3. BÖLÜM (Z)

12.7K 1K 134
                                    

   Duş alsam daha kuru olurdum. Çantam taksiyle Pendik'e doğru yol alıyordu. O bile hareket halindeyken ben konumumu bir iki adımla sınırlandımıştım. Tartışmayla geçen on beş yirmi dakikanın ardından toplam neredeyse bir saatten uzun süredir aynı kaldırımda eskisinden daha kötü, daha ıslak, çok daha da sinirli haldeydim ben. Herif beni taksiden hiç acımadan indirdi yaa.

   Kaldırımda biraz yürüyünce bir pastaneye girdim utana sıkıla. Üstümden çamurlu su akarken zeminde bıraktığım izler canımı da sıkıyordu. Kasaya yaklaştım. Eve gidebilme ihtimalimi arttırmam gerekiyordu.

   "Hapşuu. Çok özür dilerim beyefendi. Eve gitmem lazım; ama çantamı dolayısıyla da cüzdan ve telefonumu da takside unuttum. Bir arama yapabilir miyim acaba? Hapşuu."

   Eve gitmek için bindiğim; ama gidemeden indirildiğim, inerken de unuttuğum çanta. İçime otururdu öküzler genelde, şimdi aynı taksiye binip oturdu. Akşamımın bacağına sıçtı.

   "Tabii buyrun. Arayabilirsiniz. Geçmiş olsun. Hangi taksi durağıydı? Bulunur."

   "O kadar acelem vardı ki, durak adına bakamadım. Teşekkürler."

   Teşekkürler tabii. Dış görünüş ne kadar da etkiliydi kabul görmek için. İş görüşmesine gideceğim için güzelce hazırlanmıştım. Saç olarak aynı etkide olmasam da kıyafetlerim benden zarar gelmeyeceğini bağırıyordu. Yanlış anlaşılmasın bağıran ben değildim, kıyafetlerdi.

   Kıyafetimle karşılanmıştım şimdilik. Bilgimle ağırlanmayı ve de ahlakımla uğurlanmayı daha kuru olduğum bir zamana bırakacaktım.

   "Efendim."

   "Aşkım benim. Ben hala Mecidiyeköy'den eve geçemedim. Geçecek gibi de değilim."

   "Biz yoldayız Zeynep. Neden geçecek gibi değilsin?"

   "Eve gitmek için taksiye bindim, sonra da çantamı içinde unuttum. Telefonum, param içindeydi."

   "Ee taksiyle eve gitmedin mi aşkım?" Çok yerinde bir soruydu. Öküz aldı taksiyi.

   "Gidemedim. Başka birini bekliyormuş taksi. İnmek zorunda kaldım. İnerken de unuttum işte. Haber vermek için aradım. Gecikeceğim."

   "Ben gelirim almaya. Merak etme, orada bekle beni. Çiçek, çikolata için Ortaköy'de işimiz vardı zaten."

   "Beni almaya gelir misin gerçekten? Bir pastanede hapşuuu, bekliyorum. Yedek kıyafet getirirsen süper olur kardeşinden. Hapşuu."

   "Eve mi uğrayayım önce? O zaman daha da uzar yolum. Direk geleyim istersen."

   "Annenler de arabada değil mi? Sen karar ver. Hapşuu. Çay içip bir şeyler yerim ben. Ödersin değil mi?"

   "Tabii öderim aşkım. Direk geleyim ben. Üşütmüşsün zaten. Oradan alırız gerekirse bir mağazadan."

   "Teşekkür ederim. Kusura bakma aşkım ne olur?"

   "Ben bakmam. Geliyorum."

   Ben bakmam. Annem, babam, dedem, öteki dedem, kardeşim ve halam bakar ama mı demekti bu? Telefonu verdim bana veren kişiye.

   "Bir şeyler sipariş vermek istiyorum. Erkek arkadaşım gelince ödeyecek. Sizin için çok sorun olur mu?"

   "Hiç sorun değil, sonradan da bırakabilirsiniz. En kötü ikram etmiş oluruz."

Önce Ben SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin