Bölüm->2

202 14 0
                                    

Bölüm-> 2

Kafeteryaya indiğimizde çoğu kız beni öldürecekmiş gibi bakıyordu. Ne var yani yanımda yakışıklı bir Bey varsa? Galiba ölüm sebebi.
Adam: Ney ölüm sebebi? Ben dışımdan mı söyledim.
Y.Min: Şey patronum bana 1 haftada en az 10 çizim yapmamı söyledi de ona dediydim.
Jimin: Şey bu arada ben Jimin.
Y.Min: Tanıştığıma memnun oldum. Bende Ye Min dedim ve gülümsedim. O da bana karşılık verdi.

Kahvelerimizi almış masada oturuyorduk.
Jimin: Patronun Yoongi mi?
Y.Min: Evet
Jimin: Hmm peki sen buraya nasıl girdin. Çoğu insan buraya zor girer.
Y.Min: Ben çizim yapmaya ortaokul zamanlarımda başladım. Annem bana her zaman çok güzel çizdiğimi söylerdi. Okuldaki arkadaşlarım da . Bende kendime güvenip buraya gelmeye karar verdim. Şansıma da şirkete alındım.
Jimin: İddialısın yani??
Y.Min: Niye herkes böyle diyor.

Jimin: Nasıl?
Y.Min: Yoongi Bey de aynısını söyledi. Aynı şeyleri neredeyse ona da söyledim. O da aynı tepkiyi verdi.
Jimin: Tamam boşver. Seni bizimkilerle tanıştırayım mı?
Y.Min: Olur dedim ve beni elimden tutup çekiştirmeye başkadır. Ne olduğunu anlamadan peşinden sürükleniyordum. Beni alt kattaki bir odaya getirdi. Kapıyı açtığında . Galiba cennete düştüm. Oha 5 tane taş gibi adam var (yoongi yok).
Onlarda bana şaşırmış bir şekilde bakıyordu.
Jimin: Çocuklar bu güzel kız Ye Min Yoongi hyungun yanında çalışıyor.


JK: Yoongi Hyung mu? Ama o çok zor sekreter seçer seni nasıl seçti.
Jimin: Çok iddialıdır kızımız. Çizimleri de çok güzelmiş öyle diyor.
Tae: O zaman bir gün kafede buluşalım bize çizimlerini göster yada yanında çizimin var mı?
Y.Min: Çizimim telefonumda var gösterebilirim?
Tae: Göster. Herkes meraklı gözlerle bana bakıyordu. Bende çok sevdiğim bir çizimimi açtım. ( arkadaşlar ben çizim koymayacağım siz nasıl hayal etmek istiyorsanız öyle düşünün)

Jin: Gerçekten çok güzel çizmişsin. Bu şekilde 1 saat falan konuşmuştuk.
Y.Min: Ben kalkayım. Size iyi eğlenceler.
Tae: Neden gidiyorsun?
Y.Min: Çizmem gereken 10'dan fazla çizim var. 😕
Herkes : Kolay gelsin. Birbirlerine bakıp gülmüşlerdi.
Jimin: Şey Ye Min numaranı alabilir miyim? Biz bu akşam kafeye gidicezde sende gelsene..?
Y.Min: Ben size rahatsızlık vermeyeyim...?
Jimin: Yok canım ne rahatsızlığı .

Y.Min: Peki telefonunu verir misin?
Telefonunu verdiğinde numaramı yazmıştım. Sözüme devam ettim; peki görüşürüz. Yukarı odaya çıktığımda odada sinirli bir patron görmeyi beklemiyordum?
Yngi: Nerelerdesin sen? Dedi sinirli sesiyle.
Y.Min: Ben kahve almaya gitmiştim.
Yngi: Kafana ne oldu?
Y.Min: Ne olmuş ? dedim ve telefonumun kamerasını açtım. Biraz şişmişti. Sözüme devam ettim; şey kapıya vurmuştum.
Yngi: Nasıl becerdin? Kapının aniden açılıp kafama vurmasını anlattım.

Yngi: Hmm peki geçmiş olsun dedi ve oturdu. Klasik patron sekreter konuşmaları yaptık. Sonra bana saat 6'da çıkabileceğimi söyledi.
Ben onunla konuşurken 2 tane tasarımı bitirmiştim.
Yngi: Birini bitirdin mi?
Y.Min: Hayır efendim. 3 tane bitirdim.
Yngi: Getir bakayım. Tasarımlarımı onun masasının üzerine koydum. Sanki hayret edermişçesine bakıyordu.
Yngi: Gerçekten güzel çizmişsin. Bugün fazla çalıştın o yüzden çıkabilirsin. Ama yarın akşam 6'da çıkacaksın.

Y.Min: Peki efendim teşekkürler dedim ve şirketten çıkıp eve geldim. Gerçekten yürürken yorulmuştum. Biraz uyusam sıkıntı olmaz.
~~~~~~~~~~~~~
Birden telefonumun çalmasıyla uyandım.........

GICIK PATRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin