2.Bölümle karşınızdayım umarım bu bölümü de beğenirsiniz
İYİ OKUMALAR :)
**********
"Boyundan büyük işlere kalkışıyorsun ufaklık."
Karşımda gördüğüm cüsse karşısında çığlık atıp, elimdeki feneri yere düşürdüm. Ev adete siyaha boyandı sadece benim korkak nefes alış verişlerim ortamın sessizliğini bozuyordu.
Yerime mıhlanmıştım resmen ama üstüme bir şeyin geldiğini fark ediyordum sonunda vücutlarımız birbirine değmesiyle geriye doğru sıçradım. Ama bana atmakta olan adımları hala devam ediyordu. Sırtımın duvara gelmesiyle kaçıcak yerimin olmadığını anladım.
Ayak sesleri kesildi ama benim nefes alış verişlerim hala ortamın sessizliğini bozuyordu , simdi de kuralları çiğner gibi oda konuşmaya başladı.
'Hakkaten, kendini ne sanıyorsun Zara Mirzanlı' vurgu yapa yapa söylediği sözcükler beni daha fazla korkutmayı başarmıştı.
Bu adam da kim; benim evime giriyor, ismimi biliyor ve bana ikaz da bulunuyor. Cevabını bekliyen adama derin bir nefes alarak.
'Bence siz kendinizi bir şey sanıyorsunuz' bu cesaret bana nereden gelmişti hiç bir fikrim yoktu ama sonunun kötü biteceği belliydi.
Bir titreşme oldu, benim vücudumda değildi ... Elinin saçlarımla buluştuğunu anladığımda geri çekilmek istedim ama 'kaçamazsın' diyen duvar bunu engelliyordu.
'Boyundan büyük işlere kalkışıyorsun ufaklık ' sözünü bitirir bitirmez saçımda olan eli, saçımı çekiyor ve canımı yakıyordu, buda benim daha fazla canımı sıkmaya başlamıştı. Benim canım sıkılırsa canımı sıkanın canını yakarım.
Dudaklarımı yalayıp derin nefesler alıp verip, karşımda ki adamı son kez uyararak saçımdaki elini çekmesini söyledim ama ne mümkün. bende sonun da dayanamayıp saçımda ki elini hızlıca kavrayıp ters çevirdim.
'Benim evime izinsiz giren sen, tehdit eden sen, ama ne yazık ki ben bu tehditin sebebini bilmiyorum ve de boyundan büyük işlere kalkışan ben mi oluyorum bey efendi' sinir sinirli söyleyip bileğini daha çok bastırdım.
Karşılık vermesi uzun sürmedi. Bileğinde ki elimi tutarak ters dönmüş yüzünü bana çevirdi. Elimi az önce ayrıldığım duvara sırtımı tekrar birleştirerek, elimi yukarıya sabitledi.
'İstediğimi yaparım ve bu kimseyi alakadar etmez. Hele o kişi benim çevremdeki insanlara bulaşıyorsa.' elindeki bileğimi çekmeye çalıştıkça daha da duvara bastırıyordu.
Artık sinirlerim iyice bozulmuştu. Boşta kalan elimle karşımdaki adamı itikleyip, dizimle karnına vurmak istedim. Malesef başaramadım. Bu hareketim üzerine geri çekilen bedeni ile beni tek hamle de yere serdi.
Neye uğradığımı anlamadan tekrar elleri saçlarımla buluştu. Hiç ayrılamadığım duvara tekrar geri döndüm. Saçlarımda ki elini çekti. Korkudan ne yapacağımı şaşırmış ve titreyen vücudumu kontrol etmeye çalışıyordum.
Onun bedeni ise benden uzaklaşıyor, farklı köşelere gidiyordu. Çok geçmeden tekrar yüzünü bana çevirip, elini yumruk yapmış bir şekilde üstüme doğru gelmeye başladı.
Yumruğunu yüzüme yerleştireceğini sanırken onun yumruğu duvarla buluştu. Artık gerçekten afallamıştım. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu.

Işıkların gelmesiyle korkudan dolan gözlerim kamaşmıştı. Karşımda duran adam hala bana dik dik bakıyordu ama artık benim bu gece dayınıcak gücüm kalmamıştı. Ama sessizliği bozan karşımdaki adamın konuşması oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARA BANDI
Teen FictionHepimizin bir yarası vardır. Ruhunda veya bedeninde kolayca geçmeyen yaralar, ama biliyoruz ki bedenimizde oluşan yaralarımıza ilk koşanlar yara bantlarıdır. Yara bantları ilktir, ilkler özeldir. Ruhu yaralı her insan gibi benimde ruhumda ağır bi y...