02:30

2.2K 20 4
                                    

Karanlık odam benim kaderimden daha da aydınlık en azından odam da kaderimin karanlığı gibi boğulmuyorum çünkü odamı aydınlatan bir sokak lambam var kaderime yansıyan bir sokak lambam işte. gerci geceleri saat 02:30 gibi sönüyor karanlık kendini odama salıyor bu kaderimede işliyor nasıl bir sokak lambası insanin kaderine işler demeyin çünkü benim kaderime milim milim işliyor 02:30 sokak lambası sönünce babam tam o an da eve giriş yapıyor elinde alkol şişesi küfür savura savura bazen camı kapıyı kıra kıra acaba bugün ne kırılacak vazo,kapı, cam,alkol şişesi, sehba keşke tek kırılan bunlar olsa kalbimin sevgimin kırılması yerine kapı pencere kırılsa seslere ilk annem uyanır ilk başta söylenir daha sonra tartışmaya başlarlar şimdiki gibi annem ve babamın seslerine kalkıp kapıya doğru yürüdüm kardeşim abla digerek seslendiginde birsey olmadigina dair cumleler söyleyip tekrar yatağına yatırıp evin giriş kapisina gitim babam yine annemi hırpalıyordu babamın koluna girerek onu annemden uzaklaştırmaya çalıştım babam duşecegi sirada onu kendime cekerek bana tutunmasına yardımcı oldum annem dönerek. sen iceri geç ben haledirm dedim o hicbir sey demeden odasına girdi babamın koluna girerek onu banyoya dogru götürdüm ışığı yakıp klozetin üstune oturmasina yardim ettim daha sonra odasına gidip temiz kıyafetler alıp yeniden banyoya girdim babam elindeki alkol şişesini hayla kafasina dikiyordu onun bu haline bakıp gülümsedim benim gülümsememi görünce oda gulmeye başladı' içmek istermisin' digerek şişeyi bana uzatı yüzümdeki gülümseme hemen silip hayir dedim hayir der demez kafamda alkol şişesi kırıldı darbeyi alır almaz hemen geri geri cikarak sırtımı soğuk fayansa yaslayıp derin derin nefes almaya calıştım' banaaaa kimseee hayirrr diyemez derse kafasını kırarım'  deyip. Sızmıştı elimi kafama götürdüğümde sıcak birseyler gelmişti bu kan olmalıydı ağlayarak ayağa kalkıp babam doğru yürüdüm kolundan tutup küvete oturmasını sağladım daha sonra suyu ayarlayıp açtım babam suyun altında çırpınırken göz yaşlarımın hızı daha da artıyordu elerimi babamın saçlarına daldırdığımda saçlarıyla oynamaya basladim şampuanı döküp köpürtüm daha sonra suyu tutup köpükten arındırdım o hayla şarkı söylüyordu ben ise ağlıyordum bir yandan da kafamdan kanlar akıyordu gözümün önüne gelen kanları elimin tersi ile silerken' 'özür dilerim dedi gözlerini kapat köpük kacamsin dedim zor cikan sesim ile.' canımın yanmasındanmı korkuyorsun' dedi birsey demeyip saclarinin iyice köpürtüp durladim sen giyin ben salonda seni bekliyorum dedim ve salona geçtim bir süre sonra salona yanima geldi koltuga hazirladığım yataga girdi üstünü örtüp banyoya geçtim yerde yaş olan kıyafetelrini kirli sebetine atıp aynadan kendime baktım yüzümde kafam gibi kanlar icindeyi hata kan donmak üzereydi ağlayarak yüzümü yıkadım ardından ilk yardım çantasını alıp pasuman yaptım ne kadar yapa bildiysem babam kızmadım çünkü acılarını unutmak icin içiyordu o da benim gibi biZim gibi acı doluydu o icip acılarını unutukca benim açım artıyordu yaralarımı saramıyordum iyleşmiyordu bir türlü hergun daha çok kanıyordu. Kolumdaki saate baktım saat sabahın altısına yaklaştığını gördüğümde yine uykusuz kaldığım icin küfür savurdum çünkü derste uyumaktan nefret ediyordum mutfağa geçip çayın altını yaktım dolabı açıp kavalatılıkları masaya bırakıp bir yandan da işim icin hazirlaniyordum



Dişaridaki korna sesinden taksinin geldiğini anlayıp hemen cantamı sırtıma geçirip ayakkabılarımı giymeye calisiyordum kahvaltinin hazir oldugunu biraz yüksek sesle söyleyip evden çıktım kapıda bekleyen taksiye binip adresi verdim yarım saat sonra calıştığım firmanin önüne gelmiştik ücreti ödeyip taksiden inip kapıya doğru yürüdüm gorevliyi selamlayıp iceri girdim kendimi giyinme kabinin atıp uzerimi giyindim kapıdan yoona'nın girmesiyle gülümsedim' Gunaydin' gunaydin yoona 'Nasılsın suratın asık duruyor' iyim her zamanki suratım işte yoona abarttma digerek kiyafetlerimi dolaba koyup giyinme kabinin den çıktım ve  jimin'in masasına doğru ilerledim devriye biti kaptan sıra bende.'  yaaa somin nerede kaldın'  üzgünüm jimin geciktip'  neyse tamam tamam bir ara birlikte yemek yersek afederim'  güldüm seve seve kaptan 'anlaştık o zaman'  hadi kalk git biraz dinlen.'  peki somin hanım emriniz olur' cıvıma yaaa.' tamam tamam ben kacar' jimini gönderdikten sonra hemen masamın başına oturup yolcuları almaya başladım
Hoş geldiniz kimlik ve pasaportunuzu rica edebilirmiyim
' ben dun gece bu havaalanında pasaportumu düşürmüşüm ve bana telefon ile birileri ulaşıp söyledi' 
Anladım adınızı

'JUNGKOOK' 

Kimliginizi alabilirmiyim digerek başımı kadırıp ona baktım

'Tâbi buyrun'

Kimligi alıp telefondan bir kac tuş. Tiklayıp kayıp eşya bolumun aradım

Anna hanım Jungkook adında bir kayıp pasaport oldugunu söylemişiniz dedim jungook bakarak

Anladım digerek tlf kapatıp ayaga kalktım

Yoona hanım buraya bakarmısınız JUNGKOOK'u gostererek bey efendi pasaportunu kaybetmiş ona kayıp eşyalar bölümüne kadar eşlik edermisiniz
'Tâbi somin hanım'

JUNGKOOK bana bakıp Tesekur ederek yoona'yı takıp etmeye başladı bende digere yolcum ile ilgilenirken birinin bana seslenmesi ile kafamı kaldırdım

'somin '

J-jungook bey ?

ŞİDDET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin