Aklımda Sen Gönlümde Başkası #4N1K

Ramses'in Gözleri

Evet gerçekten nefret ediyorlardı Barış'tan. Yaprağı oynattığını düşünüyorlardı. Onu midesi ekşidi diye aşık oldu sanıyorlardı. Halbuki o yaprak için kendini öldürmekten öte yaprağı öldürebilirdi. Yaprağa bir şey olmasın diye o aklından geçebilecek en acısız şekilde onu öldürebilirdi işte biraz sonra olacağı gibi...

******************************************************************

Dansımız şarkının da bitmesiyle son bulmuştu.
"Yaprak sen masalları sevmezsin biliyorum ama efsanelerden de nefret etmezsin değil mi?"
"Hayır neden nefret edeyim ki?"
"O zaman biz de efsane karakterleri olalım ne dersin ?"
"Tabii ki bu bizim efsanemiz olsun!"
"O zaman bu efsaneyi dinlemelisin gözlerinin yeşiline öldüğüm kadın!"
Yaprak gülümsemekle yetindi.
###############################
Mısırlı Ramses de inanmıyordu aşk'a
Bu yüzden de gözlerini mumyalatmadı
Yüzyıllarca piramitleri dolaştı sessiz
Rastlayamadı aşk tanrıçası Kleopatra'ya.

Ramses'in gözleri mumyalanırken açık bırakılmış. Aşk'a inançsızlığını göstermek için mumyacılar onu adeta cezalandırmışlar. Kum fırtınaları ile geçen günlerin ürpertici sessizliğinde Ramses asırlardır gönlünün sultanını aramış. Elleriyle gözlerine dokunacak ve onu sargılardan kurtaracak kadını beklemiş durmuş.

Ülke savaşlar, barışlar görmüş geçirmiş. Bir günün rüzgarı kovalamış zamanı. Aşk uğruna nice güneşler doğmuş batmış.Yaşam her gün giyip giyip çıkarmış kirlenen entarilerini. Sevdanın gelgitlerinde onlarca güneş doğmuş sevenlerin yüreklerine.

Ramses'in gözleri inanmıyordu aşk'a. Onun için gözlerini mumyalatmadı. Yüzyıllarca piramitlerde dolaştı, ıssızca. Rastlayamadı Aşk tanrıçası Kleopetra'ya.
Ramses'in gözleri o günden bu güne hiç açılmamış. Çok uzaklarda eski gömütler gün yüzüne çıkınca tarih haykırmış, hesap vermiş asırlar sonra. Ramses'in gözlerini bir akrep kemirmişti ve 'Akrep Kral' olmuştu Ramses...

"Ramses Kleopatra'ya rastlayamadı belki ama biz aşık olduk birbirimize değil mi Barış?"
"Evet Amazon kızım!"
"Bir tane de ben anlatıyım. Ama efsane değil ben ilk hislerimden emin olmaya çalıştığımda ki düşüncelerimi aktaracağım sana aynen bunları düşünmüştüm...

Aklımda darmadağın şekilde duruyordu o, kırıntıları elimde gönlünü bana emanet etmiş bir şekilde.
O dediki gönlünü bana verirken ister sev ister öldür.
Ah çok cahil dedim, zaten severken öldürür insan.
Öldürdükten sonra anlar sevdiğini. İkisi de yeterince karışık geldi bana. Elimde hala kalbinin kırıntıları. Aklımda da kalbinin geri kalanı. Aklım o an kalk gidelim elbet o kırıntıların gideceği kara toprağa dedi. Elbet buluşacaktı o kırıntılar kara toprakla ama  aklımda hep bulunacaktı sadece saklanacaktı. Benim onu istemediğimi düşünecekti ee haliyle de korkacaktı. Ama o benim içimde keşfedilmeyi bekleyen ikinci kişiliğim gibi keşfedilmeyi bekleyecekti. Ama hiç keşfedilemeyecekti. Ofladı hep saçma sapan konuşan iç sesim vazgeç yaprak bırak ikisini de öldür. Ya yaşayan ölüler olsunlar, ya da yaşamayıp da sensizlikten ölenler. Ne kadar ölümden bahsettim ben. Ama hala dünyanın kanununu anlayamamam ne acı değil mi ? Berabere bitirmek sadece oyunlarda olurdu. Hayatta bir oyundu başı veya sonu yoktu ama kazanmakta kaybetmekte vardı. Birinin mutlu olması için diğerinin kaybetmesi kuralını öğrenememişti yaprak. Yıllarla işi olmadığının farkındaydı ama 12 yıl çöpe atılamazdı. Sordu kalbine Ali mi Barış mı diye ?
Cevap belliydi Ali diye haykırdı kalbi. Yaprak farkında değildi ama aklındaki farkındaydı yaprak iki seçenek değil üç seçenek arasında kalmıştı. Bunları düşündü ve uyuyakaldı. bilinçaltı ne garipti. Sanki o çok normaldi ya. Kalbi hızlandı uyurken terlemeye başladı ve birden uyandı. Yaprakça beddualarını saydı içinden tekrar yatmayı denedi olmadı. Mesaj yazmaya başladı çünkü bu mesajdan sonra ya kırıntıları toprağa gömecekti ya da onu aklına yerleştirerek bir iki iyi anıyı silecekti. Ama kalbi aliyistiyordu , haykırıyordu. Ya bildiği sularda yüzecekti. Ya da risk alıp bilmediği bir denize bodoslama
atlayacaktı.

"Ah çok cahil dedim,zaten severken öldürür insan. İyi söz Amazon böyle düşündüğünü bilmiyordum. Hoş seninde benimle ilgili çok şey bilmiyorsun ama..."
"Neymiş onlar?"