[Hayal Kırıklığı]

15.9K 1.6K 2.7K
                                    

"Uyanıyor! Jin uyanıyor!"

Kulaklarım bana acı çektirmek istiyormuş gibi kalın sesi yankılamış, yanan gözlerimi açmaya çalışmıştım.

En son hatırladığım şey arabada dünyaya elveda dediğimdi. Şu an cehennemde bile olabilirdim çünkü burası fazla sıcaktı.

"Jungkook?"

Yankı, an an kaybolurken Taehyung'un kadifemsi sesini işitmiştim. Bu sesten sonra cennette olduğuma emindim.

"Gözlerini açamıyor biraz suyla ıslat"

Seokjin denen adamın sesini duyduğumda gerçek dünyada olduğumu anlamam uzun sürmemişti. Suratımda bir ıslaklık hissetmiştim sonra yerini naif dokunuşlar almıştı.

"Oh, iyisin"

Gözlerimi sonunda açtığımda bulanıklık karşılamıştı beni. Zamanla bulanıklık yerini netliğe bırakmış, Taehyung'un çökmüş yüzü görmüştüm.

Güzelliğinden bir şey kaybetmemişti ama soluktu. Gözleri uyumadığını belli etmek istercesine kızarmış, esmer teni kireç gibi olmuştu.

"Bu halin ne senin?" Yorgun halimin aksine güçlü çıkan sesim onu afallatsa da ciddi ifadesini bozmadan Seokjin'e bakmıştı.

"Genelde, hastalarımın uyanınca 'nerdeyim ben?' dediğini duyarım ama sen bir değişiksin"

Seokjin kendi kendine söyenip güldüğünde yerimden, karnımda hissettiğim acıya inat yüzümü buruşturarak kalkmaya çalıştığımda Taehyung olduğu yerden fırlayıp doğrulmama yardım etmişti.

Ona daha dikkatli bakınca zayıfladığını da görmüştüm. Cidden çökmüş görünüyordu. Bir günde bu kadar zayıflayacak değildi herhalde.

"Kaç gündür yatıyorum ben?"

"İki haftadır"

Seokjin sakince söylediğinde, kükreyerek "Ne!" diye bağırmıştım.

"Sikik bir kurşunla vuruldum ve iki haftadır yatıyor muyum?"

Seokjin gülerek onayladığında yanımdaki ilaç tüpünü kafasına fırlatmıştım. Gereksiz gülen insanlardan nefret ederdim. Bu adam sürekli gülüp sinirlerimi hoplatıyordu.

"Ne sırıtıyorsun amın oğlu!"

Yanımdaki masayı da ona doğru itip devrilmesini sağladığımda Seokjin "ilaçları getirin!" diye bağırarak odadan çıkmıştı.

"Sakin ol"

Saçlarımı yolarak gülmeye başladığımda Taehyung kolumdaki ellerini çekmişti. "Sinir hastası birine bunu söylememelisin"

Tekrar gülmeye başladığımda bu sefer yüzümü elleri arasına almıştı. "Kendine gel! beni korkutuyorsun"

Bir anda gülmeyi keserek bakışlarımı yerden, gözlerine çıkarmıştım. Yorgun bakıyordu. Sanki iki haftanın yükünü gözlerinde taşıyordu.

"Ne bu halin?" biraz önceki halime kıyasla sakin çıkan sesime şaşırsa da ellerini yanaklarımdan çekmemişti.

Benim de ellerim onun yüzünü kavramış, yanaklarını sevmiştim. Buna ihtiyacı varmış gibi gözleri anında kapanmış ve sedyeye oturup iyice bana yaklaşmıştı.

"Çok kan kaybettin"

Yüzümde olan elleri kollarıma inip bileklerime kadar gezinmişti.

"Bembeyazdın Jungkook. Kurşun karın boşluğuna gelmiş ama buraya varana kadar çok kan kaybetmiştin, bir ara..."

Car Thieves •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin