Amanda
Tamam, bunu beklemiyordum. Ben daha çok okulun sürtüklerinden birisinin dudağına yapışmasını beklerdim... Ama...
Geri çekildim. "Amanda, benimle çıkar mısın?" dedi. Katıklı odun! Odunca bir cevap vereyim o zaman. Başımı sallayarak "heeeee" dedim ve sarıldık. Ay ne ÖKÜZ(!)
...
"Amanda,bundan sonra bana James diyebilirsin. adımı değiştirdim!" Jason salağına döndüm. "Jason ne saçmalıyon?" dedim. "James!!!" dedi ve bana kosup sarıldı. Katıklı odun.
Selena
"Peki ya deniz gerçekten masmavi mi? Herkes bundan söz ediyor." dedim Demi'ye merakla. "Hayır. Öyle değil. Herkes öyle söylüyor ancak değil. Deniz, yeşil ve mavinin karışımı bir renktir ve bu gerçekten çok hoş. Gözlerin bir gün herhangi bir renk görmeye başlarsa eğer, bu kesinlikle bu renk olmalı." dedi Demi. Demi beni aniden doktora götürme kararı almıştı ve gitmiştik. Doktor bana güzel haberlerle döndü. Bir kaç ay içinde siyah ve beyaz dışında başka bir renk görecekmişim. Gözlerim yavaş yavaş renklere açılmaya başlıyormuş. Bende Demi'ye doktordan çıktığımızdan beri -yaklaşık yarım saat- bir şeyi gösterip rengini anlat diyordum. O da seve seve anlatıyordu.
"Bluzümün rengi?" "Pembe. Pembe çok güzel bir renktir. Aşkı, sevgiyi ve sıcak kanlılığı görebilirsin bu renkte."
"Peki kırmızı dedikleri renk nasıl?" "Kırmızıya baktığımda her zaman tutkuyu ve ateşi görüyorum. Kırmızı aynı zamanda tehlikeyi de gösteren bir renk." "Yeşil?" "Doğanın rengi. Yeşil, sana huzur verebilen bir renk. Yani, bana huzur veriyor." "Sarı?" "Sarı çok güzel bir renktir. Doğanın en temel ana renklerinden ve içimi ısıtıyor. Artık yeterli. Eve geldik." Dediğinde çantasından anahtarını çıkardı ve kapıyı açıp içeri girdi. Arkasından bende.
"Nerelerdeydiniz?" dedi Justin. "Göz doktoruna gittik. Selena'nın gözleri yavaş yavaş açılmaya başlayacak renklere bir kaç ay içinde. Yarın seni götürüyorum Justin. Sonraki gün ise Miley'yi." dedi Demi ve yukarı çıktı.
Demi
Odama girdiğimde çantamdan telefonumu çıkarıp Amanda'yı aradım. "Alo abla?" "Merhaba tatlım. Neredesin?" "Şey, James-- yani Jason'la dışarıdayım." Dylan'ın kardeşi Jason mı? "Pekala. Eve gelmeden bol miktarda çikolata al tamam mı? Moralim bozuk." dedim ve birşey söylemesini beklemeden telefonu kapadım. İki türlü.
Çok iyi rol yapıyordum ancak mutlu görünmek gerçekten zordu. Bugün Selena'nın kontrolü bittikten sonra doktor benimle yalnız görüşmek istedi. Başlarda anlamaları zor olmuş ancak Selena'nın renk körlüğünün asıl nedenini anlamışlar. O doğduğundan beri beyninde büyüyen bir tümör varmış ve bu başlarda gerçekten küçükmüş. Bu sene farkedilebilir hale gelmiş. Eğer gerekli tedavi yapılmazsa bir renk görmeye başladığı ilk an ölme tehlikesi yüzde yirmiymiş ve eğer tümör daha da büyürse, bu ihtimal yüzde ellinin üstüne çıkarmış.
Bugün bunu söylemeyeceğim. Yarın söyleyeceğim. Bugün çok mutluydu ve onu üzmek istemiyorum. En iyi arkadaşımı üzgün görmek istemiyorum.
Dırıdırıt dı dıııııtt! Yb yazdım! Vay be, ilhamın gelmesi çok uzun sürdü! Bölüm çok kısa biliyorum ama bunu geçiş bölümü olarak sayın lütfen! ^^
Ayrıca karakterlere sorma etkinliği devam ediyoğoğorr!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İT'S RED!
Teen FictionHayatı hiç renksiz gördünüz mü? Bu tıpkı melodisi olan ama sözleri olmadığı için anlamı olmayan bir şarkı gibi. İşte ben hayatın melodisini duyuyorum sadece. Sözleri yok. Anlamı da..