2

254 34 5
                                    

Dakikalar ve belki de saatler geçti. Yürümeyi hâlâ kesmedim.
Ayaklarımın ağrısı hissedilmeyecek gibi değil.

Ama hak etmiş gibiyim.

Ailemin defolup gitmem için tuttukları küçük dairemden oldukça uzaklaştım.

Sorsanız, tabelalara bakmadan cadde adını bile söyleyemem.

Ama işlek bir cadde burası. Genel olarak barlar ve ddeokbokki gibi baharatlı atıştırmalıklar satan küçük dükkanlarla dolu.
Biraz daha ilerleyince dükkanlar bitiyor ve müzik seslerinin birbirine karıştığı dip dibe barlar devam ediyor sokakta.

Bir bar var. Diğerlerinden biraz bile farklı değil.

Farklı olan, barın nostaljik tasarlanmış duvarına sırtını yaslanmış, yere bağdaş kurup oturmuş çocuk. Dudaklarına bir sigara eşlik ediyor. Paketi düşmemesi için bacağına koymuş.

Gözümü alan ışıkları umursamadan çocuğu süzmeye çalıştım.

Turuncu saçları akmış boyasına rağmen fark edilmeyecek gibi değil. Karışıklığına rağmen, aklına birini kazımış gibi, müziğe eşlik ederek başını sallıyor oturduğu duvarda. Sigarasını parmaklarının arasına aldığında dudakları müziğe eşlik etmesinden dolayı kıpırdanıyor.

Siması tanıdık.

Hatırladığımda, kulağımı çınlatmaya başlayan müziklerin arasına bir iç çekiş bıraktım.

Akşam saatlerinde baştan savma işimde çalışırken gelmiş, bir içecek alıp gitmişti. Onda farklı ne bulduğumu hatırlamıyorum. Gözlerim yine bugünkü gibi takılı kalmıştı ona. Belki saçlarının boyası daha canlı olduğu içindi. Belki de meziyetten uzak insanların aksine, güler yüzüyle rica ettiği içindi, neyse.

Lanet olsun sana McDonald's.
Olduğum noktada, kafam anlaşmalar içinde kalabileceğim kadar iyi değildi.

İki gün sonra, oradan istifa etmiştim.

Jocelyn Flores - YoonMin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin