YENİDEN

Bölüm 6; Uzak Dur Ondan!

Uzun zaman oldu sanırım... Gerçekten özür dilerim. Bu aralar o kadar iğrenç bir ruh hali içerisindeyim ki devam edemiyorum. Aksatamamaya çalışacağım. Ve küçük bir kurgu sonucu 2. sezon yapma ihtimalim olduğunu söyleyebilirim. İşleri karıştırma gibi bir hayalim var... Hangi çift favoriniz oldu? Bunları kesinlikle bana belirtin...Yeniden; Özür Dilerim!! İşte heyecan dolu başka bi bölüm. Umarım beğenirsiniz.. Yorum yapmayı unutmayın ^^

Krystal'dan Devam;

Yavaşça yatakta doğruldum. Boş duvara boş bir bakış atarak saçlarımı karıştırdım. Aklıma dün gece ve Kris'in öpücüğü geldi anında. Arkamdaki yastığı yüzüme kapatarak küçük çaplı bir çığlık attım. Harika hissediyorum. Neden bilmiyorum ama gerçekten iyi hissediyorum. Luhan'ı nasıl bu kadar kolay bıraktığımı merak ediyorsunuz değil mi? Sehun'un ona bakışlarını görünce.. Luhan'ın Sehun'un olmasını istedim ve Kris'in teklifini kabul ettim. Minho'ya Kris gibi bir rakip harika olurdu. Dediklerini hatırladıkça içim ürperiyor.

-FLASBACK-

Minho bileğimden tutup beni dolap ve kendisini arasında sıkıştırdı. Kulağıma eğilip sessizce 'Seni Seviyorum' diye fısıldadı. Ne dediğini anlayınca göz bebeklerim kafamdan büyük bir şekilde açıldı.

-Ne dediğini zannediyorsun sen?

-Bana aşık olduğunu biliyorum Kry. Sulli'yle çıkmamın tek nedeni seni kıskandırmak istemem. Seni kendime istiyorum tamam mı?!

Dediklerini duyunca Minho'yu üzerimden ittirdim ve ''Çok Beklersin'' bakışımı atarak sınıfa koşmaya başladım.

-FLASBACK END-

En yakın, pardon eski en yakın arkadaşımı bunun için nasıl kullanabilir? Ah, umrumda değil! Sadece Kris'e odaklanmayı düşünüyorum. Evet. Ayrıca zengin sanırım. Buluşmada harika giyinmişti. Düşünmeyi bırakıp giyinmeyi şeçtim. Okul üniformalarını giydim. Saçlarımı taradım ve çantamı alarak evden çıktım.

Yazar'dan Devam;

Krystal evden hızlı adımlarla çıktı. Okulun başlamasına çok vardı ama o erkenden evden çıkmıştı. Bir an önce Kris'i görmek istiyordu. Krystal farkında değildi ama Kris'e aşık olmuştu. Kris onun ilk öpücüğünü almıştı. Kris onun buluştuğu ilk çocuktu. Kris bir gecede Krstal'ın herşeyi olmuştu. Krystal'ın bundan haberi yoktu. Ne büyük bir işe giriştiğinden haberi yoktu. Kris.. Ona gelince; o çok varlıklı bir ailenin tek oğluydu. Chen ve Lay'in kuzeni oluyordu aynı zamanda. Ailesinin çok büyük bir şirketi vardı ve Kris o şirketin başına geçecekti. Küçük yaştan beri onunla ilgili dersler alıyordu. Ailesi okumayı bırakmasını, evde ders almasını teklif etmişti ama Kris bariz bir şekilde anında reddetmişti. Liseye gitmek, kuzenleri ve arkadaşlarıyla takılmak, bir kız arkadaş bulmak istiyordu. Arkadaşları; Sehun,Suho,Tao,Xiumin,Yeol,Baek,Soo,Kai ile çok yakındı. Arkadaşlarla ve kuzenlerle takılma işi tamamdı. Kız arkadaş? Sanırım Krystal bu işi hallediyordu. Kris... Krystal'dan hoşlanıyordu. Ama onun için aşık olmak çok uzun süren bişeydi. Çok uğraş verici. Çok yavaş. Ama gerçekte öyle değildi işte. Kris çoktan ''hoşlandığım'' dediği kıza kendini kaptırmıştı. Birden hoşlandığı herşeyi olmuştu. Onlar aşıktı. Tao... O bir kahraman. O babasının annesini öldürmesi üzerine babasıyla yaşamaya devam eden ve babasını ailesinden kalan tek insanı kanserde kaybeden yetimhanede büyüyen ve Suho'nun ailesinin onu evlat edinmesi sonucu hayatı kurtulan an en güçlü kahramandı o. Aşk hayatı hiç var olmamıştı. Her gece ağlıyordu genelde. Annesinin ölüşü rüyalarındaydı. Babasının acı çeken vücudu aklındaydı hep. Aşık olamıyordu. Ya da o öyle sanıyordu?

Krystal uzun bir yürüyüşten sonra okula gelmişti. Otobüse binmemişti, nasıl olsa zamanı vardı. Tüm yürüyüş boyunca ilk öpücüğünün gerçekleştiği vardı aklında. Kris... O da kendisini seviyor muydu? Yoksa sadece zaman geçirmek için mi bunu yapmıştı? Ya Kris sadece zaman geçirmek istiyorsa? Krystal'ın ona aşık olması... Krystal için çok kötü olurdu.Krystal ilk defa aşık oluyordu ve bu... Ağırdı. Krystal için çok ağırdı.

