Ertesi Gün
Saatin şok edici sesiyle yeni bir gün daha başlıyor benim için. Renkleri yine göremediğim lanet olasıca bir gün. Keşke görebilseydim. Ahh özür dilerim kendi kendime farketmeden acındırıyorum. Bugün pazar günü olduğu için aşağıya giyinmeden inecektim.
Ayağa kalktım ve tuvalete gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra derin bir nefes alarak aşağıya indim. Aşağıya indiğimde herzamanki yerime, Miley'in yanına oturdum. Miley'in diğer yanında Harry oturuyordu. Benim karşımda Amanda, onun yanında Demi, onun yanında Niall ve Niall'ın karşısında Justin.
Yemeklerimiz bittikten sonra tam odalarımıza çıkacakken "Hey nereye? Odanıza çıkacaksanız giyinin. Pikniğe çıkalım." Diyen Amanda'ya -Harry hariç- döndük. Miley Harry'i yolladı ve somra anlatacağını söyledi. Tabi işaretlerle. " Tatlım benim bugün bizim uyku günümüz" dedi Demi. "Yarında benim okul günüm. Nereye gideceğim ben?" Dedi Amanda. Haklıydı. Bizimde yarın okulumuz başlıyor. Yaz tatilinden çıkınca böyle mal gibi kalırız. "Madem öyle çıkıyoruz bebeğiim!" Dedi Demi. Madem öyle giyiniyoruz.
Odama modeline bakarak seçtiğim elbise umarım rengiyle beraber şıktır. Ardından ne renk olduğunu bilmediğim parlatıcımı sürdüm. Allık ve far işini boş verelim. Kalem sürdüm. Ayakkabımı Demi seçecekti. Bu nedenle Demi'yi çağırdım. Gelince hemen ayakkabı odama daldı. Birkaç dakika sonra modeli güzel bir ayakkabı bulmuştu. Sanırım kıyafetimle uyumlu bir renkti çünkü Demi her zaman öyle seçerdi. Yani söylediği ve anlattığı kadarıyla öyle biliyorum.
Hazır olduğumuzda aşağı indik. Demi hemen Niall ve Amanda'nın koluna geçti. Miley ve Harry beraber kolkola aşağı indi. Bende Justin'in koluna geçtim. O benim en yakın arkadaşlarımdan olduğu için vır vır etmem. Beni güvende hissettiriyor.
Arabaya bindiğimizde Demi herzamanki gibi sürücü koltuğuna geçti. Amanda onun yanına geçmek istedi. Araba büyük olduğu için rahat bir şekilde biz geri kalanlar arkaya oturabildik.
Yarım saat sonra Amanda'nın yeni okulu olduğunu düşündüğümüz okula geldik. H-hayır. Olamaz. Burası b-benim e-eski o-o-okulum!? "Demi? Burayı niye seçtin?" Dedim. "Burası harika bir okulmuş. Öyle duydum." Dedi. "Öyle mi? Ben biraz dolanacağım." Dedim ve yürümeye başladım. Onlardan uzaklaştığımı anlayınca ağlamaya başladım. Neden o okul? Niye? Beni öğretmenler dahil dışlayan bir okul orası. Keşke Demi'ye söyleseydim. Ancak Amanda ne yapacak? Onunda oraya gitmesi lazım. O yüzden susacağım.
Ağlamaya devam ederken arkamda bir el hissettim. "Hey, neden ağlıyorsun?" Diye bir ses geldi arkamdan. Çok tanıdık olduğu için hemen arkama döndüm. Justin'di. "Demi beni öğretmenlerin dahi dışladığı bir okula Amanda'yı kayıt ettiriyor. Sence ne yapmalıyım?" Dedim. "Bence söyleme. Yani Amanda'nın yanında. Çünkü bu okulu Demi'ye o tavsiye etti." Dedi. "Hey, yanıma otursana?" Dedim. Evet ufak bir ayrıntıyı size söylemeyi unuttum. Bankta oturuyordum da. Herneyse Justin geldi ve yanıma oturdu. "Hey Selena"diyince ona döndüm. "Benimle çıkar mısın?" Deyince gözlerim faltaşı gibi açıldı. Beynim 'hayır de' diyor ama kalbim 'evet'. Hey kalbim sana ne oluyor bu sabah ona en yakın arkadaşım diyorduk? 'Mal mal konuşma onu sen dedin. Git çık çocukla' Mal olan sensin . Neyse. "Beni sevmiyorsan sorun değil Selena bunu bana hayır diyerek belirtebilirdin." Dedi. Tam kalkacakken kolundan tuttum." Özür dilerim o anın şaşkınlığıyla dilim tutuldu. " dedim. "Yani?" Dedi bana dönerek. "Evet." Dedim. Beni kaldırdı ve döndürmeye başladı. Umarım düşmeyiz. Ne? Ne yani bunu hiç kimse düşünmüyor muydu? Ben öyle düşünürüm bana aldırmayın. Beni bıraktı. Ne kadar garip. Resmen ben ağlarken geldi ve beni güldürmeyi başardı. 'Sana dediklerimi her zaman dinlersen anı yaşar mutlu olursun. Bazen acır ama en azından mutlu olacaksın. Ve ona aşıksın canım. Yeni farkediyorsun.' Peki. Öyle olsun. Dinleyeceğim. Tamam mı?
El ele okul bahçesine yürüdük. Geldiğimizde "Ne oluyor? Yoksa siz uzun süredir beraber miydinizde ben dün farkedemedim?" Dedi Amanda. "Hayır tatlım. Şimdi beraberiz." Dedim. "Çook sevindiim!" Dedi Harry dışında herkes. Miley hemen anlatmaya başladı olayı. "Harry sizin adınıza çok sevinmiş çocuklar." Dedi Miley. "Teşekkürler Harry" dedim el işaretiyle. Sonra Demi'ye döndüm. "Okul olayı ne oldu?" Dedim. "Haftaya başlıyor. Geç kayıt olduğu için." Dedi.
Arabaya yine aynı şekilde bindik. Şimdi piknik yapacağımız için alışveriş yapacağız. Market yakın olduğu için 10 dk da vardık. Hepimiz indik. İçeri girdiğimizde ne istersek sepete koyuyorduk. Tam cipsimi alacakken arkadan "Gomez? Bu sen misin" diyen bir ses duydum. Arkamı döndüm. Olamaz. Bu. B-bu. Dylan?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İT'S RED!
Teen FictionHayatı hiç renksiz gördünüz mü? Bu tıpkı melodisi olan ama sözleri olmadığı için anlamı olmayan bir şarkı gibi. İşte ben hayatın melodisini duyuyorum sadece. Sözleri yok. Anlamı da..