"...olmalı çünkü......kırmızımı olsa acaba..." annemi doğru düzgün dinlemediğim için dediklerinden hiçbişey anlamamıştım. Kafede bir o yada bir bu yana koşuşturarak giderken pastanın kurdelesi için renk seçmeye çalışıyordu.Bir yandanda hızlı hızlı konuştuğu için hiçbirşey anlayamamıştım.
"Anne lütfen artık biraz sakin olur musun?" bunu söylediğimde oldu yerde bana döndü ve sert bir bakış attı.
"Yirmi dakika sonra parti başlayacak ve pasta hazır değil nasıl sakin olabilirim Ece?" Elini saçlarına daldırdı.
"Ah şu kırmızı kurdale nerede?" sinirinden dolayı tezgahın üstündeki kurdeleleri göremiyordu. Yavaşça kalkıp kırmızı olanları aldım ve anneme uzattım.
"İşte burda, biraz sakin ol tamam mı ?" kurdaleleri aldığım yere şaşkınlıkla baktı ve derin bir nefes verdi.
"Sanırım biraz sakinleşsem iyi olur." bir kaç derin nefesten sonra kurdaleleri alıp pastaya doğru ilerledi.
"Sen otur ben hallederim" derken kurdaleleri elinden aldım ve pastaya doru ilerledim. Kurdaleyle işim bitince pastayı dikkatlice alıp mutfaktan çıktım. Pastayı kafenin ortasındaki özenle süslenmiş masaya koyduktan sonra etrafı inceledim.
Kafe sanki pembe, kırmızı ve gri simin içine bulanmış gibi duruyordu ve tavandan sarkmış peri kızıyla tam bir prenses evine dönüşmüştü.
"Nasıl olmuş?" annemin arkadan gelen sesiyle irkildim
"Bunu banamı soruyosun" dediğimde güldü.
"Fazla kızsal ve simli, beş yaşında olsaydım sevebilirdim.Ve çatallar eksik"
"Ah tamamen unutmuşum" mutfağa doğru yöneldiğinde peşinden gittim.Çatalları ararken kapı açıldı ve annem mutfakyan çıktı.Garsonların geldiğini düşünerek acele etmedim çatalları bulduğumda mutfaktan çıktım ve yanıldığımı o zaman anladım.Kafe 5 yaşında tütüleriyle ordan oraya koşan küçük kız çocuklarla doluydu.
Çocuklar beni gördüklerinde verdikleri ilk tepki hep bir ağızdan
"Rapunzel" diye bağırmak oldu hızla kafamı kaldırıp anneme baktığımda oda teleşlıydı garsonlar gelmemişti ve kafe küçük canavarlarla doluydu.
Mutfağa doğru hızla ilerlerken küçük kızların konuşmaları kulaklarımı doldurdu.
"Ne kadar uzun saçları var.... altın sarı.... o kesinlikle rapunzel"
Mutfağa girdiğim gibi kapıyı kapattım ve çantama doğru ilerledim burdan hemen çıkmalıydım çocukları severdim ama bu kadar fazlası ve hepsinin kız olması iyi değildi.
Mutfak kapısı açılınca kafamı otarafa çeviridim annemi gördüğümde rahatladım, o küçük cadılardan biri değildi.
"Hayatım biliyorum burada kalmak istemiyorsun ama Tuğba ve Seren henüz gelmedi ve onlarla tek başıma başa çıkamam sadece on dakikalığına kal ve bana yardım et lütfen"
Annemin ısrarlı bakışlarfı altın kafamı yere eğdim.
"Tamam" bu sözü söyler söylemez annem boydu atladı ve sıkıca sarıldı.
"Sen içeri git ve onları oyala bende o sırada çatalları hazırlayıp müziği başlatayım." cevap verme şansı tanımadan mutfaktan çıktı.
Derin bir nefes alıp mutfaktan çıktığımda canavarlar sanki çıkmamı bekliyormuş gibi kapının önünde beni bekliyorlardı.
Tekrar bir rapunzel olayını yaşamamak için hız konuşmaya başladım.
"Şİmdi hepiniz sakin ve sessiz olun " hepsinin gözlerinde 'rapunzel olduğunu itiraf et' bakışı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAPUNZEL
Teen Fiction"Adınız neydi" tam cevap verecekken diğeri araya girdi "Söyledi ya adı Rapunzel"