1.Bölüm

63 6 7
                                    

MERHABA :)

*************

Bazı yaralarımız vardır. O yaralarımıza ilk yara bandı takarız fakat onları sonra hatırlamayız sadece sargı bezlerini önemseriz yaralarımızı onlar iyileştirdi sanırız ama öyle değil çünkü yara en son kabuk bağlar ve düşer. O yüzden ben yara bantlarını önemsiyorum, ilk yardımımıza onlar koşar kabuk bağlamadan acılarımızı, yaralarımızı ilk yara bandı fark eder. İlkler değişiktir, unutulmazdır, iz bırakır işte bu yüzden sen yara bandısın.
Benim de kabuk bağlamayan yaralarıma ilk koşan yara bandımsın sen.

'Hey hey ben varım burda, abiiiiğğghhh!' Elimi sağa sola sallıyorum, bağırıyorum, koşuyorum ama bu otobüsçü ne duyuyor ne de bekliyor,tabi duymadan beklemeside mümkün değil de işte bir duysalar başka bir şey istemeyeceğim.

İşin yoksa birde okula kadar koş derse yetiş. Bu bana yapılıcak iş mi ya bide okulun son ayları. Geç kalırsam zaten sınıfta kalıcam seneye tekrar. Psikoloji sınıfında tek kalan sadece ben olurum orası kesin. Of Of! Koş Zara koş...

Olamaaaaaaz! Derse girmiş olamazlar dimi; hayır ya lütfen girmemiş olsunlar ders başlamamış olsun. Şu yeşil ışıkta yanmak bilmiyor ya bu ülkede yayalarda yaşıyor. Zaten hep zenginlerin etrafında dönsün dünya, dönmesine dönsün de Zara bu ay ki kira. Of! Allah'ım Of! Diye söylenip hemde oflarken:

'Hey güzellik neye sıkıldı senin canın öyle söyle de bizde bilelim'

Diyen adama doğru kaşlarımı çatarak kafamı çevirdim. Bu yavşak bana mı diyor yoksa başkasına mı? Bide meymenetsiz meymenetsiz gülüyor ya.

Bağlanmış ellerimi serbes bırakıp, kollarımı aşağıya saldım sonrada yavaşca işaret parmağımı hareket ettirerek kendime çevirdim ' Bana mı dedin?'

'Senden başka güzel varmı sabahtan beri ofluyorsun söyle de bizde bilelim derdini.'

'Benim derdim seni mi gerdi kar-de-şim' imalı bir şekile diyerek adamın üstüne üstüne yürümeye başladım.

'Ooo atarlıyızda. Hem güzel hem atarlı' diyip ukala ukala gülüyor bir de beni süzüyordu. Şimdi ben sana dersini veririm.

'Demek öyle ha, seni sakat sapık' diyip adamın özel bölgesine bir güzel geçirdim sonrada dirseğimi adamın sırtına bir güzel vurdum.

Omuzlarını silkip geri çekildim. Az önce karşımda bana asılan egolu hayvan gitmiş, yerine acı çeken biri hayvan gelmişti. Bunlara böyle gerekli yoksa hadlerini bilmiyorlar.

'Senin belani s*ki...' özel bölgesini tutup yerde kıvranıyor birde bana laf yetiştiriyor ya . Yazık.

'Ha! Duyamadım biraz yüksek sesle konuş. Konuş ki birdaha seni yere indireyim' diyip kafamı çevirdim, çevirmemle yeşil ışık yandığını gördüm hızlıca karşıya geçip okula doğru koşmaya başladım.

Üniversitenin kapısından geçtiğimde, herkes hala dışarıdaydı. Oh be! Yetiştim. Neyse fazla oyalanmadan sınıfıma çıkayım. Zaten sabah sabah boş şeylerle uğraştım.

Sınıftan içeri girip yerime geçtim. Aslında belirli bir yerimiz yoktu herkes istediği yerde oturuyordu ama işte ilk geldiğimde buraya oturdum halada burdayım.