Zilin çalmasına 5 dakika vardı ama tüm okul bahçede sıra olmuştu. Krystal hızlı adımlarla keni sınıfını bulup sıraya geçti ve saniyeler içinde önden Minho Krystal'ın yanına gelip kulağına ''Günaydın Prenses'' diye fısıldamıştı. Krystal ters bir bakış atarak sakince ve ters bir şekilde ''Sanada'' cevabını verdi. Krystal gözlerini önüne -kürsüye- dikmişti ki yanında bir patırdı oluştu. Yana baktığında Kris şirin bir şekilde kendisine gülümsüyor ve şirin bir ifade takılıyordu. Minho'ya döndüğünde yerden kalkmaya çalıştığını gördü. Kris.. Krystal'I kıskanmıştı?!  Bu iyi birşeydi... Değil mi? Önüne döndüğünde müdür konuşmaya başlamıştı. Okulda tadilat olacağını ve sadece bir ağlığına sınıflarda küçük bir oynama olacağını belirmişti.. Yeni sınıf yerleştirilmesine göre sadece Minho,Krystal ve Tao aynı sınıftaydı. Bu Krystal için pek iyi değil di. Minho'yla aynı sınıf? Neyseki Tao yanındaydı. Peki herşey iyiyken neden düşman sınıfa denk gelmişti? Ahh.. Krystal için bu hiç ama hiç iyi değildi.. Sınıflara ayrılacakları sırada Kris Krystal'ın kolunu tuttu ve şunları söyledi;

-Tenefüslerde sınıfının kapısında olucam. Minho'yla yakın olayım deme. Tao'nun yanından ayrılma. Bişey olursa Tao'ya söyle. Diğerlerinden uzak dur. Seni seviyorum.

Koşarak uzaklaşmıştı Kris anında.  Seni seviyorum? Bu ilk değildi. Daha önce Minho'da Krystal'ı sevdiğini söylemişti...

Krystal,Tao ve Minho sınıfa girdiğinde Tao Minho'yu iteleyerek Krystal'ın yanında -ikisinin arasına- geçti. Krystal gurunun okşandığını hissetti. Öğretmen kendilerini tanıtmalarını isteyince Krystal biraz kekeleyerek ''Merhaba, ben Krystal. Lütfen kısa bir süreliğine beni idaer edin'' dedi. Sıra Tao'ya geldiğinde Tao ''Merhaba ben Tao. Lütfen kısa bir süre beni görmezlikten gelin'' dedi. Ve Minho'ya gelince ''Merhaba! Ben Minho. İyi geçinelim~'' demişti. Krystal bu duruma sinir olmuştu. Yarışmalarda onları birbirine düşüren kendisiydi ve şimdi şirinlik miyapıyordu? Hain. O sadece bir haindi.

Sıralara oturacaklarında Tao Krystal'ı elinden tutarak yanına oturtmuştu ve Minho'da boş bulduğu bi çocuğun yanına oturmuştu (Y/N; O çocuk Jonghyun aklınızda bulunsun) Öğretmen ders anlatmaya başladığında Tao ve Krystal aynı anda başını sıraya koydu ve uyumaya başladılar. Tenefüs zili çaldığında öğretmen çıktığı an Kris içeriye girip Krystal'ın elinden tuttuğu gibi dışarı çıkardı. Tao da onları izledi. Dışarı çıktıklarında tüm sınıf toplanmıştı. Sınıf başkanı konuşmaya başladı;

-Sadece bizim sınıf dağıtılmış. Bizi ayrımaya çalışıyorlar. Tadilat falan olacağı da yok. Kandırıldık. Bizim sınıfı ikinci bir müzik odası yapacaklarını duydum. 

Herkes şokla birbirine bakıp söylenmeye başladı. Krystal sessizce Kris'e bakıyordu ve Kris'de sesizce Krystal'a bakıyordu. Diğer tüm çiftler aynı sınıftaydı ama Krystal ve Kris ayrı... Bu haksızlıktı. Gerçekten büyük bir haksızlık. Zil çalana kadar sınıf belli bir yer belirlemiş ve her tenefüs/öğle arası buluşacakları yeri oluşturmuşlardı. Gelmeyen tek kişi Minho'ydu. Zilin çalmasıyla herkes sınıflara ayrıldı. Kris Krystal'ı sınıfa bıraktı ve tam o sırada Tao lavaboya uğramıştı. Kris yolun yarısında tekrar kontrol etmek iiçin arkasını döndüğünde Minho'nun Krystal'ı çekiştirdiğini -sürüklediğini- gördü. Arkalarıından koşmaya başladı. Dolapların olduğu bir yere götürmüştü Minho Krystal'ı (Y/N; Eskiden götürdüğü yerle aynı yer) Dolaplara sırtını dayayıp elini kendi ellerine kenetlemişti. Dudaklarını Krystal'ınkilere yaklaştırıp ''Yeniden beni sevemni istiyorum Krystal. Seni seviyorum ve beni sevmeni istiyorum'' demişti. Kris için bu kadarı fazlaydı. Hızla harekete geçip Minho'yu karşı dolaplara ittirerek bağırdı:

- ONDAN UZAK DUR!!!

Baya geç olduğunun farkındayım. Yeniden özür dilerim. Hikayenin ismini bu bölümde iyice açıkladığımı düşünüyorum... Kısa olduğunun farkındayım ama en az 5 kere silip yeniden yazdım ve 2 haftadır bu bölüme uğraşıyorum. Yorum yapın lütfen!! Vote'dan daha önemlisi yorum benim için. Okuyucularıma teşekkür ediyorum. Gelecek bölümü HunHan ve KaiSoo ağırlıklı yapmayı düşünüyorum.. Ne dersiniz? Yorumlarınızı bekliyorum!! ^^

-Yağmur