarına minik minik öpücükler kondurarak. "Ben burdayım sevgilim"
"Jungkook..."
"Burdayım hera. Burdayım sevgilim. Yanındayım birtanem"
Birkaç dakika sonra hera'nın hıçkırıkları iç çekişlere dönmüştü. Burnunu jungkook'un göğsüne sürttü. "Biraz daha iyimisin hera"
"Hm-hm"diyerek doğruldu ve jungkook'un elini tuttu. "Özür dilerim jungkook"
"Hera şimdi zamanı değil"
"Tam zamanı jungkook. Özür dilerim gerçekten. Bir daha olmayacak söz. Ben seni çok özledim"
"Gel buraya"
Jungkook hera'yı tekrardan sarmaladı. Saçlarını koklayıp bir öpücük kondurdu. Hera da kollarını sıkıca sevgilisine sardı.
"Affe-"
"Evet ama eğer bir daha olursa daha kötü bozuşuruz hera"
"Olmayacak gerçekten"
Hera jungkook'un yanağına kocaman ve sulu öpücük kondurdu. Jungkook tavşan dişlerini göstererek güldü ve "buldun yakışıklı çocuğu öp tabii"diye mırıldandı.
"Tabii. Hem zaten seni bir tek ben öpebilirim başka öpen olursa ki olmasın yolarım"
Jungkook kahkaha attı. "Olmaz merak etme"
Hera gözlerini kocaman açtı ve yerde baygın yatan sızmış babasını gösterdi. "Peki bu?"
"Güzel soru"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smile
FanfictionGenç kız titreyen ellerini yavaşça sevdiği çocuğun saçlarına yerleştirdi. Çekiniyordu hoşlanmazsa diye. Ama denedi. Parmaklarını bir kaplumbağa misali hareket ettirdi genç kız. Genç gülümsedi. Onunda hoşuna gitmişti saçlarında gezinen parmaklar. Gö...