Skylynn'ın ağzımdaki ayağınını itiştirerek yataktan kalktım. Gece korkmuşmuş, annesiyle babasının odası kilitliymiş (!), abileri ayı gibi yatıyormuş da benle yatabilir miymiş. Kendisinin de bir prenses gibi uyuduğu söylenemez.
Aşağıda mutfaktan gelen seslerle direkt olarak oraya indim. Kendimi sanki bu evin hizmetçisi gibi hissediyordum ve bu duygudan bir an önce kurtulmam gerek.
''Günaydın Bayan Grier.''
''Günaydın, oraya götürmek için kahvaltılık bir şeyler hazırlıyordum ben de.''
''Ben ne yapayım?''
''Skylynn'ı hazırla tatlım.''
''Başka?''
Elindekileri bırakıp tamamen bana döndü ve sevecan bir tarzda;
''Sadece Skylynn.'' dedi.
Arkamı dönmemle sıcak bir bedene gömülmem bir oldu.
''Pardon Nash, fark etmemişim.''
''Önemli değil, şu gördüğün kaslar beni koruyor.'' dedi salak salak sırıtarak.
''Hangi kaslar pardon?''
Sırıtışı kayboldu. Bayan Grier'in de sırıttığını fark edebiliyordum.
''Bence benim kaslarımdan çok Skylynn'la ilgilenmelisin.'' diyerek annesine sarılıdı.
''Skylynn'ı uyandırmak bile senin kaslarından daha cazip.''
*****
''Sen hiç pikniğe gittin mi?''
Lisede pikniklere katılırdım ama bunu söylersem ardından bin tane daha soru geleceğini bildiğim için;
''Hayır Sky malesef.'' dedim.
''Merak ettiğin herşeyi bana sorabilirsin.''
''Şu an neden diş macununu dudaklarına sürdüğünü merak ediyorum mesela?''
''Piknik hakkında demek istemiştim.''
''Ah pekala.''
''Ama merak ettin diye söylüyorum, bunu sürünce içindeki aroma sayesinde dudaklarım kıpkırmızı oluyor.''
''Ruj diye bir şey icat edildi, denemelisin.''
Kikirdedi.
''Biliyorum, annem izin vermiyor işte, kimyasalmış.''
'Hmm..' diye mırıldandım sadece. Gerçekten çocuk ruhundan hiç anlamıyorum.
''Sence bugün ne giyeyim Cassidy?''
''Imm.. Kıyafet?''
''Ona sorma Skylynn, beynini kullanmıyor anlaşılan.''
Arkadan sesi gelen Nash'e dönerek;
''Belki de beynimi bilerek bu kadar basit şeylere yormuyorumdur.''
''Hangi beyin pardon?''
''Kaslarının intikamını mı alıyorsun?''
Beni iplemeyerek Skylynn'ın yanına gitti ve gardrobun tam karşısında durdu. Bir kaç parça kıyafet çıkarıp verdi.
''Senin işlerini de ben yapıyorum.'' diye sırıtarak odadan çıktı.
''Hadi seni giydireyim Sky.''
''Sen ona bakma, ukaladır biraz.''
Bu kız bazen haddinden fazla tatlı olabiliyordu.