Çantamdan defterimi ve kalemimi çıkartıp hocanın gelmesini beklerken, defterime hedeflerimi yazmaya başladım;
-derslerde uyuma
-finallerde başarılı ol
-üniversiteden mezun ol sonuçta son senen
-ev kirasını öde
-işten zam iste
-iyi bir okulda rehber öğretmeni ol
-Mert'in sevdiği kızı öğren =)
Yazarken hocanın geldiğini fark ettim. Defterimde ki sayfayı kopartıp çantamın içine attım. Önüme dönerek hocayı dinlemeye ve not almaya başladım.

'Ders bitmiştir dağılabirsiniz' sonuda bitti bir de bitmeseydi, içimden söylenerek sıradan kafamı kaldırdım. Allah var güzel yattım. Kollarımı havaya kaldırarak esneyip, eşyalarımı toplamaya başladım.

Kantinde bizimkileri görüp yanlarına gittim. En son benim dersim bitiyordu, sonrada hep beraber yemek yiyip okuldan çıkıyorduk. Sandaliyeyi çekip masaya oturdum.

'Uykucu yine mi uyudun derste. Bu gidişle 10 yıla zor biter senin okulun' diyen Mert'e dişlerimi çıkartıp ağzımı büzerek

'Hııı, sen zaten çok biliyorsun zekiye'

'Bilmeseydim mimarlık okumazdım güzelim' diyip yanağımı sıktı bende huysuzlanıp eline bir tane vurdum.

Gerçekten derslerde uyumaya devam edersem sınıfta kalıcağım. Oğuz'un getirdiği tost dan bir lokma alıp çiğnemeye başladım. Zaten bu gün morelim çok bozuktu. Otobüsü kaçırmam, sabahki zibidi , kira parası bıla bıla.

Eda Dibime girerek 'Leyla olmuş bu kız.' Eda'nın bu sözüne bizimkiler gülmeye başladı. Tabi benim sıfat hala asık sonuçta okuldan sonra onlar çalışmıyor.

Bizimkiler boş boş konuşurken masaya bir tane kız gelip eli vurmasıyla şaşırıp ona döndük

'Sen kim oluyorsun da benim sevgilime vuruyorsun'. Boğazımı temizleyip

'Zarayım ben işte hımmm yani Zara olarak vuruyorum' diyip kızla dalga geçtim. Kesinlikle bu sabahki pert ettiğim çocuğun sevgilisi.

'Birde dalga geçiyor ya sen benim kim olduğumu biliyormusun ha?' Diyip kız daha da çıldırmaya başladı. Bende hiç sallamadan bizimkilere hadi kalkalım dedim. Kıza bay bay yapıp kantinden çıktım. Kız öyle kala kalmıştı, yazık.

Bizimkilere sarıldıktan sonra çalıştığım kafeye gittim. Önlüğümü üstüme giyerek. Durmak bilmeyen siparişleri almaya başladım. Akşam çıkarken de zam istediğimi unutmayıp söylemeliydim yoksa böyle devam edemezdim.

Kafenin son müşterilerini de uğurladıktan sonra önlüğümü çıkarıp patronun yanına gittim. Kapıyı çalarak içeri girdim.

'A Zara bende tam çıkıyordum. Ne oldu?'

'Şey Hüseyin Bey ben zam isteyecektim, biliyorsunuz öğrenciyim ve kira masrafları, okul masrafları derken verdiğiniz maaş gerçekten yetmiyor.'

'Tamam. Zara oldu bil, zaten maaşlara zam yapmayı düşünüyordum bu da bahane olur'

Gülümseyip 'Teşekkürler Hüseyin Bey' diyip odan çıktım. Hırkamı giyip, çantamı aldım. Eve gitmek için kafeden çıktım.

Eve geldiğimde yine ışıklar kesilmişti. Merdivenin başında duran el fenerini alıp kendi daireme çıktım. Kapıyı açıp içeri girdim. Kafamı kaldırmamla korkudan el fenerini yere düşürdüm.

*************

UMARIM YENİ KİTABI BEĞENMİŞSİNİZDİR YORUMLARINIZI BEKLİYORUM
:)

YARA BANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin