Böyle Rezillik Yüzyılda Bir Olur

15 4 2
                                    

Tuğra ile evlerimize gidip hazırlanmak üzere ayrıldık. Eve gittim  kısa bir duş aldım. Ardından çantamı omzuma atıp yola koyuldum. Yürürken hala acıyordu. Of ya! Ulan Efe neden böyle bir son hamle yaptıysan! Tamam biraz abarttığımı kabul ediyorum ama bunun da acısını çıkartacağım elbet. 😡
                           

                              ***

Bu aralar dersler yoğun olunca ara ara çalışmamız gerekiyor. Bu sefer derste çok değişik bir konu işlenecekmiş. Kısa animasyonlar izleyip istediğimiz karakterlerin psikolojik durumunu analiz edeceğiz. Benim için çocuk oyuncağı olur. Zaten sözel olan her konu ve insan psikolojisi benim  uzmanlık alanım.

   Gel gelelim kovulduktan sonra bizimkilere ne oldu. Efe bu sinirle evde biraz daha esip gürlemiş. İşin aslı telefonda Tuğra'ya bağırıp çağırmış. Tuğra da evdeki birkaç işini halledip Efe'nin yanına gitmiş. İşte buna aklı sen mi verdin, bir dahakine affetmem toplu kıyım yaparım...diye birsürü şeyi sıralamış. İşte sonra da benimle buluşmak için aradı ve okulun orada beklememi söyledi.

  Ben de telefonda bir şeylerle uğraşırken biri omzuma çarptı. Kafamı kaldırıp baktığımda bizim Efe olduğunu gördüm. Demek hala sinirli !  Pek sinirli kalamayacak kadar neşeli olduğunu sanıyordum halbuki. Suratı asık bir şekilde öylece dikiliyor. Neyse buluruz güldürecek bir şeyler.

   Tuğra'ya baktım, o da kafasını olumsuz şekilde sallayarak yanıma geldi. Derin bir of çektim ben de. "Kısa sürede eskisi gibi olmasını sağlayacak bir şey yok mu?"

  Biraz düşünür gibi duraksadı bakışları. " Aslında senin yapabileceğin bir şey yok gibi ama... Biri var."

   Merakla baktım yüzüne. Cevap vermeyince de heyecanla dürttüm. "Söylesene oğlum ya!"

"  Dedim ya biri var diye. Aslında imkansız gibi bir şey ama o neşesini yerine getirebilir bizimkinin. "

" Şu inatla bana bahsetmediğiniz kız mı yoksa?"dedim sinirle." Evet ta kendisi. " dedi ve ümidimizin kalmadığını belirtti.
 
  " Niye böyle imkansız diyerek pes ediyorsun ki? Kim olduğunu söyle hallediyim. Hem kızlar beni sever bilirsin."dedim.

" Olmaz Efe bu sefer kesin keser beni." deyince Efe'nin biraz uzaklaşmasını bekledim ve Tuğra'yı kenara çekip duvara yasladım. Niyetim onu sıkıştırmaktı. Boğazına kolumu dayadım." Hemen ötmezsen de ben seni keseceğim ona göre. Bak boğarım seni. Ne var bu kadar gizleyecek şu kızda? Aşık olacak değilim ya hani!"

  Tuğra hala benim ani çıkışlarıma alışamamış olacak ki afalladı ve gözlerinde panik kırıntılarını gördüm. "Bence biz bu konuyu burada kapatsak, ha nasıl olur?!" dedi ama nafile. Ben bunu şimdi öğrenmezsem ilerde ne yapacağım belli olmaz. " Diretme Tuğra! Çıkar ağzındaki baklayı. Şimdi olmazsa başka zaman öğrenirim, ne yapacağımı ben bile kestiremiyorum!"

  " Ya abi ne oluyor sana böyle? Nolur kendine gel! Söyleyemem."
Sinir tepeme doğru çıkarken iyice yüklenip boğazına yapıştım bu sefer." Ben anlamam gerçek miyim değil miyim. Belki de hala tanımıyorsunuz beni. Ne dersin? Biraz daha zorlaştıralım mı şu işi. Yoksa canını seviyor musun? Söyle hadii! "diye sonlara doğru yüzüne kükredim.

" Tamam tamam söyleyeceğim ma bak Efe duyarsa beni kollayacaksın. Sen de buna söz ver. Bu gün seni kurtardım onun elinden. Bak o da en az senin kadar deli."

" Tamamdır orası bende de sen daha fazla beklersen söylediklerimi uygulamaya geçeceğim." diye uyardım. Bazen ben bile dengesiz yanımı kontrol edemiyorum.

" Biz daha üniversitenin başındayız ilk bir ay geçmiş. Dersler henüz pek sarmadı ama  izim Efe habire telefon elinde kızın birinin resmini çekiyor. Sonra da adını öğrenip instadan takip etmiş falan. Sorunca biraz ısrar ettiğim için benden söz alarak anlattı. Bu kız onun liseden beri sevdiği bir nevi platonik aşkı falanmış. Adı da Buket. Buket Bozdağ. O da senin fakültede." şimdi anlaşılıyor. Ben kıza gidip bir şey söylersem diye bütün bu gizli saklı mesele.Ama hiç gerek yoktu böyle olmasına. Bana yapmamı söylemedikleri sürece neden konuşayım ki. Sonunda Tuğra'yı serbest bıraktım. Boğazını ovup derin nefesler aldı. Biraz fazla üstüne gittim galiba. Resmen nefesi kesilmiş çocuğun.

  Ben istediğimi alınca sınıfıma gittim. Ne de olsa hepimiz haftada sadece birkaç dersi beraber işliyoruz. Herkes başka sınıflarda derse giriyordu. Sınıftaki yerimi aldım. Ama bu sefer adının Buket olduğunu öğrendiğim kıza baktım.  Kıza bakarken o da benden tarafa döndü. Göz göze geldik. Bir an sanki bana gülümsediğini sandım. Ama gerçekten buna inanamadım çünkü çok kısa bir andı.

Ders boyunca dikkatimi bir türlü toplayamadım. Aklım bizimkilerdeydi. Nasıl olur da ben Efe'nin gönlünü alacaktım ki! Keçi inadı var onda.

Dersin bitmesine az kalmıştı. Son iki dakika falan kalmıştı. Vay be bizi Efe'ye bak sen. Lise aşkı ha! En iyisi bunu fazla kurcalamamak. 

                                ***

Dersten sonra kampüsün kafeteryasında buluştuk,öğle yemeği vaktiydi ama benim kiç iştahım yoktu. Aklım hala Efe'deydi. Tam karşımda olmasına rağmen!

Tuğra ise yanımda oturuyordu. Efe hala bize bozuk atıyordu. Yemekler güzeldi güzel olmasına da benim de çocukların da pek iştahı yok gibi görünüyordu. Pek fazla bir şey yiyemeden doymuştum. Ayağa kalkıp yemek tepsimi de elime aldım. Yemekhaneye bırakıp çıkacaktım. O sırada Tuğra ile göz göze geldik. Bana napıyorsun der gibi tek kaşını kaldırdı. Bir ben yapamıyordum şunu yaw.

Neyse...
Tepsim elimde Efe'nin yanından geçiyordum ki ayağım kaydı ve bütüün tepsi üzerime döküldü. Yere yağlı bir şey dökülmüştü. Efe ve Tuğra bana şaşkınlıkla bakakaldı. Bense olayın şoku ve bütün şanssızlığımla öylece berbat oldum. Herkes bana bakıyordu. Rezil olmuştum m artık yapacak bir şey yoktu. Ben de ayağa kalktım ve yemekhaneden o rezil halimle çıktım. Efe ile Tuğra da benimle birlikte çıktışar. Tuğra "Esat ben sana temiz giyisilerini getireyim. Dolabındaydı değil mi?" dedi. O sırada ben sinirküpü olmakla meşguldüm. Yolda da birkaç kişi bana baktı. Bu beni daha da sinirlendirdi. Ama umursamamaya çalıştım. Tuğra'ya "Evet" dedim bir yandan da.

  Okulun havuzunun duşlarından birine gidip TEKRAR yıkanmak için girdim. Giyisilerimle beraber girmiştim. Suyu üzerime öylece tuttum ki en azından giyisilerim biraz temizlensin.  Efe de kabinin diğer tarafında beni bekliyordu. Şaşkınlıktan sinirini unutmuş olmalı. 10 dk sonra işim bitti ve Tuğra'nın getirdiği eşofman takımımı giydim. Ardındann çı

Kim bilir şimdii bennim hakkında neleee konuşuluyordu?! [ Şok! Şok! Şok! Buzlar Prensi yemeğe bulandı. ]

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İhanetin AcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin